Aylar, yerini haftalara, haftalar günlere, günler ise artık saatlere bırakmış durumda. Galatasaray-Fenerbahçe maçına sayılı saatler kaldı. Ligin sonucu henüz belli değil. Galatasaray taraftarları her ne kadar “Şampiyonuz” deseler de ben kendi açımdan bitmiş bir şey görmüyorum.

Dünyada her şey size yalan söyleyebilir ama matematik yanıltmaz. Fenerbahçe, pazar günü ağzına kadar dolu, görsel şölenli ve belki de Şampiyonlar Ligi'nde dahi görülmemiş agresif bir RAMS Park ile karşılaşacak. Galatasaray, 90 dakika 52 bin kişi ile atak yapıp 52 bin kişi ile savunma yapacak. Bazen bu tarz etkenler sonuçta büyük rol oynar; pazar günü de oynayacaktır diye düşünüyorum.

Tabii Fenerbahçe’nin ve İsmail Kartal hocanın bu haftaya kadar gelebilmesini de takdir ediyorum. Çünkü tarihte eşi benzeri görülmemiş bir Galatasaray ve hocası ile karşı karışıyalar. Başakşehir, Trabzonspor ve Beşiktaş’ın yarıştan erken ayrılmasıyla beraber adeta baş başa kalmış iki takım artık bu uzun ve heyecanlı hikayenin sonunda karşı karşıya gelecek. Bu derbi, kelimenin tam anlamıyla bir derbiden fazlası olacak. Psikolojik savaşların, zihin cimnastiklerinin döndüğü, taktik savaşların verildiği bu ligin sezon finali, dolayısıyla uzun yıllar konuşacağımız bir final olacak.

Galatasaray’ın muhteşem taraftarı yine üstüne düşeni yaptı ve biletleri satışa çıkar çıkmaz tüketti. Localar, normal koltuklar, VIP’ler ve protokol dahil her yer dolup taşacak.

Fenerbahçe'den kontrolü kaybetmemek adına fazla temkinli bir oyun bekliyorum. Galatasaray ise yağmur olup bu yaz günü Fenerbahçe’nin kalesine yağacaktır diye düşünüyorum. Üç sonuçtan ikisinin Galatasaray’ı şampiyon tayin edeceği bu maçta “Psikolojik Üstünlük” Galatasaray'da. Tüm futbolseverlere iyi seyirler diliyorum. Türk futboluna yakışır, hakemin konuşulmadığı ve olaysız bir derbi olması dileğiyle.