YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Ladin sendromu, terör paranoyası

"İncirlik'te Charlie alarmı", "İncirlik'te sokağa çıkma yasağı", "Körfez'deki ABD üslerinde kırmızı alarm", "ABD Cakarta Büyükelçiliği'ni kapattı", "Afrika ve Ortadoğu'daki elçilikler güvenlik kordonuna alındı", "Usame Bin Ladin'in adamları Türkiye'de", "Bin Ladin'in adamları İncirlik'e saldıracak", "Ladin, Hamas ve İslami Cihad'la birlikte saldırılara hazırlanıyor", "İstihbarat teşkilatları alarmda", "ABD Ladin'i avlamak için Hint okyanusundan Afganistan'ı vuracak", "Afganistan'a müdahalede İncirlik de kullanılacak", "Fas'tan Endonezya'ya kadar İslami terör örgütleri saldırılara hazırlanıyor", "Umut operasyonunda yakalananlar Clinton'ı da öldürecekti"...

Türkiye ve İslam dünyası son birkaç gün içinde müthiş bir korku atmosferine sürüklendi. Sanırsınız bütün Müslümanlar ellerine silahları aldı ABD ve İsrail hedeflerine saldıracak. Türkiye'yi ve İslam dünyasını kana bulayacak, bölgeyi ateş çemberine çevirecek...

Korku senaryoları

Bir aydır Filistin'de, çoğu çocuk, içlerinde 11 aylık bekeklerin de bulunduğu 210 kişiyi öldüren, binlerce insanı yaralayan, Filistinliler'e ait evleri füzelerle yerle bir eden, okuldan dönen 12 yaşındaki çocukların kafalarına kurşun sıkan, ellerinde sadece taş olan çocuklara tanklarla, helikopterlerle, füzelerle karşılık veren İsrail ve ona destek verenler bu cinayetleri, bu aşağılık katliamları örtmek için bütün dünyada "İslami terör paranoyası" oluşturuyor.

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın, Savunma Bakanlığı'nın, Barak'ın, İsrail kaynaklı haber ajanslarının internetteki siteleri katliamları kınayanların yoğun tepkilerine dayanamayıp kapatıldı. Sadece İslam dünyasında değil, insani değerlere önem veren her dinden, her ulustan insanların artan nefretini "İslami terör paranoyası" ile kırmayı hedefliyorlar.

Bunun için Müslüman ülkelerdeki İsrail lobileri harekete geçirildi. Haber ajansları, basın-yayın organları, köşe yazarları etkin şekilde görevlerini yerine getiriyor. "Arafat'ın şiddeti önlememesi", "Filistin Yönetimi'nin Hamas ve İslami Cihad'la işbirliği yapması" sorgulanıyor. "İntihar saldırıları ve masum İsrail halkı" tezi işleniyor. Yeryüzündeki bütün İslami cemaatlerin Bin Ladin'le bağlantıları tek tek ortaya dökülüyor. Türkiye ve İslam dünyasında "Bin Ladin'in adamları" avı başlatılıyor. Dikkatler Filistin'den uzaklaştırılıp 'İslami terör'e çekiliyor.

Yahudi lobisi Sezer'e kızgın

Türkiye bu korku senaryonun en yoğun işlendiği ülkelerden biri. Çünkü Türkiye İsrail lobisinin en etkin olduğu Müslüman ülkelerin başında geliyor.

28 Şubat'tan bu yana İsrail'in 'Yeni Ortadoğu' projesine hizmet eden, bazı askeri projeleri ihalesiz İsrail'e verebilen, İsrail'in güvenliğini sağlamak ve önünü açmak için 'büyük tehdit' İslami yapıların tasfiyesinde İsrail'le birlikte çalışan Türkiye, şimdi bu anlaşmaların altında eziliyor. İnsani değerler ve 'stratejik anlaşmalar' arasında denge arayan Ankara, Filistin'deki son olaylar karşısında nasıl tavır alacağını belirlemekte oldukça zorlanıyor.

'Stratejik eksen'in hep İsrail'den yana sonuçlar doğurmasını geç anladı Ankara. Çok güvendiği ABD'deki Yahudi Lobisi'nin Ermeni tasarısına el altından destek vermesinden de hayal kırıklığına uğradı.

Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'in insani değerlerden yana tavır koyması, İsrail'in aşırı güç kullanımını kınaması, Filistinliler'den "kardeşlerimiz" şeklinde sözetmesi, Filistinliler'in 'devlet' hakkına vurgu yapması, İsrail'i ve Yahudi lobisini fena kızdırdı. Türkiye'nin, İsrail'in kınandığı BM kararında lehte oy kullanması da ABD'yi rahatsız etti. 'Büyük gazeteler'deki köşe yazarları Sezer'e veryansın etmeye, Türk-İsrail ilişkilerinin hayati önemini gözler önüne sermeye başladılar. ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ın Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e gönderdiği mektubu örnek göstererek Sezer'i Türk dış politikasını sıkıntıya sokmakla suçladılar.

Tezgah bozuldu

Oysa bu mektup, Ermeni tasarısının gündeme getirilmesinin, Yahudi lobilerinin el altından destek vermesinin ve son anda geri çekilmesinin Türkiye'yi ne tür bir yanlışa sürüklemek için tezgahlandığını açıkça ortaya koyuyor. Türkiye'nin menfaatlerini savunan bu yazarlar, tezgahın vehametini bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar. Ama görevlerini yapıyorlar. Türkiye Ermeni tasarısıyla köşeye sıkıştırılıp zayıflamaya yüz tutan Türk-İsrail stratejik ekseni ayakta tutulacak, Ankara'nın doğrudan İsrail'in yanında yer alması sağlanacaktı. Ama tezgah bozuldu... Türkiye'yi avucunu içine alıp istediği yöne çevirebilen Yahudi lobisinin gücü sarsıldı. Sezer'e yönelik saldırgan tutumlarının sebebi bu...


28 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İbrahim Karagül

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...