YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Hendese-i savt ve Kur'an tilâveti

İsmail Râci el-Fârûkî ve eşi Luis Lâmia el-Fârûkî'nin hazırladıkları "İslâm Kültür Atlası" adlı eserin 467. sayfasından sonrası, (23. Kısım), "Hendese-i Savt"a; yani ses sanatına, ses mühendisliğine ayrılmış. Bu eser, İnkılab Yayınları tarafından; Mustafa Okan Kibaroğlu ve Zerrin Kibaroğlu'nun çevirileriyle Türkçe'ye kazandırılmıştı.

Hatırlanacağı gibi Fârûkîler, 27 Mayıs 1986 tarihinde Pennsylvania Wyncote'taki evlerinde bir sahur vakti uğradıkları bıçaklı saldırı sonucu hayatlarını kaybetmişlerdi. Fârûkîler'i rahmetle anıyoruz.

Fârûkîler, neden "Hendese-i Savt" başlığını kullandıklarını şöyle açıklıyorlar: "Bu adlandırma 'müzik' ya da Arapça'sıyla mûsikînin İngilizce'de ve diğer Avrupa dillerindeki karşılıklarında olduğu gibi perde ve ritmlerin bütün sanatkârâne vokal ve enstrumantal düzenleme türleri mânâsına gelmediği gerçeğine dikkat çekmek içindir". Fârûkîler, müzik veya mûsikî terimlerini "sınırlı" bulduklarını da ifade ediyorlar ve Hendese-i Savt ile mûsikî arasındaki "ince" farka dikkat çekiyorlar. Fârûkîler'e göre Hendese-i Savt, ses veya çalgı ile icrâ yahut dînî/dünyevî toplantılar, ileri düzeyde sanatkârâne veya sıradan sosyal olaylar gibi ortamlardan bağımsız, sonsuz yapının bestelenmiş veya irticâlî tezâhürüdür. Perde ve durakların düzenlenmesi yoluyla müziğin gelişimi dinleyiciye hiçbir zaman sona ermeyecekmiş gibi açılan bir izlenim vermeye çalışır. Tonlama ve duraklamalarla ortaya çıkarılan bu yapı bir arabesk olarak da adlandırılabilir. Bu, İslâmî kültürün görsel sanatlarındaki benzer şekilde adlandırılan çizgi, renk ve form yapılarıyla aynıdır.

Fârûkîler bu eserlerinde, câmî müziğinin ya da daha genel (ama bence çok yanlış) bir ifadeyle dînî müziğin (Fârûkîler, dînî müzik tâbirini kullanmıyor) esas teşkil ettiğine, câmî müziğinin klasik müziğin bir alt türü olduğuna dair görüşlere yer veriyorlar. Referansları ise Karl Signell ve Amnon Shiloah. Câmî müziğinin, klasik müziğin bir alt türü olduğunu Karl Signell söyler. Amnon Shiloah ise "The Status of Traditional Art Music in Muslim Nations"ta, Müslüman milletlerdeki dînî müzik ve sanat müziği arasındaki sıkı bağlardan ve alışverişten ve sanat müziğinin bir folk repertuarına süzülmesinden bahseder.

Kur'an tilâveti; Müslümanlar tarafından hiçbir zaman mûsikî olarak kabul edilmemekle birlikte, İslâm dünyasının her köşesinde, her seyirci topluluğuyla ve hemen hemen her çevrede duyulabilen bir hendese-i savt türüdür, Fârûkîler'e göre. Hatta İslâm coğrafyasında yaşayan gayrımüslimler için bile kaçınılmaz bir ses sanatı tecrübesidir. O halde Kur'an tilâveti, İslâm kültüründe yer alan en şümullü hendese-i savt türüdür ve Kur'an, hendese-i savttaki estetik ifadenin bir ilk örneğidir.

Fârûkîler'in işaret ettikleri bir başka husus, iyi bir sese sahip veya seslerini çok iyi kullanan iyi icrâcıların, iyi bir Kur'an tilâveti eğitimi almış olmaları. Buna örnek, Mısırlı merhum şarkıcı Ümmü Gülsüm'dür. Fârûkîler'in bu tesbitleri -ya da aktarımları- çok isabetli ve aynı zamanda bir gerçeğe de işaret ediyor. İslâm müzik kültüründe sesi iyi kullanabilmenin ön şartı, iyi bir Kur'an eğitimi almaktan geçiyor. Nitekim, Osmanlı müzik kültüründe iyi icrâcıların, iyi bestekârların mutlaka bir dergâh geçmişi var. Mutlaka iyi bir "dînî müzik" eğitimi almışlar. Son dönemde; Kur'an tilâveti eğitimi alıp da, sesini bu şekilde eğiten ve bence 20. yüzyılın en iyi okuyucularından olan bir sanatkârı da hatırlamak lâzım: Merhum Bekir Sıdkı Sezgin. Kendisi aynı zamanda hâfız idi. Müthiş bir ses disiplinine sahip olan Bekir Sıdkı Sezgin, bu özelliğini Kur'an eğitimi sayesinde edindiğini bana söylemişti.

Kur'an tilâveti, ses sanatının -ve İslâm müzik kültüründe ses eğitiminin- bence en önemli unsuru. Kendi mûsikî kültürümüze baktığımızda, buna dâir pekçok örnek görebiliriz.

Konu oldukça önemli. Yazı alanının sınırları ne yazık ki bu kadar. İnşaallah önümüzdeki haftalarda bu konuyu yeniden ele almaya çalışacağım.


28 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...