YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Futbol, gençler ve Demirel

 
"Sorun, gençlerin sığ ve şematik olanı 'derinlikli' sanmalarında, kaba ideolojik çerçeveleri 'bilimsel' türünden nitelemeler yakıştırarak kendilerince aklamalarında.

 

Perşembe akşamı dostlarımızla birlikte, büyük bir keyif içinde, Galatasaray-Mallorca maçını izledik. Bu köşeye düzenli göz atanlar benim fanatik bir Beşiktaşlı olduğumu biliyorlar. Fanatik bir Beşiktaşlı olarak da Galatasaray'la az kıvanmadım değil. Zaten çocukluğumdan beri ne zaman bir Türk takımı (Fenerbahçe dahil!) Avrupa'da sahaya çıksa, o takımı deliler gibi desteklerim. Son yıllarda yeni bir eğilimin sözcülüğünü yapanlar türedi: "Herkes kendi takımını tutar arkadaş," diyor bunlar, "bize ne rakibimizden! Onun karşısına hangi Avrupa takımı çıkarsa biz onu tutarız!" Söz konusu kişilerin televizyon karşısına geçtiklerinde pek de koruyamadıklarını düşündüğüm bu "zorlama" yaklaşımın beni hiç mi hiç etkilemediğini o gece bir kez daha görmüş oldum. Hatta maçtan o kadar zevk aldım ki, eş dost gidince, tekrar gösterilen maçı baştan sona, daha soğukkanlı, gürültü patırtıdan arınık bir halde izlemekten geri durmadım.

Bir futbol hastasına yakışır biçimde maçı iki kez izledikten sonra televizyonu kapayıp çalışma masamın başına geçmeyi düşünürken, bu kez ATV'nin Avrupa kanalında bir başka tekrara takılıverdim: Demirel'li "Siyaset Meydanı"na! Programı yayınlandığı gün izlememiştim. Birkaç ay önce yayınlanan ve "Aydın-Genç ekseni"ne oturtulan bir başka "Siyaset Meydanı"nın bana yaşattığı (ve bu köşede uzun uzadıya lafını ettiğim) "can sıkıcı" deneyimden sonra, yine gençlerle dolu böyle bir programı izlemeyi de düşünmüyordum doğrusu. Gelgelelim bu "tekrar"a yakalanmış bulundum; şöyle bir iki dakika bakıp kaparım derken programı sonuna kadar izledim. Yine aynı "can sıkıcı" deneyim (Yoksa yaşlanmaya mı başlıyorum, nedir?).

Programı izlerken son günlerde gözüme ilişen gazete yorumları üşüştü belleğime: Genelde gençlerin "performansı" övülüyor, Sn. Cumhurbaşkanı'nın ise buna uygun bir ritm yakalayamadığı vurgulanıyordu bu yorumlarda. İşin "Demirel" kısmına katılmamak olanaksız: Ben bu "düşük performans"ı Demirel'in yaşadığı (ama asla dile getirmeyeceği) "düş kırıklığı"na yoruyorum. Demirel'in meclis kürsüsündeki, tartışmalardaki halini anımsayacak olanlar bunun için bir tür "ateşleme"ye de gereksinim duyduğunu bilirler. Oysa eleştiri yüklü söylevler eşliğinde sorulan sorular bırakın Demirel'i ateşlemeyi, biraz olsun "heyecanlandırmaktan" bile uzaktı. Futbol dersi: Zayıf rakip iyi takımın oyununu da bozar.

Kuşkusuz, hepimiz Demirel'i beğenmemek gibi bir hakka sahibiz. Görüşlerini, siyaset tarzını, uygulama yöntemlerini benimsemeyebilir, hatta bunların tümüyle karşısında olabiliriz. Ama "Siyaset Meydanı"nda (üstelik yeterince "heyecan" bile duymadan) konuşan Demirel'in, kendi bakış açısını yönünce dile getirmek, bu bakış açısıyla tutarlı yanıtlar vermek ve genel bir "siyaset ve devlet adamı" perspektifi oluşturmak konusunda herhangi bir "eksiklik" sergilediğini savlayabilir miyiz? Siyasete istekli olan, ama bir türlü uygun koşulları bulamamaktan yakınan gençler, söyleyeceklerini kafalarında kırk kere evirip çevirmek, "laf bitse de el kaldırsam" diye sabırsızlanmak yerine, Demirel'in yanıtlarını dinlemiş, tarzını kavramaya çalışmışlarsa önemli "siyaset dersleri" edinmiş olabilirler. Karşıda duran ve "erk"in yıldırıcı ve yerinden oynatılmaz temsilcisi sayılan kişiye burun kıvırmak kolaydır; yaptığınız, dile getirdiğiniz bir şeyin hakkını vermek, uğraşıp tasarladığınıza uygun bir konum edinmek ise hiç kolay değildir.

Gençlerin "performansı" işte tam da bu anlamda "can sıkıcı" bir deneyime dönüşüyor. Kültürel "düşkünlük" halimiz kuşkusuz yalnızca gençliğe özgü bir sorun değil. Ama usavurmakta, herhangi bir konuyu farklı yanlarıyla kavramakta ve tutarlı bir düşünüş biçimi kurmakta gençler bu kadar "eksikli" olmamalı. Birkaç ay önce başka bir "Siyaset Meydanı" için söylediklerimi "yinelemek", üstelik aynı sözlerin şimdiki program için de tam bir uygunluk taşıdığını görmek güzel değil; ama "kendine özgü olanı" kurabilmek için kimi şeyleri bıkıp usanmadan "yinelemek" zorundayız:

"Sorun, gençlerin sığ ve şematik olanı 'derinlikli' sanmalarında, kaba ideolojik çerçeveleri 'bilimsel' türünden nitelemeler yakıştırarak kendilerince aklamalarında. Eleştirellik ve kuşkuculuktan vazgeçtim, ama kişi biraz olsun Ussallık bekliyor. Ussal olan bizim yanımıza yurdumuza uğramıyor anlaşılan. Kişi o yaşta konumundan bunca az kuşku duyarsa, eleştirel olanı bir karabasan gibi karşılarsa, gelecek yıllar kenara köşeye sinmiş 'ussallık kırıntıları'nı da silip atar olsa olsa! Bugün koltuklarına kaykılıp söz alan kimi akademisyenler, gazeteciler, kanaat önderleri aynı 'usdışı tutum'un nereye varacağını açıkça göstermiyor mu? Değişmez doğruların yer almadığı bin bir alana 'bilimsel', 'siyasal' ve 'nesnel' kesinlikler yükleyenler, o kesinliklerin söz konusu yaşama alanlarındaki ussallığı tümden öldüreceğini bilmiyor ya da bilmezden geliyor gibiler. 'Düşünsel yoksulluk ve yönsüzlük' Türkiye'nin genel sorunu. Şimdilerde, kimi ayrıksı örnekleri bir yana bırakacak olursak, hangi 'gençlik kesimi'yle etkileşime geçecek olsanız aynı 'usdışı tutum'la, aynı 'düşünsel yönsüzlük'le karşılaşıyorsunuz. Düşünsel çabanın şematik formüllere ve kulaktan dolma savlara indirgendiği, herkesin kendi varlık alanına abartılı bir 'güvenlik ağı' biçtiği, her bir kesimin neredeyse kesinlikler pazarlayan birer 'patent bürosu' haline geldiği bir ülkede 'kendine özgü olanı' üretmek ne ölçüde olanaklı?"

Gençler bu tür "yinelemelerden" sıkılıp usanmamalı. Bazen bir ülkede "düşünmek" bir gerekirlik, bir ödev halini alır.


26 Mart 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Hakan ARSLAN

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...