Türkiye'nin birikimi... | ||
|
İSTANBUL- Ukrayna Sahil Güvenlik botlarının silahları konuşturduğu üzücü olayın arkasından, Ukraynalı yetkililerle işbirliği içinde olan Türk balık mafyası çıktı. Balıkçıların, mafyanın hakimiyetinde olan bölgede balık avlamak istemelerinin sonlarını hazırladığı öğrenildi. Karadeniz'de uzun yıllardır tekne gezdiren balıkçılar, başta Ukrayna olmak üzere Karadeniz'in pekçok kesiminde karanlık işler döndüğünü söylediler. Otuz yıldır kalkan avına çıkan Kahveci Ahmet Reis teknesinin sahibi Nizam Hendem, Ukrayna'daki olaylara ilişkin olarak çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ukrayna karasularıda dahil olmak üzere balık mafyasının Karadeniz'de kanun dışı balıkçılık sektörü oluşturduğunu anlatan Hendem, arkadaşlarının, mafyanın hakimiyet alanında meşru yollarla balık avlamak istemelerinin hayatlarına malolduğunu söyledi. Mafyanın tekneleriUkrayna resmi makamlarının, mafyanın kanun dışı çalışmasına gözyumduğunu iddia eden Nizam Hendem, bu doğrultuda çalışan 20 kadar Türk teknesinin hiçbir sorunla karşılaşmadan kalkan avcılığı yaptığını bildirdi. Kaçak yollardan Türkiye'ye sokulan kalkan balıklarından elde edilen milyonlarca dolarlık rantın, Ukrayna-Türk Balık Mafyası tarafından paylaşıldığını söyleyen balıkçı Hendem, iki teknenin batırılarak bir arkadaşlarının ölümü ile sonuçlanan saldırı olayında balık mafyasının kışkırtmasının olduğunu kaydetti. İbrahim Reis teknesinin sahibi Ömer Serter de, olayların kökeninde balık mafyasının daha fazla kazanma tutkusunun yattığını söyledi. Serter, şöyle konuştu: "Daha çok para kazanmak isteyen balık mafyası, Türk balıkçıların kendi sularında avladıkları balıkları Kumkapı Balık Hali'ne getirerek, kalkan balığı fiyatlarının düşmesine sebep olmasından rahatsızlık duyuyorlar. Gözünü para bürümüş balık mafyası, Karadeniz'de kendilerinden başkasının balık avlamasından son derece rahatsızlık duyuyorlar. Ukrayna yetkililerin gözetiminde, Ukrayna sularında kalkan avlamalarına izin verdiği Türk tekneleri, avladıkları balıkları gümrük kanalı ile Türkiye'ye sokmaları halinde, yakaladıkları 1000 kalkan balığından 700'ünü gümrük masrafı olarak gözden çıkarması gerekir." Ukrayna'dan ikiyüz mil iddiasıSerter, 1983 yılına kadar bütün ülkelerin kara sularının 12 mil olduğunu ancak Rusya'nın Karadeniz'deki karasularını 200 mile çıkarmasından sonra Ukranya'nın da bunu sürdürmesi halinde, Ukrayna karasularının Sinop sahillerine ulaşacağını söyledi. Ukrayna'nın tutumundan cesaret alan Bulgar ve Romen Sahil Güvenliği'nin de, Türk balıkçılara yönelik tacizini artırdığını ifade eden Serter, "Geçtiğimiz gün Bulgaristan karasularına 30 mil açıkta balık avlıyordum. Yanıma yaklaşan Bulgar Sahil Güvenlik Teknesi, bana 'Varna, varna' diye seslendi. Anladım ki, beni Bulgaristan'ın Varna limanına götürmek istiyordu. Canımı ve malımı zor kurtardım" dedi. Kumkapı'da kilosu 25 milyon liraBir seferde ortalama üç bin kalkan balığının yakalanabildiğini ifade eden balıkçılar, kalkanın 2-6 milyon lira arasında değişen fiyatlarla hal'e verdiklerini söylüyorlar. Kalkan balığını halden alan balıkçılar ve lokanta sahipleri ise kilosuna 12-15 milyon arası fiyat ödemek zorunda. Balıkçı tezgahından halka ulaşıncaya kadar kalkanın kilosu semtine göre 25 ile 50 milyon lira arasında değişiyor. Lokanta ve restaurantlarda ise kalkanın porsiyonu en düşük 10 milyon liradan başlıyor. Sahile 80 mil uzaklıktaydıErcan Kamburoğlu (Azizler teknesinin sahibi) : Olayı batan Yavrum Ahmet teknesinin telsiz anonslarından duydum. Teknenin Kaptanı Dursun Çınar, telsizde Ukrayna Sahil Güvenlik Birimlerine, 'Komutanım, komutanım, sizin karasularınızda değiliz' diye sesleniyordu. Sonra ses birden kesildi. Batan tekne o sırada en yakın kara parçasına 80 mil uzaklıktaydı. Ukrayna, Karadeniz'in yarısının kendisinin olduğunu söyleyerek, diğer kalanını da öteki devletlere bırakıyor. Ekmek paramız için uğraşıyoruzAltan Kanburoğlu, (Denizci) : Kaçak avlanma ve kirlilik bizim denizlerimizi kuruttu. Karadeniz'den 10 mil açıldığınızda deniz derinliği 2 bin metreye ulaşıyor. Avlanma için müsait değil. Biz de ekmek paramız için mecburen uluslararası sulara çıkıyoruz. Avlandığımız sahada Ukrayna'ya en az 100 mil mesafede. Onları söylediği gibi karasularında avlanmıyorduk. Ukrayna kafasına göre karasuların 200 mile çıkarmış. Bunun önüne geçilmesi lazım. Bizim devletimiz de buna göre hareket edip haklarımız savunmalı. Kaçan kaçtı, kaçamayan...Bahri Dursun, (Gemici) : Olay günü biz de diğer arkadaşlarımızın avlandığı sahaya gidiyorduk. Bize daha önce oranın Ukrayna karasuları olduğuna dair herhangi bir uyarı yapılmadı. Bize gelen ilk mesaj,'Bize Ukrayna botu saldırıyor' oldu. Daha sonra bot geldi ve ateş açmaya başladı. Bu arada kaçabilen kaçtı, kaçamayanlara ise ateş edildi. Türk tekneleri Ukrayna sahil güvenlik botlarıyla uzun süre mücadele etti. Ancak telsiz mesajlarından anladığımız kadar Yavrum Ahmet ve Şerif Çınar Tekneleri açılan ateş sonucu batmışlar. Balıkçılar yurda döndüKaradeniz'de balık avladıkları sırada, Ukrayna sahil güvenlik botunun saldırısı sonucu batan balıkçı teknesinde ölen kaptan Durmuş Çınar'ın cenazesi ile bir süre gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılan 42 Türk balıkçı, dün uçakla Türkiye'ye getirildi. Türk Hava Yolları'na (THY) ait bir uçakla dün saat 13.40'da İstanbul'a getirilen Kaptan Durmuş Çınar'ın cenazesi, Atatürk Havalimanı'nda yakınları tarafından alınarak, Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Çınar'ın cenazesi bugün öğle namazına müteakip Büyük Dere Camii'nde kılınacak cenaze namazı ardından Garipçeköyü Aile mezarlığında toprağa verilecek. Ukrayna'da gözaltına alınan, daha sonra Türk Dışişleri Bakanlığı'nın girişimleri sonucu serbest bıkarıldıktan sonra İstanbul'a dönen 42 Türk balıkçısı da, Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladılar. Batan "Şerif Çınar" teknesinin mürettebatından Kahraman Topuz adlı balıkçı, avlanırken Ukrayna deniz sınırını ihlal etmediklerini, kendilerine hiçbir uyarıda bulunulmadan ateş açıldığını söyledi. "Yavrum Ahmet" adlı teknede bulunan Uğur Yalçın adlı balıkçı da saldırıyı, şöyle anlattı: "Sabah saat 06.30'da bir uçak, 'Ukrayna' yazılı pankart açtı. Biz, ne olduğunu bilemediğimizden geri dönmeye başladığımız sırada ateş edilmeye başlandı. İlk ateşler deniz seviyesindeydi. Sonra roketlerle 3 kez ateş edildi O sırada 9-10 tekne vardık. 1'i battı. 2'si orada kaldı."
O. MEHMET - M. A. İZMİR
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|