YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

Alman tankı

 
Berlin'deki yeni hükümet, tank konusundaki rahatsızlık yüzünden, ciddi bir sıkıntıya girdi. Bir yandan Helsinki Zirvesi'yle başlayan süreci sahipleniyor doğal olarak.

 

BERLİN- Arasıra heyheylenen Türk-Alman ilişkilerinde yeni pürüz, hükümet ortağı Yeşiller'in "Türkiye'ye tank satışına karşıyız" çıkışıyla başlayan tartışmalar... Yeşiller, Türkiye'de insan haklarının ihlâl edildiğini, Kürt Sorunu'nun çözülmediğini, Kopenhag Kriterlerinin hayata geçirilmediğini ileri sürüp, tank ihalesi Almanya'da kalsa bile, siparişin reddedilmesini istiyorlar... Tipik Yeşil tavrı... Türkiye, ihaleye giren ve Leopard-2 tankıyla ön elemede başarılı olan Almanya'dan çıkan bu aykırı sesten biraz şaşkın...

Almanya dev bir ekonomiye sahip, geçen yılın ihracatı (638 milyar dolar) ABD'nin ihracatına (699 milyar dolar) epey yakındı; oysa Almanya'nın nüfusu ABD'nin dörtte biri. Ancak, bütünleşme sonrası ciddi bir işsizlik sorunu yaşıyor Almanya ve Türkiye'den gelebilecek 14 milyar DM tutarındaki tank siparişinin iptali binlerce yeni işsiz demek. Hükümetin "Tanklar satılabilir" görüşündeki Sosyal Demokrat kanadı olayın özellikle bu yönü üzerinde duruyor...

Almanya açısından, Türkiye'de olup bitenler uzak bir ülkenin tercihleri olarak görülmüyor; kendi topraklarında Türkiye'den gelme 2.2 milyon insanın yaşıyor olması, Türkiye'yi Almanya'nın 'içişi' olarak görmeye sebep oluyor. Yeşiller'in sergilediği tavır yalnız 'tutarlı' ve 'ilkeli' olma ihtiyacından doğmuyor, seçmen tabanından gelen zorlamayla da ilişkili; Türkiye ile çatışma görüntüsü o tabanda prim yapıyor... Görüştüğüm bir Yeşil yetkili, "Doğu Almanya'dan aldığınız tankları Güneydoğu'da ne işlerde kullandığınızı gösteren fotoğraflar akıldan kolay çıkmıyor" dedi.

Berlin'deki yeni hükümet, tank konusundaki rahatsızlık yüzünden, ciddi bir sıkıntıya girdi. Bir yandan Helsinki Zirvesi'yle başlayan süreci sahipleniyor doğal olarak. "Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne aday yapan ülke" olarak anılmanın keyfini çıkarmak istiyor; bir yandan da adaylığın ilânı üzerinden üç ay bile geçmeden üyelik şartlarının yerine getirilmemesini huzursuzluk sebebi sayabiliyor... Hükümetin her iki ortağı da bu tersliğin farkında, ancak sorunu hükümete zarar vermeyecek biçimde çözme formülü bulmakta zorlanıyorlar... Berlin'deki görüşmelerde, SPD ve Yeşiller adına konuşan siyasilerden edindiğim izlenim, iki tarafın da, tank sorununu, hükümetin devamı için bir teste dönüştürmeme niyetinde olduğu... Yeşiller, Ankara'ya, "Türkiye şu sıralarda fazla ısrarcı olmasın, biraz beklesin" mesajını iletme telâşında.

Türkiye açısından işin münasebetsizliği şurada: Almanya, her ne kadar, "Girmemiz satma taahhüdü anlamına gelmez" açıklamasını yapmış olsa da, tank ihalesine girdi. Almanlar, Türk ordusunun kendi tanklarını beğendiğini biliyorlar, bir Alman siyasetçi "Ordunuz Alman, hükümetiniz Amerikan tankını tercih ediyor" kanaatini aktardı. Garabet şurada: Almanya, daha önce aldığı FUX tanklarını Birleşik Arap Emirlikleri'ne satma kararından dönmüş değil. NATO üyesi, AB üye adayı bir ülke olarak Türkiye kendisine karşı nazlanan Almanya'nın, bir Arap ülkesine tank satmasını anlayamıyor. Almanlar ise, Araplara satılanın saldırı amacıyla kullanılmayan bir tür gezgin laboratuvar olduğunu söylüyor ve Leopard-2'nin saldırı tankı özelliğine dikkat çekiyorlar...

Alman Cumhurbaşkanı önümüzdeki günlerde, 14 yıl aradan sonra, ülkemizi ziyaret edecek; temasları sırasında en çok bu tank konusunun gündeme geleceğini düşünüp rahatsızlık duyuyor Almanlar... Başbakan Gerhard Schröder'in Ankara'ya yapması çok önceden kararlaştırılmış ziyaretinin son dakikada iptal edilmesini Türkiye'ye geldiğinde tank baskısı altında kalmak istememesine bağlayanlar hayli fazla. Tank, giderek, Türk-Alman ilişkileri üzerinde koyu bir gölgeye dönüşüyor...

Bütün bunlara rağmen, Alman hükümetinin, eğer ihale üstlerinde kalırsa, bugünün ekonomik şartları ve Türkiye'nin yeni konumu sebebiyle, tank satışını kolay kolay reddedemeyeceği açık. Yeşiller, "Türkiye'ye tank satılmasın" derken, biraz nefes alıp, "Hiç değilse şimdilik" demekten geri durmuyorlar. Berlin'in dikkati, Türkiye'nin demokrasi sicilini düzeltmek için atılması beklenen adımlar üzerinde yoğunlaşmış görünüyor. Ufak bir açılım tank konusundaki havayı yumuşatmada da rol oynayabilir...

Her şey bir yana, ben yine de sormadan edemiyorum: NATO üyesi, AB adayı Türkiye, tarihin bu barışçı dönüm noktasında, yüklü bir faturayı kapıya dayayan tank alımını yapmak zorunda mı sahiden?


26 Mart 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...