T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Arjantin'i İMF yaktı, Türkiye ne olacak? (1)

İMF Dış İlişkiler Direktörü Tom Dawson'un, Arjantin'in kendi inandığı politikaları uyguladığını söyleyerek sorumluluktan kurtulma çabalarını ciddiye almamak gerekiyor.

Arjantin sadece İMF'nin onayladığı programları uyguladı. Peso'nun dolara eşitlenmesinden, iç borcun dolara dönüştürülmesine kadar temel politikaların hepsi İMF imzalı.

Enflasyonun önlenmesinde anahtar rol oynayan, ancak Arjantin ekonomisinin durgunluğa girmesine neden olan 'Para Kurulu' da İMF'nin önerisi ve onayı ile oluşturuldu.

Arjantin İMF'nin sözünden hiç çıkmadı.

Sadakatinin bedelini çok ağır ödedi, ödemeye devam ediyor.

6 ay öncesine kadar Arjantin'de uygulanan politika ve Arjantin diğer ülkelere model olarak gösteriliyordu.

O günlerde Arjantin mucizesinin nedeni olarak gösterilen sabit kur uygulaması bugün çöküşün sorumlusu olarak ortaya konulmaktadır.

Koro işbaşında

Üzülerek belirtmek gerekiyor ki, ülkemizde ekonomik olaylar ve gelişmeler siyasi kaygı ve beklentiler öne çıkartılarak değerlendirilmektedir. Bilim adamları ve uzmanlar, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve ekonomi yönetiminin doğru yönlendirilmesi amacını taşıyan objektif davranış sergilemekten çok uzaktalar.

Ekonomiyi Şubat krizine getiren süreci ve uygulamaları tarafsız analiz ederek krizi doğru tahmin edebilen ve vatandaşı ikaz eden uzmanların sayısı yok denecek kadar azdır. Tam aksine kamuoyu bilerek yanlış yönlendirilmiştir.

Aksi halde, iş çevresinin ağırlığı olan örgütlerinden birisinin başkanının, ekonomide 10 yıl sonrasını görebildikleri yalanını söyledikten birkaç hafta sonra Türkiye'nin tarihinin en ağır krizlerinden birine girmesini nasıl izah edersiniz?

Ya da, ciddi yayınlarıyla bilinen bir televizyon kanalında halen ekonomi programlarına devam eden ve televole mantığından kurtulamayan üçlünün, krizden birkaç gün önce ekonominin ne kadar iyi durumda olduğunu anlatmaya çalışmalarını en azından ben unutmadım.

Merak ediyorsanız, Şubat krizinden önceki tarihli gazetelerin ekonomi köşelerine göz atın. Eminim ki çok komik, aynı zamanda da düşündürücü şeylerle karşılaşacaksınız.

Bugün de değişen bir şey yok. Aynı koro şimdi de Türkiye'nin hiçbir zaman Arjantin olmayacağını ispat etmek için yırtınıyor.

İşte size Prof. ünvanı taşıyan birisinin açıklaması: 'Arjantin'in ekonomik koşulları Türkiye'ye göre çok daha ağır ve derin. İkincisi, Arjantin hükümeti bizim hükümet kadar hızlı reform kanunlarını çıkaramadı. İMF programını çabuk onaylayamadı. Ayrıca, Türk halkı iktisadi bir anarşi yaratma geleneğine sahip değil.'

Bu açıklamanın, 'Türk halkının iktisadi bir anarşi yaratma geleneğine sahip değil' dışındaki bölümü tamamen yanlış. Söz konusu Prof. belli ki gelişmeleri izlemiyor, ekonomik verilerden haberdar değil, sadece hükümete destek vermek için açıklama yapıyor.

Türkiye'nin ekonomik koşulları daha ağır

Her şeyden önce, Arjantin'in ekonomik koşullarının Türkiye'den çok daha iyi olduğunun vurgulanması gerekir. İki ülke ekonomik verilerini 14 Aralık 2001 tarihli yazımızda karşılaştırmıştık. Tekrarlamaya gerek yok.

Sadece Arjantin'le ilgili iki önemli veriyi aktaralım.

Bütçe açığı son yıllarda GSMH'nın % 1'ine kadar gerilemiş, yüksek olduğu yıllarda % 3'ünü geçmemiştir. Türkiye'de ise bu oran 2001 yılında % 15'in üzerinde gerçekleşecektir. (Bütçe açığı hedefi 30 katrilyon, GSMH 180 katrilyon lira olarak alınmıştır.)

Yani Türkiye'deki bütçe açığı Arjantin'in 5 ila 15 katı kadar daha fazladır.

Arjantin'de kamu borçları GSMH'nın yarısını aşmıyor. Türkiye'nin ise GSMH toplamından daha fazla kamu borcu bulunmaktadır.

Arjantin'deki bütçe açığı ve kamu borcu rakamları bir çok Avrupa ülkesine nazaran daha iyi durumdadır.

Tartışmasız bir netlikte görüyoruz ki Arjantin'in ekonomik koşulları Türkiye'ninkinden çok daha iyidir.

Gelelim ikinci iddiaya, yani Arjantin hükümetinin bizim hükümet kadar hızlı reform kanunlarını çıkaramadığı iddiasına.

Bu bilgi de tamamen yanlış. Türkiye sürecin henüz ortalarında. Arjantin ise sonuna gelmiş durumda. Bir başka ifade ile Derviş, hem mesafe olarak ve hem de zaman olarak Cavallo'nun bir hayli gerisindedir.

Arjantin,

Özelleştirme sürecini hemen hemen tamamladı.

İç borçlarının tamamını dolara dönüştürdü.

Katı bir sıkı para politikası uyguladı.

Bütçe açığını gelişmiş ülkelerin seviyesine çekti. Öyle ki İMF artık bütçe açığının sıfırlanmasını istiyordu.

Uluslar arası sermayeyi güvence altına alan düzenlemeleri eksiksiz olarak yerine getirdi.

İMF'nin istediği vergi reformlarını uygulamaya koydu.

Devlet sübvansiyonlarını büyük ölçüde kaldırdı.

Türkiye ise yukarıda sayılanların bir çoğunu henüz yerine getirmedi.

İMF'nin Arjantin hükümetinden son talepleri yerine getirilmesi imkansız taleplerdi. Bütçe açığının sıfırlanması ve devalüasyon yapılması bunların başında geliyordu. Devalüasyon, 10 yıllık fiyat istikrarını ortadan kaldıracağı ve sıfır bütçe açığı da 4 yıldan beri resesyonda olan Arjantin ekonomisini daha da daraltacağı için hükümet açısından yerine getirilmesi mümkün değildi. Ayrıca, bu taleplere uygun kararlar alması Arjantin Hükümeti'nin sonunu getirirdi.

Türkiye'nin Arjantin'den daha beter olacağını söylerken, sosyal patlamayı kastetmiyoruz. Sosyal açıdan değerlendirme yapmak bizim alanımızın dışındadır. Bizim krizden kastımız, Türkiye'nin iç ve dış borçlarını ödeyemeyecek noktaya gelmesi, bankacılık sisteminin çökmesi, mevduat ve sermaye hareketlerine sınırlama getirilmesi, ekonomideki durgunluğun daha da ağırlaşması, dövizin fiyatının kontrol dışına çıkmasıdır.

Türkiye'nin Arjantin gibi olmayacağını ileri sürenlerin en ciddi argümanları, Türkiye'de dalgalı kur rejimi uygulandığı için döviz üzerinde bir baskı oluşmayacağı ve cari işlemler dengesinin açık vermeyeceğidir. Bu görüşün savunucularından birisi de Dünya Gazetesi yazarı Sayın Tevfik GÜNGÖR'dür. Sayın GÜNGÖR ilaveten, Türkiye'de Para Kurulu gibi (parasal tabanı) sınırlayıcı bir müessesenin olmadığını, memur maaşlarının ödenmesi ve bankalara yardım için para basılabileceğini belirterek, çıkış yollarının açık olduğunu ima etmektedir.

Sayın GÜNGÖR'ün görüşleriyle ilgili değerlendirmemizi Cuma günü yapacağız.


26 Aralık 2001
Çarşamba
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED