T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İHL ve başörtüsünü halka satalım!

Evet, "İHL ve başörtüsünü halka satalım" demekle ilk bakışta "uçuk" bir teklifte bulunmuş oluyorum. Ama gerçekte öyle değil. Şöyle düşünelim:

Böyle bir teklif insanlara neden "uçuk" gelebilir?

- Hukuk devletinde böyle bir şey nasıl olabilir? İHL ve başörtüsü gibi bir eğitim ve özgürlük konusu, nasıl satış konusu olabilir, devletle halk arasında böyle bir pazarlık olabilir mi? diye düşünüldüğü için...

Tabiî ki haklı itirazlar. Ama İHL ve başörtüsü gibi, bir eğitim ve özgürlük konusu, nasıl böylesine özel sınırlamalara konu olabilir diye sormak da mümkün değil mi?

Siz kalkmışsınız, meslek liseleri dahil bütün orta öğretim kurumları mezunlarının Polis Akademisine girebileceğine dair kanun çıkarmışsınız, ama İHL'ye kapıları kapatmışsınız. Bu ülkenin çocuklarının bir kısmını bir okula almayı, bir kısmını bundan mahrum etmeyi hangi hukuk devleti mantığına sığdırıyorsunuz? Hangi eşitlik ilkesiyle bağdaştırıyorsunuz? Bütün dünyanın reddettiği "ayrımcılık" değil mi bu?

Yine siz, bir kısım insanınızın giyim-kuşam farklılığı sebebiyle eğitim özgürlüğünü elinden almışsınız. Bunu hukuk devleti mantığı ile, insan hakları ile bağdaştırabilir misiniz? Başörtülü insanları bayrak törenine almamak gibi bir tasarrufunuz direkten döndü. Nasıl düşünebildiniz bunu?

Anayasa Mahkemesi Başkanı, 39. Kuruluş Yıldönümü gibi önemli bir günde, ekseni özgürlüklerin genişlemesi olan bir hukuk reformu seslendirmesinde, kalkmış, "başörtüsü yasağı"nı vurgulamış. Bunu hangi özgürlük hassasiyeti ile bağdaştırabilir, hangi makul zemine oturtabilirsiniz?

Benim teklifim, sık sık insanların bir akıl almazlığı vurgulamak için "Burası Türkiye" şablonuna başvurduğu bir zamanda, bunlar kadar bile "uçuk" değildir. "Uçuk"tan öte hakkaniyet dışı hiç değildir. Hatta bir yerde baktığınızda, bu ülke insanlarından bir kısmına, en tabiî anayasal haklarını bir bedel karşılığı satın almak gibi bir külfeti de beraberinde getirmek gibi dramatik bir görüntüyü sergilemektedir.

Sonra teklifim için çok önemli de bir gerekçem var:

-Ülkenin ekonomik krizden kurtulması için bir halk seferberliği anlamına geliyor bu.

Yani demek istiyorum ki, "İHL ve başörtüsünü halka satın, İHL mezunları ayrımcılığa tabi tutulmayıp, üniversiteye normal lise öğrencileri gibi girsin, başörtülü öğrenciler de herhangi bir kısıtlama olmadan eğitimlerine devam etsinler, buna karşılık ülke ekonomik krizden kurtulsun. "

Diyelim bedel, IMF'den, Dünya Bankası'ndan ve G-7 ülkelerinden geleceği farzedilen14,3 milyar dolar olsun...

Bu hesabı duyunca pek çok insanın, hem şaşırdığını, hem bıyık altından güldüğünü, hem alaycı tavırlar içine girdiğini, hem de umutlandığını görür gibi olmaktayım. Ama olabildiğince ciddiyim!

-Eğer içinize sindiyse, "bunu yaparsak dünyaya rezil oluruz" gibi bir kaygıya kapılmadıysanız, ve sizi sadece "halk nereden bulacak bu parayı?" sorusu meşgul ediyorsa, merak etmeyin.

Halk şöyle bir hesap yapar, diye düşünüyorum:

-Kriz sebebiyle uluslararası merkezler, ülkeyi köşeye sıkıştırdı. Para hesabı başka hesaplara karıştı. Başka pazarlıklar geldi ülkenin önüne. Eğer ülke pazarlık yapmaya açıksa, hiç olmazsa halkla yapsın bunu... İHL ve başörtülü öğrencilerin eğitim özgürlüğü karşılığı halktan 14,3 milyar dolar talebinde bulunsun! Halk bunu verir...

-Nasıl verir?

Bunu sordum ben bir grup insanın içinde... Mütevazı maaşından başka geliri olmayan bir kişinin cevabı şöyle oldu:

-Ceketimi satar veririm.

Bir başkası:

-Öyle olmaz, dedi, ceket satışıyla toplanmaz 14,3 milyar dolar. Gelinler bileziklerini verir. Çiftçi öküzünü satar. Bağını bahçesini satar... İmam Hatip binalarını yaptıran insanlar onu yeniden kazanmak için varını yoğunu ortaya koyar.

-Başörtüsü sebebiyle Türkiye üniversitelerinde okuyamayan kızlarımız, bulup buluşturup Amerika'ya, Avustralya'ya, Kanada'ya, Avrupa'ya gidiyorlar. Bulup buluşturduklarını verirler devlete, dedi bir başkası...

Ben onların gözündeki parıltıya baktığımda inandım. Hani arasıra "Kurtuluş Savaşı" ifadeleri geçiyor ya krizden kurtulmak için... İşte öyle bir parıltı... İstedikleri çok fazla bir şey değildi. İHL'lerin üniversiteye doğru önlerinin açılması ve başörtülü öğrencilere özgürce okuma imkânı..

Gene de "uçuk" mu buldunuz teklifimi? Ne yapayım, başka bir çıkış yolu bulamıyorum Türkiye'deki egemen akıl dışı tutuma karşı en basit insan haklarını hatırlatmak için...

Hele bunun beni teselli eden ülkeyi uluslararası güç odaklarının didiklemesinden kurtarma gibi bir yanı varken... Sorarım size, IMF ile pazarlık mı içinize siniyor, yoksa küçük jestler karşılığı halka başvurmak mı?

Belki de yarınların sloganı şu olur:

-Vergilendirilmiş başörtüsü kutsaldır!!! Yaşasın bedeli ödenmiş İHL!!!


28 Nisan 2001
Cumartesi
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED