Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, dün istifasını verdi. Kendisini suçlayan bilirkişileri ve görevden aldığı bürokratları hedef gösteren Ersümer, bakanlığının uzun süre dinlenmesine karşın "TEAŞ'daki rüşvet organizasyonuna" ilişkin kendisine bir suçlamada bulunulamadığını savunarak, bilirkişi kaynaklı görünen iddiaların hukuki süzgeçten geçirilmeden iddianamede yeraldığını öne sürdü. bilirkişileri "tarafsız olmamakla" suçlayan Ersümer, "bilirkişilerin kim olduğu da süreç içinde açıklanacaktır. Bu suçlamaları yapanların gerçek yüzü anlaşılacaktır. Büyük huzur içindeyim" dedi.

Ersümer, istifasının kabulünden önce TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Afşin-Elbistan (A) Santrali, Kırklareli Doğalgaz Termik Santrali, Alaçatı Rüzgar Enerjisi Santrali'ne ilişkin iddialara yanıt niteliğindeki belgeleri de dağıtarak, kendini savundu.

Ersümer, "Ben Danıştay kararı olmadan hiçbir imtiyaz sözleşmesini imzalamadım. Danıştay kabulü olmadan hiçbir imtiyaz sözleşmesinde hiçbir değişiklik yapmadım. İşletme hakkı devirlerinde bakanlık onayı olmadan girişimde bulunmadım. Hazine onayı olmadan elektrik satış sözleşmesini uygulamadım. 'Bakanlıkta keyfi işler yapılıyor' gibi hazırlanan bu bilirkişi raporları rencide edicidir. Alaçatı Santrali ile ilgili hiçbir talimat vermedim. Bilirkişi raporunda 'Talimatla' deniyor, ama nasıl bir talimat nasıl verilmiş, yok" dedi.

Ersümer, TEAŞ'la ilgili konularda bakanlığın üç buçuk ay dinlenmesine karşın iddianamede "TEAŞ'daki rüşvet organizasyonu ile ilgili kendisine hiçbir suçlamada bulunulamadığını" söyledi.

Şimdi giderim, yine gelirim

Bir soru üzerine, dokunulmazlık zırhının arkasında saklanmayacağını da vurgulayan Ersümer, "İstifa olayı ilk ortaya çıktığında, bakanlıktan dosyalar, bürokratlar götürülmeye başlandığında istifa etmeyi planlamıştım. Benim ne ahlaken ne hukuken istifa etmemi gerektiren bir husus tespit etmiş değilim ama siyaseten istifama da ben karar veremem. Dünkü tarih itibarıyla istifamı Sayın Genel Başkanıma teslim ettim. Kendi takdirleridir. Geçen dönem bakanlıktan ayrıldım, tekrar geldim. 'Şimdi giderim, yine tekrar gelirim' diye düşünüyorum. Takdir liderlerindir."

Ersümer, "Soruşturma önergesi için imza verecek misiniz?" sorusu üzerine de "Ben dokunulmazlık zırhının arkasına falan saklanmam" dedi. n ANKARA

BİLİRKİŞİLER KASITLI

İddianamedeki kendisiyle ilgili iddiaların Başsavcılık beyanları olması durumunda Anayasa'ya aykırı iddianame düzenlendiğini; iddiaların bilirkişi kaynaklı göründüğünü kaydeden Ersümer, bilirkişilerin Enerji Bakanlığı ile husumet içinde olduklarını, bir hesaplaşma içine girdiklerini öne sürdü. Bilirkişilerin kendilerini Anayasa Mahkemesi yerine koyduklarını da belirten Ersümer, "Denilmekte ki 'şu projeyle getirilen geriye doğru bir zararın doğması engellenmeye çalışılmaktadır. Bu kanunun bu maddesi Anayasa'ya aykırıdır. Anayasa Mahkemesi tarafından dava açılırsa iptal edilecektir'. Yasayı Meclis kabul ediyor, Cumhurbaşkanı onaylıyor. Bilirkişiler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal olacağını ve zarar doğacağını iddia ediyorlar" dedi.

ATTIĞIM BÜROKRATLARIN KİNİ

Görevden aldığı, haklarında dava açılmasını istediği, yer değiştirdiği, disiplin cezaları uyguladığı birtakım memurların husumetlerini anlayışla karşıladığını bildiren Ersümer, bu husumetin iddianamenin belli bölümlerinde kendi aralarındaki konuşmalarla da ortaya çıktığını ifade etti. Bu kişilerden bazılarının bakanlıktan evrak götürürken de yakalandığını bildiren Ersümer, suçlamaların bunlar dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti ve "Suçlamalar yargı aşamasında cevabını alacaktır" dedi. Basına da çatan Ersümer, iddianamelerin, dava açılmadan açıklanmasının suç olduğunu hatırlatarak, "Asıl tartışılması gereken bu. Dördüncü güç olduğu söylenen basın birinci güç haline geldi. Ben de şikayetçiyim" diye konuştu.

Kırklareli Projesi

Kırklareli Projesi'nin plansız olduğu, serbest rekabet ortamının yaratılmadığı ve ihaleye fesat karıştırıldığı iddialarını da cevaplayan Ersümer, Yap-İşlet-Devret projelerinde ihalenin sözkonusu olmadığını hatırlatarak, "Olmayan ihaleye fesat karıştırıldığı iddia ediliyor" dedi. Daha önce de tek teklif alınarak yapılan işler bulunduğunu bildiren Ersümer, "Kırklareli Santrali'ndeki fiyat 5,18 cent'tir. Diğer işlerdeki fiyat 9-10 senttir. Bunun için bize teşekkür etmeniz lazım" diye konuştu.

Alaçatı Rüzgar Santrali

Ersümer, İzmir Alaçatı Rüzgar Santrali'nde bakan oluruyla imtiyaz sözleşmesinin uygulanamaz hale geldiği iddiaları konusunda da, sözleşmelere aykırı tek bir işlem bile yapılmadığını belirtti. "TEAŞ'ın fiyatları 3,5 cent'ken 9 cent'ten elektrik alınıyor" iddialarını cevaplayan Ersümer, 3,5 cent'lik maliyetin paçal (ortalama) maliyet olduğunu, örneğin Çayırhan'daki maliyetin 11 cent olduğunu söyledi. "Enerji üretmediği için santrale ceza uygulanmaması" ile ilgili iddiaları Ersümer, "Danıştay, rüzgara bağlı eksik üretimi cezadan muaf tutuyor. Rüzgar, tabiata bağlı. Bu durumda eksik üretme sorumluluğunu şirkete bırakmayı uygun görmedik" dedi. Ersümer, leasingle ilgili bütün çelişkilerin alınan taahhütlerle giderildiğini ifade etti.

Afşin-Elbistan Santrali

Ersümer, bilirkişi raporunda, Afşin-Elbistan Santrali'nin ihalesine fesat karıştırıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Santralin sözleşmesinin Danıştay'a götürüldüğünü, kendisinin Danıştay'da 18 ay süren davanın sonucunu beklediğini anlatan Ersümer, bu süreç tamamlandıktan sonra 15 Aralık 1999'da sözleşmeyi imzaladığını bildirdi. Şirketin yapması gereken yatırımları TEAŞ'ın yaptığı ve devletin zarara uğratıldığı iddialarını hatırlatan Ersümer, şöyle dedi: "Fizibilite 1993'de alınmış, geçen sürede yeni yatırımlar, büyük de arızalar olmuştur. Danıştay'dan geçen imtiyaz sözleşmesinin 8. maddesinin c fıkrası, devir zamanı geldiğinde fizibilitedeki durumun tespit edilmesini ve elektrik fiyatlarının devir sırasında revize edileceğinı öngörür. Santral devredilmemiş, imzalanan imtiyaz sözleşmesidir. Zarar doğmamıştır."