T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Patlıcansız patlıcan kebabı

Türkiye'deki siyasi gelişmeler hakkında ABD ne düşünüyor acaba? Ortadoğu'ya kendisinden önceki başkan Bill Clinton'dan çok farklı gözlüklerle bakan George W. Bush döneminde Türkiye'nin Washington için önemi arttı. 3 Kasım'da sandıktan nasıl bir iktidar çıkacağı, en az bizim kadar, Washington'u da ilgilendiriyor. Geçen ay, Çırağan Sarayı'nda dinlediğimiz Clinton, başkan olur olmaz, ekibiyle birlikte üzerinde en fazla fikir cimnastiği yaptıkları sorunun, "Ne olacak bu Türkiye'nin hali?" olduğunu anlatmıştı... ABD kararalma mekanizması içinde bulunanların şu sıralar da üzerinde en fazla kafa yordukları ülkenin Türkiye olması doğal.

Washington'un Türkiye hakkında ne düşündüğünü öğrenmek için başvurulacak kaynaklardan biri, ABD başkentinde geniş bir çevresi bulunduğu bilinen Milliyet yazarı Yasemin Çongar... Çongar, bir süre önce, "ABD yönetimi Tayyip Erdoğan'ın AKP'sinin üzerini çizdi" diye özetlenebilecek bir yorum yazmıştı. Dün de, Türkiye üzerinde düşünen Amerikalılar'ın gönüllerinde yatan formulü gazetesine taşıdı Yasemin Çongar...

Kaynağımız, daha henüz 'Ecevit-sonrası' hesapların Türkiye'de yapılmaya başlanmadığı haziran ayının ilk günlerinde, şu satırları yazabilmişti: "Koalisyonun bu haliyle uzun süre gidemeyeceğini, Başbakanın uzak olmayan bir tarihte görevine veda etmek zorunda kalabileceğini hesaba katan ABD'li gözlemciler, 'yeni hükümet' ve 'erken seçim' olasılıklarını (..) değerlendiriyorlar." (Milliyet, 3 Haziran 2002)

Aslına bakılırsa, Milliyet yazarının bizlerle son paylaştıklarında 'sürpriz' bir unsur bulunmuyor. Washington 'Derviş merkezli' formüller üzerinde duruyormuş... YTP'ye destek çıkan Derviş'in daha geniş bir ittifak için çalıştığını görüyorlar ve esas formulün 'katkılanmış bir CHP' olduğuna inanıyorlarmış... Formul basitçe şu: Derviş ve arkadaşlarının CHP listelerinden aday olmaları... Merkez sağda da benzeri bir buluşma gerçekleşirse, Meclis'ten bir merkez koalisyonu çıkartılabilirmiş...

Şu anda, Derviş-merkezli siyasi arayışın hayata geçirmeye çalıştığı da bu değil mi? Ya, AKP, SP ve MHP dışındaki bütün partilerin katılımıyla iktidar olacak bir büyük buluşmayı seçim öncesinde oluşturmak, ya da sağda ve solda gerçekleştirilebilir buluşmalarla gidilecek seçimden bir 'merkez koalisyonu' çıkartmak...

Yazıda sorunlu bölümler var. Çongar, "Bir avuç kişi" olduklarını vurguladığı Washington'da Türkiye'yi düşünen Amerikalıların üzerine siyasi formüller geliştirdikleri Kemal Derviş ile ABD arasına -nedense- mesafe koymaya çalışıyor. "ABD'lilerin Derviş'ten bizzat duydukları Derviş'in bugüne dek basına söylediklerinin ötesinde değil" imiş... Amerikalılar, "Türkiye'de Derviş'in de bir piyon gibi dahil olduğu Amerikan komplolarından sözedilmesine, herhalde içlerinden, 'Neeerdee o günler' diye geçirerek gülüyorlar" imiş...

Oysa, kendisinin Amerikalılar'dan aktardıklarıyla burada yaşadıklarımız arasında hemen göze çarpan uyum, "Bir piyon gibi" olmasa da, Derviş'in Washington senaryolarının uzağında bulunmadığına işaret ediyor. Hadi, meslektaşımızın hatırı için, 'Amerikan komploları'ndan söz etmeyelim; ama solda-sağda oluşturulmaya çalışılan ittifakın 'ABD planı' olduğunu söylememiz niçin yanlış olsun? Kısa süre önce bir haftaya yakın ABD başkentinde kalan Kemal Derviş orada ne yaptı? (Washington'da görevli meslektaşlara bir başka sorum daha olacak: "Güneş Taner'le, Deniz Baykal'la, hatta Özal ve Demirel'le ilgili nice 'skandal' haberi yapmış gazeteciler, o bir hafta boyunca, neden Derviş'le ilgili bir tek habere imza atmadılar?")

ABD'nin Türkiye ile yakından ilgilenmesi ve seçime gidilen bir ortamda sandıktan çıkacak sonucu etkilemek istemesi çok doğal. Adını 'komplo' koymaya gerek yok, ama durum özetle şu: Washington'un gönlünden Kemal Derviş'in kuracağı bir merkez sağ ve merkez sol koalisyonu geçiyor... Bunun sağlanabilmesi için beğendiği politikacıları yanyana getirerek bir 'milli takım' oluşturmak istiyor ABD... Çongar'ın Amerikalı ağızlardan naklettiği özellikleriyle "Özü sözü bir" Kemal Derviş, "Türk-Yunan yakınlaşmasına yaptığı katkı nedeniyle" İsmail Cem, "Statükoculuktan uzak görüşlü" M. Ali Bayar biraraya gelecek, "Washington'daki imajını yenilemiş" Mesut Yılmaz'ı da yanlarına alacaklar... "Şu anda düzenli bir diyalog sürdürmedikleri" CHP lideri Deniz Baykal'a ise bir oldu-bitti düşünüyor Amerikalılar; biri, Çongar'a, "Bu kişiler, 'Yakamıza CHP rozeti takıyor ve geliyoruz' deseler Baykal ne yapar?" sorusunu yöneltmiş...

Washington'dan yönlendirilen 'komplosuz' ilk genel seçime doğru gidiyoruz. Ne güzel, değil mi?


13 Ağustos 2002
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED