T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

T E L E V İ Z Y O N

Beyaz olmak garip geliyor

Bazen Beyaz'la Beyazıt'ın çelişkisini yaşıyorum. Beyaz olmak garip geliyor ama, ya devam edeceksin, ya da yeni bir hayat kuracaksın...

Beyazıt Öztürk, nam-ı diğer Beyaz. Show ve mizah dünyasının yakışıklı prensi. Sıradan bir üniversite öğrencisiyken bir radyo programıyla adını duyurdu. Açıkyürekliliği ve "R"siz sivri dilliliğiyle çok sevildi. 7 yıldır yaptığı TV programlarıyla Türkiye'nin en popüler isimlerinden biri oldu. Bu yıl şovunda yaptığı değişikliklerle çok başarılı bir performans gösterdi. Canlandırdığı birbirinden farklı tiplerle bir taraftan oyunculuğa Isınırken bir taraftan da ününe ün kattı. Ve magazin dünyasının içine düşen pek çok kişinin, gelen şöhretle birlikte yaşadığı değişikliği o da yaşadı. Beyaz, artık 10 yıl önceki "Saf Beyaz" değil. Beyaz'la program öncesi son hazırlıkları yaparken görüştük ve programdaki değişikliklerle birlikte hayatındaki değişiklikleri de konuştuk.

Şovdaki değişikliklerle çıtayı yükselttiniz. Öncekilere nazaran daha başarılı bir program oldu. Kimden çıktı fikir?

Bu fikir, Oğuz Koloğlu'ndan çıktı. Aslında bir riskti bunu yapmak. Tutmayabilirdi de. BBG'de herkes bir tipi seçiyordu. Biz de daha halkın içinden tipler seçelim ve insanların hayatta yaşadıkları ilişkileri onlara yaşatalım dedik.

Bir bölüm için çekimler ve provalara ne kadar zaman ayırıyorsunuz?

Pazar haricinde her günümüz dolu. Röportaj verdiğim tarihe dikkat edersen Cumartesi saat 20.00. Tek boş zamanım. Onun dışında hep alt katta çekimdeyim.

Hüsmen Dayı, Psikopat, Ejder... Canlandırdığınız her tipin bir hayran kitlesi oldu. Sizin en beğendiğiniz tip hangisi?

Beyaz Atlı Prens tabiî. O bir tane. İçinde kendimi bulduğum bir tip. Bir işin içine girmiş ama ne yapacağını, ne edeceğini de bilemiyor. Para kazanıyor diye çıkamıyor da.

Tiplerin jargonlarını kim belirliyor?

Hüsmen Dayı, Pertev ve Psikopat benim bulduğum tipler. Diğerlerini de 3 genç arkadaşımız yazıyor. Bu adamların gönlü ve gözü açık. Halkın içinde yaşıyor ve her şeyi takip ediyorlar. Benim bazı kopmuş bağlarım var, o damarı besliyorlar. Otobüse, dolmuşa binemiyorum. Zaten istesem de binemem bu saatten sonra. Bir süre sonra hayatta bazı şeyleri kaybediyorsunuz...

Başka kaybettiğiniz şeyler de oldu mu?

10 sene önceki halimle şimdiki halim arasında büyük fark var tabiî ama yaşayan ve ölümlü bir insan olarak bu değişimin pozitif olduğuna inanmaya çalışıyorum. Buraya gelene kadar bir çok bedel ödedim ve ödemeye de devam ediyorum ancak kişiliğimden kaybettiğimi düşünmüyorum. Ama hayatımdan kaybettim. Yaşam tarzım değişti.

Zaman zaman kendinizi sorguladığınız oluyor mu?

Oluyor tabiî. Ama bu, başkalarına faydalı olabilme noktasında oluyor. Göz önünde bir insan olduğum için bir şekilde örnek bir vatandaş olmaya gayret ettiğimden dolayı otokontrol sistemim gelişti. Eskiden de ince düşünen bir adam olarak görürdüm kendimi. Şimdi çok daha ince davranıyorum. Aman onu kırmayalım, aman buradan bir laf çıkmasın derken kendi kendini bitiren biri konumuna geldiğimi de düşünüyorum. Bu da bana tansiyon olarak, stres olarak dönüyor tabiî. Kullandığım haplar hep kas gevşetici. Dişlerimi sıkıyorum diye gece yatarken ağzıma dişlik takıyorum.

Aykırılığınızdan kaybetmediniz mi? Radyo programını yaparken daha sivri dilliydiniz...

Mecburen kaybediyorsun. Radyo programında sivri dilli olduğum için halk beni sevdi ve popülaritem arttı. Ben halkın içinden yetiştim, sıkıntılarını gördüğüm için sivri dilli oldum. Sivri dilli olduğumu yansıtmak için radyo programı yaptım. Programı yapınca halk beni dinledi ve sevdi. Sevdiği için yukarı çıkardı. Yukarı çıkardığı için de dilim artık sivri değil.

Popülarite yükseldikçe konuşma törpülendi yani...

Tabiî ki törpülendi. Radyo programında söylediğim şeyleri bugün söylüyor olsam TV kanalı 5 sene kapanır. Yalan yanlış şeyler söylemiyordum ama daha sert konuşuyordum. Ayrıca bu bir şov programı, önemli olan insanlara keyifli vakit geçirtmek.

Filistin halkının yanındayım, bu konuda duyarlıyım

Programda zor anlar yaşadınız. Telefonla bağlanıp Filistin konusunda duyarlı olmanızı söyleyen izleyici karşısında...

Evet, Filistin olayı bunun bariz örneği. Ben de Filistin halkının yanındayım ve bu konuda duyarlıyım. Haberlerde, açık oturumda, röportajda konuşurum. Ancak bir şovda, eğlencenin arasına bu konuyu sokmayı Filistin'e yapılmış bir terbiyesizlik olarak görürüm. Orada bir katliam yapılırken, çocuklar ölürken ben burada program arasında, Filistin'de yaşananlardan dolayı üzgünüz filan deyip ondan sonra da dönüp Ajda Pekkan'la kakara kikiri yapamam. Her şeyin yeri var.

Son zamanlarda, TV'ye iş yapan mizahçılarla ilgili bir 'düzen adamı' tartışması var. Bu konuya ne diyorsunuz?

Bana, Metin Göktepe'nin anma gününe davetten İmam- Hatipler'le ilgili sorunlara, partilere davetten türban sorununa kadar her kesimden faks geliyor. Herkes tarafından sevilmeyi başarabilmek bence güzel şey. Bunu da hiç kaybetmek istemem. Bunun adını; düzen adamı, orta yolcu, tatlı su mizahçısı gibi istediği gibi koyabilirler. Yapabileceğim bir şey yok. Sevmeyin beni, ben düzene göre espri yapıyorum mu diyeyim?

TV programı, reklam filmi, ekstralar... İyi kazanıyorsunuz. Kazancınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kazandığım parayı hep gayrımenkulle değerlendirdim. Çünkü, memur çocuğu olarak hayatımın 25 senesini kirada geçirdiğim için hep başımı sokacak bir yerin hayaliyle yaşadım. Bizim gibi insanlar borsa, repo, hazine bonosu gibi şeyleri bilmez. Bankacıya para teslim etmek de ters geliyor. En garantili yol, atalardan kalma "ev alalım kirası bizi yaşatır" mantığı. Ama artık ağabeyim de yanımda. Belki ileride ticaretle uğraşabiliriz.

TİPLER TUTTU, ÇÜNKÜ HALKIN İÇİNDEN...

Beyaz, Ejder ve Hüsmen Dayı gibi tiplemelerle günlük hayatta da sıkça karşılaşabileceğimizi söylerken, aslında bunların çok basit işler olduğunu, zorlu şeyler yapmadıklarını anlatıyor. Beyaz'a göre bu tiplemeler halkın içinden olduğu için bu derece beğenildi ve tuttu. Onun favorisi ise kendini anlattığını düşündüğü 'Beyaz Atlı Prens'miş.

ESKİDEN OYNARKEN ÇOK UTANIRDIM

Tiplemeleri izlerken kendini başarılı bulduğunu söyleyen Beyaz, önceleri oynamaktan çok utandığını, tiplemeleri çekerken rahat olmak için ekipteki bayanları dışarı çıkarttığını anlatıyor. Birileri bakınca yapamadığını söyleyen Beyaz, "Artık rahatım, Allah muhafaza kaşarlığa doğru gidiyor. Gitmesin tabiî, bu derece iyidir" derken de kahkaha atıyor.


SEYRİ ŞAHANE Seyri Şahane
Kolay bir ülkeyiz vesselâm...
Bir başbakanın kolayca asıldığı bir ülke olan Türkiye, olumsuzlukların cirit attığı kolay bir ülke olma özelliğini koruyor hâlâ. Kolayca parti kapatılabiliyor... İnsanlar düşüncesinden dolayı kolayca hapsi boyluyor... 10 sene önceki bir konuşmasından dolayı -ki aynı dönemlerde aynı konularla ilgili olarak köşe yazarlarından siyasetçilerine kadar birçok kişinin çok daha ağır eleştiriler yaptıkları gözardı edilerek- halkın teveccühünü kazanan liderlerin önü kolayca kesilebiliyor... Bankalar durmadan kolayca hortumlanıyor ve soyuluyor... Kapkaççılar güpegündüz sokaklarda terör estirip adam tokatlayabiliyor... Birileri maçlarda karşı takımın futbolcularını elinde tabanca ile kolayca kovalayabiliyor... Yan baktı diye kolayca adam öldürülebiliyor... Televizyonlarda bu haberler kolayca verilirken, aynı televizyonlarda hiçbir özelliği olmayan insanlar kolayca şöhret yapılabiliyor... Kısacası toplumu, siyaseti ve medyasıyla her türlü kalitesizlik ve çirkinliğe kolayca prim veren bir ülke olmaya devam ediyoruz... Kolaylık ve kolaycılık bizde baki...

 
Ekranda yeni bir TV kanalı: M1 TV
Bugün, Türksat 1C ve Kablo'dan yeni bir kanal yayına başlıyor: M1 TV. Farklı Boyutlarda Marjinal Radikal Bir Kanal sloganıyla yola çıkan M1 TV'de, kadın-erkek moda programlarının yanısıra haberler ve tartışma programları yeralacak. M1 TV'de, Hadi Özışık Parados, Ardan Zentürk ve Erol Mütercimler Strateji, Ümit Aktan Son Karar, Aykut Işıklar Medyatör, Hakan Dikmen Genç Umutlar ve Sinan Aygün Ekonomi Kuşağı programları ile izleyenlere merhaba demeye hazırlanıyor.
Keçeciler 'gümrükler'i anlatıyor
Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler Çapraz Ateş programına konuşuyor. Antalya'dan yayın yapan E TV'deki programa katılacak olan Keçeciler, gümrükler konusunda soruları cevaplandırırken, siyaset yorumları da yapacak. Haber Koordinatörü Bülent Erandaç ve Haber Müdürü Semra Topçu'nun sunduğu Çapraz Ateş saat 21.00'de ekrana geliyor.
Abdullah Gül'den siyaset yorumları
Yavuz Onursal'ın hazırlayıp sunduğu haber-tartışma programı Sisler Bulvarı'nda bu hafta, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül var. Programda siyaseti yorumlayacak olan Gül, Kıvrıkoğlu'nun açıklamalarıyla gelişen olaylar silsilesini de AK Parti açısından programda değerlendiriyor. Kanal 6 / 23.00
Evlilikte 'şiddetsiz geçim' yolları
Nevval Sevindi'nin sunduğu Hayatın Aynası'nda bugün, psikolog Mustafa Ulusoy var. Ulusoy programda, eşler arasında yaşanan problemler, şiddetli geçimsizlik ve iletişimsizlik konularına ayna tutuyor. Programın ikinci bölümüne ise, şizofren olan üstün zekalı yazar Sibel Turnaoğlu katılıyor. Stv / 10.30
1 Mayıs 2002
Çarşamba
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED