AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Hasarsız değişim yılı!

Geride bırakmakta olduğumuz yıl, üçüncü milenyuma pek de iyi şartlarda girmeyen Türkiye için bir sakinleşme; durup dinlenme dönemiydi. Türkiye, hem uluslar arası problemlerde hem de içerideki makro ekonomik göstergelerde birçok kriz noktasında pozitif bir görüntü elde etmeyi başardı.

Ağır bir ekonomik krizin ardından enflasyondan ihracata, borsa değerlerinden faize kadar bütün ekonomik ünitelerde hedeflere ulaşılmış bulunuluyor. Yeni bir hükümet için böyle bir tablo motive edicidir. Ama aynı zamanda yeni hedefler üretilmesini de zorunlu kılmaktadır. Doğal olarak, önümüzdeki yıl geride bırakılan yılla kıyaslanacaktır; yeni hedefler bu yılın verileriyle ölçülecektir.

Bu yılın verileri ise rakamlar, grafikler ve tablolardan çok tarihi nitelikteki metinlerde saklıdır.

Böyle olduğu için de 2004'ün hedefleri büyüktür. Türkiye, Avrupa ile iki yüz yıllık tarihi hesaplaşmasının finalini bu yılın sonunda yaşayacaktır. Görünen o ki hesaplaşma, içerideki çatışma alanlarının aktif hale geçmesi ile daha da hacimli hale gelecektir.

Demokratikleşme, sivilleşme ve ekonomik olarak gelişme gibi temel unsurlar Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin yıl sonundaki rengiyle yakından ilgilidir. Zira, AB ile müzakerelere başlayıp başlayamamak iki yönlü bir domino etkisi potansiyelini hareket geçirecektir.

Domino taşlarının hangi yöne doğru devrileceğini ise birçok faktör belirleyecek ama bu konuda en başta iktidarın tutumu ve performansı söz sahibi olacaktır.

Ankara-Brüksel trafiğinde iki önemli durak bulunuyor. Bunlar, Kopenhag Kriterlerinin uygulanması ve Kıbrıs sorunudur.

Türkiye bu gündem maddelerinden ilkini tartışmasız kabul etmiş bulunmaktadır. Yani, ard arda çıkartılan uyum paketlerine rağmen bir uygulama sorunu olduğu; Avrupa'nın bu yöndeki gözlem ve kanaatlerini önemsediğini ifade etmektedir. Zaten, ilerleme raporu adı altındaki karneler de bu ilişkinin somut belgeleridir.

Ancak, birlik ile Türkiye arasındaki ilişkilerde gelinen noktada, "Türkiye'nin iyi paketler çıkartan ama uygulamada büyük eksikleri olan bir ülke olduğu" kanaati iyice belirginleşmeye başlamıştır. Uygulamaların şu ana kadar tatmin edici olmadığının Türkiye hükümeti tarafından da bazen alenen bazen zımmen kabul edilmesi; önümüzdeki "çok kısa" 12 aylık sürenin büyük bir çatışmaya gebe olduğunu da gösteriyor. Şimdiye kadar rafta kalan yeni yasaların bundan sonra birdenbire ya da peyderpey uygulama alanına geçirileceğinin garantisi bulunmamaktadır.

Değişime direnen unsurların bu tavırlarını, ilişkiler için en kritik dönem olan 2004'te de sürdüreceklerini tahmin etmek güç değildir.

Direnmek şöyle dursun süreci geriletmek için çatışacaklardır. Çatışmayı da Kıbrıs'a çekeceklerdir.

Kıbrıs hem AB yolunda tek başına çözülmesi gereken bir sorun, hem de içeride hükümetle yerel unsurlar arasındaki iktidar kavgasının zemini olacaktır. Ada'da 14 Aralık seçimlerinden sonra gelişen olaylar, bu kavganın gecikmeden gündeme geleceğinin işaretlerini vermektedir.

Özellikle, çözüm karşıtı güçler "vatanseverlik" ekseni üzerinden salvo göndermeye başlamışlardır. Açığa çıkan ilk malzemeler, Ak Parti hükümetinin Kıbrıs sorunuyla yüzleşmesinin sadece Türkiye'nin hedeflerine ulaşmak açısından değil; aynı zamanda üst düzey politika belirleme becerisinin ölçülmesi açısından da değer taşıdığını gösteriyor. Hükümet demokratikleşme uygulamalarında olduğu gibi Kıbrıs konusunda de "vatanseverleri ve AB'cileri!" aynı anda tatmin edebilecek çözümler bulmak zorundadır.

İşte bu müthiş dengeyi bulmak gibi bir görevle karşı karşıya bulunulduğu için Türkiye zor bir döneme giriyor. Hedefe giden yol kısaldığı ve o hedefin sonundaki ödül büyük olduğu için çatışma da kaçınılmazdır.

Şimdi problem, politika silahını akıllıca ateşleyip, hedefe ulaşırken bu çatışmayı en az hasarla atlatabilmektir.


23 Aralık 2003
Salı
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED