AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Birazcık kendilerine güvenleri varsa hodri meydan!

Türkiye uzun aradan sonra istikrarlı bir siyasi yapıya kavuştu ve istikrarlı bir hükümet iş başına geldi. Daha doğrusu halk getirdi. Demokratik hakkını kullanan halkımız, lisanı haliyle "ben ayırımcı, krizci hortumcu yönetici istemiyorum" dedi.

Ekonomik krizi kamçılayanları, toplum içinde bölücülük yapanları, toplumun moral değerlerine kıymet vermeyenleri, sözünde durmayanları, halkımız 3 Kasım'da parlamento dışında bıraktı.

Bu tercihiyle, hükümeti teslim ettiği partiden de krize son vermesi, toplum kesimleri arasında ayırım yapmaması ve moral değerlerine saygı göstermesini talep etmiş oldu.

Milletin beklentilerine cevap vermek üzere kolları sıvayan hükümetin attığı her olumlu adıma karşı, çıkarlarını korumanın statükoyu korumaktan geçtiğini gören kimi demokrasi özürlü beyinler ise aba altından sopa göstermeyi hiç ihmal etmediler. Hâlâ da devam ediyorlar.

Hükümetin attığı her adımda öküz altında buzağı arama mantığını sergileyerek toplumu germe çabalarını sürdürdüler, hâlâ da sürdürüyorlar.

Hükümetin içerde ve dışarıda ülkeyi krizlerden çekip çıkarmaya çalışırken, bir yandan AB'ye tam üyelik istikametinde ciddi adımlar atıp, öte yandan ekonomiye canlılık kazandırmaya çalışmakta olduğu gözler önündeki bir gerçek.

Meclis olağanüstü dönemlerin kuraldışı, sıra dışı ve hukuk dışı uygulamalarını da teker teker normale çevirme istikametinde adımlar atıyor/atmak zorunda.

İşte tam bu noktada, çıkarlarına halel geleceğini gören demokrasi özürlü kimi beyinler hükümeti, ticareti, sanayi ve toplumu tehdit etme cüretini göstererek yüzlerindeki maskeyi aralamaya başlıyorlar.

Mesela ÖSS'deki adaletsiz puan uygulamasını tashih etme çabaları karşısında birilerinin bölücü damarları tekrar kabarıyor. Kendilerini hâlâ olağanüstü dönemlerde zannedenler beyinlerinin gerisindeki kin ve husumetlerini açığa vurarak, devletin resmi okullarına karşı duydukları bölücü düşüncelerini kamuoyuna duyurarak toplumu tehdit etme basiretsizliğini gösteriyorlar.

Alaycı bir üslupla "365 milletvekilleri var buyursunlar ne yapacaklarsa yapsınlar demokrasi bu" diyerek aslında milletin iradesine zerre kadar saygı duymadıklarını, "ama sonuçlarına hep beraber katlanırız, memleketin sanayisi de katlanır, ticareti de katlanır toplum da katlanır" diye tehdit ederek de gerçek yüzlerini açığa vurmaktan çekinmeyen bu demokrasi özürlü beyinler ne yazık ki milletin huzuruna çıkma cesaretini asla gösteremezler. Çünkü onlar demokrasiyi, halkı ve halkın iradesini sevmezler, aksine nefret ederler.

Bunlar güçlerini halktan almazlar, kendilerini halkı adam etmekle görevli zanneden zavallılardır.

Böylesi totaliter rejim özlemcisi kafaların bazıları parti kurup milletin huzuruna çıkma cesareti bile gösteremediler. Partiler de bu insanları aday göstermeye bile yanaşmadı. Çünkü bunların halk içinde zerre kadar değerleri yoktur. Onun için demokrasiden hazzetmezler.

Bunlar güçlerini olağanüstü dönemlerin olağanüstü şartlarından ve kalıntılarından alan halktan kopuk demokrasi düşmanı zavallı insanlardır.

Bu demokrasi özürlü beyinlerin anlamakta güçlük çektikleri ve kabullenmekte zorlandıkları şey demokratikleşme, normalizasyon ve AB ile uyumdur.

Şartlar normale döndükçe, demokratikleşme hızlandıkça ve AB müktesebatı (hukuku) yakınlaştıkça kullandıkları ölçüsüz ve hukuksuz yetkiler ellerinden gideceği için çareyi sağa sola saldırmakta buluyorlar.

Bu kafada olanların yapacağı tek şey var, hata yaptıklarını kabullenmek ve halkın iradesine boyun eğmektir.

Ya demokratikleşmeyi içlerine sindirerek ve hatta katkıda bulunarak tarihe geçecekler, ya da aynı tavırları sürdürerek tarihin çöplüğüne atılacaklardır.

Niceleri vardı ki, devletin önemli mevkilerini işgal ederek milletin değerlerine karşı savaş verdiler. Şu anda birçoğu hayatta ama hiçbirinin toplum nazarında değerleri yok. Demek ki onların değerleri, kendi şahıslarından ve fikirlerinden değil mevkilerindenmiş.

Siyaset üzerine söz söylemek isteyenlere ikinci tavsiyemiz, de buyursunlar siyaset meydanı onları bekliyor.

Devletin makam ve mevkiini kullanarak kendi özel fikirlerini topluma dayatmaya çalışanlar test edilmekten korkmuyorlarsa siyaset meydanları onları bekliyor.

Sahi bunlar neden siyaset meydanına çıkamıyorlar!


22 Haziran 2003
Pazar
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED