Kamerun'a yenilgimiz düşüncelerimizi asla değiştiremez. Türk Milli Futbol Takımı sahaya kiminle çıkarsa çıksın, o takım bizim milli takımımızdır. Dün Kamerun karşısına 7 farklı isimle çıktık. Ama ne oyun mantığından, ne de disiplininden ödün verdik. Ahmet çıkmış, Mehmet girmiş, Ali oynamamış da Veli oynamış... Hiç farketmiyor. Önce tutarlı davranışlarından ötürü Şenol Güneş'i kutluyorum. Takım kadrosunu asla rakibe göre kurmuyor. Kamerun'un neredeyse tamamı Avrupa'nın en ünlü takımlarında top koşturuyor, bana ne? "Ben kendi işime bakarım" diyen mantık geçerli. Ayrıca bu Kamerun Brezilya'yı yenmiş, kimin umurunda. Helal olsun adamlara.

Gelelim maça;
Güneş'in ilk maça kıyasla yaptığı değişiklikkleri bir motivasyon yüklemesi olarak algılıyorum. Bu O'nun her futbolcuya güvendiğini gösterir. Teknik özelliği belki biraz bizden fazla olan Kamerun karşısında ilk yarıda başabaş bir oyun sergiledik. Pozisyonlarımız vardı. Özellikle Tuncay, Okan ve Yıldıray'la goller kaçırdık. Kombine ataklarda Servet'in bindirmelerine tanık olduk, keyiflendik. Pozisyon da verdik. Ancak Rüştü kalesinde devleşti. Orta alanda pas yüzdesini biraz artırabilsek, topu yere indirip ayağa oynayabilsek Brezilya galibi Kamerun'u sahadan sileceğiz.

Hatalar hep olacaktır. Sonuçta bu bir turnuva maçıdır ve biz hatalarımızı en aza indirmenin çabası içindeyiz. İlk yarıda yaptığımız hataları ikinci yarıda daha az yaptık. Sevindirici olan bir başka konu da kondisyonumuzdu. Takım gibi oynamanın en büyük avantajı oyunu paylaşmaktır. Biz bunu da yaptık. İkinci yarıda Tuncay'ın topunu çizgiden çevirdiler. Bu onların şansıydı. Ama 90 artı1'de yaptığımız penaltıya kulp takmak bize yakışmaz. Futbol bir hatalar oyunudur. Servet adamın beline elini uzatmasa cebimize bir puan daha koyacaktık.
Olmadı... Sağlık olsun.

Türkiye yarın Brezilya karşısında bir anıyı tazeleyecek. Milli takımımız samba yapmayı da becerir. Üstelik Brezilya bizi iyi bilir.

SALİH SEZER

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu