AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Al eskisini vur yenisine...

Paris yanıyor da Arjantin rahat mı duruyor? Amerika kıtasından 34 ülke liderinin katıldığı zirvede George W. Bush'un varlığı Arjantin halkını sokaklara dökmeye yetti. Genellikle 'sâkin' bilinen Arjantin halkı, daha zirve öncesi başlattığı protesto gösterileriyle, Bush'a "Hoş gelmedin" dediği mesajını dünyaya yansıtmayı başardı.

Arjantinliler rahatsızlıklarını 'barışçı' gösterilerle dışa vurdu; Fransa'da farklı bir hedefe yönelik benzer bir rahatsızlık ise ortalığı 'yangın alanı'na döndürmekte...

Kitleleri huzursuz eden ve içindekini dışarıya vurmaya zorlayan sâikleri doğru okumamız gerekiyor. Bunu yapamaz, soruna yanlış teşhisler koyar ve çareyi sonuç getirmeyecek çözümlerde ararsak, dünyanın başına daha da büyük dertler açabiliriz.

Sorunun kökeninde, pek çoğumuzun gördüğü gibi, 'küreselleşme' yatıyor. Daha doğrusu 'küreselleşme korkusu'... Dünya sınır tanımaz bir bütünleşme süreci içerisinde; insanlar, mallar ve sermaye dünya tarihinin bugüne kadar hiç kaydetmediği bir kolaylıkla sınırları aşıyor. İletişim devrimi ve teknolojide kaydedilen olağanüstü ilerlemeler bunu mümkün kıldı. 'Yerel' özellikleri kaybettiren, 'ulusal' olanı geriye iten, 'egemenlik' kavramını önemsizleştiren bir etkisi var bu sürecin... İnsanların bildiği ve önem verdiği temel değerleri tehdit ettiği de kesin bu gelişmenin...

İnsanlar bilmediklerinden korkarlar...

Korkmak için daha bir sürü sebep var bu süreçle ilgili olarak... İşsizliği yaygınlaştırıp gelir adaletsizliğini büyütüyor. Evvelce güç ile adalet arasında nisbi bir denge vardı; şimdi gücü elinde tutan adaletsiz davranma hakkını da eline geçiriyor. Güç ise kolayca manipüle edilebilen mekanizmaların insafına kalmış durumda; seçimlerle işbaşına geliyor hükümetler, ama dar çıkar gruplarına borçlu hissediyorlar kendilerini. Eski değerler üzerine kurulu uluslararası mekanizmalar da yanlış gidişi engelleyemiyor.

Yeni uluslararası düzen, her yönden, adaletli olduğu çok su götürür eski uluslararası düzeni bile mumla aratacak görünüyor. Sistemi ve gelişmeleri etkilemekte âciz kalan yığınlar seslerini duyuracak mecra arayışındalar. Paris'te ortalığı ateşe veren gençler bu çaresizliği en fazla hisseden bir kesimi temsil ediyor. Arjantin'deki gösterileri yapan kitleler ise bu gidişin yanlış olduğunu en önce hissedebilecek bir politik bilinci...

Yanlışı gözümüze sokan sonucu doğuran olayları iyi değerlendiremezsek, Paris ve Mar del Plata görüntüleri, uzak coğrafyalardan biz nerede yaşıyorsak oraya, dünyanın dört bir tarafına taşınan bir 'küresel' gerçekliğe dönüşecektir. Haksızlık ve adaletsizliğe uğrayan, kendisini çaresiz hisseden kitlelerin gelecek umutları tükendiğinde neler yapabileceği bugünden hesap edilemez.

Dünyayı küçük bir köy haline dönüştürme çabası sergileyenler, dengeyi kaçırmış ve kitleleri kışkırtmış durumdalar. Filmi geriye sarmak ve olmuşu olmamış hale getirmek mümkün olmadığına göre, yapılması gereken tek şey, yanlışlardan vazgeçmektir. Açgözlülük, hak tanımamak, adaletsizlik gibi ilkesizlik ilkeleri üzerine oturan bir 'küreselleşme', dünyayı yeniden barbarlığın kucağına düşürebilecek bir büyük tehlikeyi içinde barındırıyor.

Bundan huzursuzluk duyan kitleler açısından 'ihtiyar Avrupa' ile 'yeni dünya' arasında fazla bir fark bulunmuyor. Fransa, kendi azınlıklarına temel konularda ayrımcılık uygulaya uygulaya Paris'i yangın alanına çevirecek bir yanlışlığa kendini mahkum etti; ABD ise uluslararası meşruiyeti kulak ardı ederek giriştiği bir egemenlik savaşıyla dengeleri altüst etti.

Eskisi ve yenisiyle Batı şapkalarını önüne koyup yeniden bir durum muhasebesi yapmalı.


« Geri Dön

6 Kasım 2005
Pazar
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED