T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 4 TEMMUZ 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  İnsan Kaynakları
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mehmet ŞEKER

Tirajlar ve ukala aydınlar

Bugün Avrupa'da, adam başına düşen yıllık kitap alımına ödenen para, 100 dolar. Bu birim ABD'de 90 dolar. Bizde ise 0.45 cent...

"Okuma yazma özürlü" diye etiketlendirilen toplumların başlarında gelmekteyiz.

Yani efendim yazı adamlarının piyasası şınanay... Ahmet Mithat Efendi'den Recaizade Mahmut Ekrem'e; Reşat Nuri'den Sabahattin Ali'ye; Memduh Şevket'ten Orhan Kemal'e kadar; ünlü kalemlerden her birine ödenmiş telif haklarının toplam dökümünü de kimsecikler bilmiyor.

O yüzden de, ne kadar kalkındığımızı iddia edersek edelim, "gelişmekte olmak"tan, "gelişmiş"liğe bir türlü atlayamıyoruz.

* * *

Bu satırları Çetin Altan kısa bir süre önce köşesinde yazdı. (26 Nisan 2006, Milliyet)

Millet olarak kitaba ve gazeteye yeterince değer vermediğimiz yıllardan beri söylenegelmektedir.

Ara sıra bendeniz de bu konuya değinmekteyim.

Ustalara saygımız vardır ve sözlerine itibar ederiz. Ne bu verileri nereden aldığını sorgulamak aklımızdan geçer, ne de kitabevlerinin kapısına adam dikip satış kontrolü yapmaya gerek duyarız.

Geçen ay kitap ekinin editör yazısında

şunları yazmıştım:

Sıcaklar bastırınca kitaba ilgi azalıyor da sanki havalar soğuduğu zaman çok mu kitap okuyoruz?

Kişi başına düşen yıllık kitap harcama miktarı, bir yeni liradan yukarı çıkamıyor.

Sanılır ki kişi başına düşen yıllık toplam gelir miktarı az olduğu için, doğal olarak kitaba ayrılan miktar da düşük.

Acaba?

Günün birinde yirmi bin dolar seviyesine ulaşsak, doğru orantılı artış görülür mü kitap harcamalarında?

* * *

27 Haziran günü, Hürriyet'te Ertuğrul Özkök'ün kaleminden "Ukala aydınlara ithafımdır" başlıklı bir yazı okuduk.

Şöyle diyordu:

Bizim aydın kesiminde yaygın kabul gören bir "hurafe" vardır: "Türkler gazete ve kitap okumaz..."

Gerçekten de böyle midir?

Türkler, gazete ve kitap okumaz mı?

Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Mustafa İsen ile konuştum.

Bana, yayıncı çevrelerinde bilinen ama aydınların bu 'ukala' kesiminin bilmediği bazı rakamlar verdi.

* * *

Sonra Dünya Yayıncılar Birliği'nin genel kurulu için gittiği Moskova'da birliğin Genel Direktörü'nün verdiği rapordan bahsediyor ve rakamların sanılanın aksine bir tablo ortaya koyduğunu anlatıyordu Özkök.

O raporu 'ukala' aydınlara ithaf ettiğini belirterek sözü bitirirken şu notu düşüyordu: "Ukala sözlükte; 'akıllılar, akıllı olanlar' anlamındadır. Ancak ben, sözcüğü halkın kullandığı anlamda; 'bilgiçlik taslayan', 'kendini akıllı ve bilgili sanan' anlamında kullandım."

* * *

Bendeniz ukala ve aydın olmadığım için üstüme alınmadım.

Fakat Çetin Altan ve aynı düşüncede olan diğerleri nasıl karşılar bilemem.

Kitap ve gazete tirajlarının azlığı ya da çokluğu meselesini aşan bir boyut kazandı konu, buradaki 'ukala'lık suçlamasıyla.

İki ihtimal var:

Ciddiye alırlarsa büyük gürültü kopar, kimin ukala olduğu kimin olmadığı tartışılır; ciddiye almazlarsa hiç ses çıkmaz.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi