|
O güne geri dönmek

Geçtiğimiz günlerde bu köşede yayınlanan “Bu Başarı Hepimizin” başlıklı yazımda, provokasyonlarla yarıda bıraktırılan İHH İncirlik eylemi hakkında şu cümleleri yazmıştım: “Tam o sırada ‘kuklayı değil kuklacıyı’ hedef alan bir organizasyonla İHH, İncirlik üssüne gitmişti. Orada -kimlerin çıkardığını adımız gibi bildiğimiz- bir provokasyona maruz kalınıp İHH’nın aklıselim tavrı sonucu eylem sonlandırılmasaydı uzun yıllardan beridir ülkemizde yapılmış en etkili ABD karşıtı protestolardan birini gerçekleştirmiş olacaktık. Üzerinden biraz zaman geçsin İncirlik Üssü’nün adının niçin değiştirildiğini de, bu üslerden İsrail’e tek bir istihbaratın niçin gitmediğini de anlamış olacağız zaten.”

Bu cümleler üzerine epeyce insan ulaştı bana. Aralarında bu eylemi destekleyenler de vardı, desteklemeyenler de. Provokasyonlar neticesinde eylemin sonlandırılması konusunda İHH’yı tebrik edenler de vardı, eleştirenler de.

Hal böyleyken bu eylemi hem oluş hem de sonuç bakımından değerlendirecek bir yazı yazmak şart oldu.

Hatırlayacaksınız belki. İHH, İncirlik eylemini “birkaç günlük” olarak planlamış, Türkiye’nin dört bir yanından İncirlik’e akacak araç konvoyları organize etmişti. İstanbul – Adana yolu üzerinde bulunan Kocaeli, Ankara, Kayseri ve Konya’da salon programları yapılmış, İncirlik’teki eylemin mahiyeti ve amaçları konusunda herkese bilgi verilmişti. Hedef, İncirlik Üssü’nün önünde çok etkili ve barışçıl bir protesto gerçekleştirmekti.

İncirlik Üssü’nün dışında iki kritik şey yaşandı eylem gününde. İlki, resmi makamların -bu kadar devasa bir insan topluluğu beklemedikleri için olsa gerek- gereken güvenlik önlemlerini alamadığı görüldü. İkincisi de alana “eylem yapmak” için değil, “eylemi kırmak” için gelen provokatörler son derece bilinçli ve organize şekilde eylemi şiddete sevk etmeye çalıştı.

İHH’nın bence büyük bir dikkat ve öngörü ile eylemi sonlandırması, Allah göstermesin, yaşanabilecek pek çok olumsuzluğa engel oldu.

Şimdi gelelim “o gün” üste yaşananlara. Amerikan askeri, önüne iki seçenek koymuştu o gün. İlki, eylemcilere müdahale etmek, ikincisi de üssü boşaltmak. Bu iki seçeneğin ikisi de hayata geçmedi çünkü dışarıdaki provokasyonlar eyleme son verilmesini icbar etti.

Tabii, bütün bunlar hem medyada hem de çeşitli mahfillerde konuşuldu ama aslında “yahu bu eylemin sonuçları ne oldu peki?” sorusu pek sorulmadı.

Bence epeyce sonucu oldu bu eylemin. İlk ve en önemli sonuç, Amerika ile Siyonist köpeklerin işbirliğinin ilk kez doğrudan bir Amerikan askeri organizasyonun önünde bu çapta protesto edilmiş olmasıydı. O gün o eylemde orada bulunan yabancı aktivistler, “kuklayı değil kuklayıcı hedef alan” bir eylemin ABD’yi ne denli tedirgin edebileceğini gözleriyle görmüş oldular. O gün bu eylemden dünyanın hemen her yerine ulaşan görüntüler ve haberler ABD-Siyonizm işbirliği hakkında net bir farkındalık oluşturdu bütün dünyada. Zaten halihazırda görüyoruz da bunun sonuçlarını. Hem dünyanın pek çok noktasında hem de ABD’de gördüğümüz protestolarda hedef Siyonizm kadar ABD haline de geldi. Şaka değil, halihazırda Amerikan sistemi Vietnam savaşından bu yana ilk kez bu kadar yoğun şekilde protestoya maruz kalıyor.

Bir başka sonuç -ABD, bu üssünün Türkiye’de kalmasının “sürdürülebilir” olmadığını anlamış olmalı ki- İncirlik Üssü’nün Kuzey Doğu Suriye’ye taşınacağı haberleri oldu. Yine unutmayalım. O ana kadar ABD tarafından “Gazze’deki sorunun çözümü için” muhatap alınmayan Türkiye, o günden sonra ABD’nin doğrudan muhatabı haline gelmiştir. Programında olmamasına rağmen eylemden hemen sonra ABD Dışişleri Bakanı’nın alelacele Türkiye’ye gelmesi de bunun net göstergesidir.

İncirlik Üssü eyleminin en çok ne işe yaradığı ve en çok kimlerin canını sıktığı konusunda ise delilim çok net. Yurtdışında yaşayan FETÖ teröristleri eylem gününden bu yana İHH hakkında bir karalama, şikayet ve karartma kampanyası yürütüyorlar. Bu köpeklerin canının sıkılmış olmasından da rahatlıkla anlayabiliyoruz ki İncirlik eylemi, o ya da bu şekilde amaçladığı hedeflere ulaşmıştır.

Geriye bir tek hedef kaldı: Bu soykırımda İsrail’e tek bir istihbarat ulaştıramayan bu ABD üssünün kapanması ve ülkemizden defolup gitmesi. O hedefe ulaştığımız günleri de göstersin Allah.

Bir son not: Kendisine olağanüstü yıpratma kampanyaları uygulanmasına rağmen İHH konusunda net olarak ortaya çıkan bir gerçeklik var. İHH hala kitleleri harekete geçirme konusunda Türkiye’nin en önemli yapılarından biri. Üstelik adım gibi biliyorum ki herhangi bir gizli ajandası yok. “Dünyada tek bir mazlum kalmaması için çalışmak” dışında talip olduğu herhangi bir şey de...

#İHH
#Gazze
#ABD
#İsmail Kılıçarslan
16 gün önce
O güne geri dönmek
Bir Başka Mesele: Aşırı hayvan sevgisi ‘kaydırılmış merhamet’ projesidir
Sahibinin Sesi
BM değil, Mekke Sözleşmesi
Kızın adı Rachel
Bin 187 dokunuş ve 30 genç