'Ula uşağum niye cittun'
Yaşlı bir Karadenizli, Erdoğan'a "Ula uşağum niye cittun? Seninle hiç görmediğimiz İstanbul'u sevdik" deyince bir genç cevap veriyor: "Ahmet dayı, bundan siyasiler utansın, Erdoğan değil..."
Bütün Karadeniz kıpır kıpır... İstanbul'un siyasi yasaklı eski şehremini Recep Tayyip Erdoğan'ın her gittiği her yerde tatlı bir heyacan var. Gezinin ilk durağı, bin 740 rakımda yapılan Trabzon Haçka Şenliği oldu. Adeta bütün İstanbul buraya taşınmış. Kentin sıcağından ve gürültüsünden bunalan insanlar ailesini alıp Karadeniz'in dalgalarının okşadığı dağ eteklerinde biraraya toplanmış. Tüm yöre halkı ortaya açtığı kilimlerin üzerindeki yöre yemeklerini gelen misafirlerine ikram etme yarışında.
Erdoğan'nın içerisinde bulunduğu aracın görünmesiyle heyecan yerini izdihama bırakıyor. Herkes İstanbul'un eski Belediye Başkanı'yla tokalaşmak için adeta birbiriyle yarışırken, yılların, kırışıklıklarla yüzünü bir ağ gibi ördüğü yaşlı bir adam Erdoğan'a sesleniyor: "Ula uşağum niye cittun? Bir kenara çekilmek yakışmadı sana. Biz seni hep canlı, hareketli gördük. Seninle hiç gitmediğimiz, görmediğimiz İstanbul'u sevdik. Sen ise bizi bırakup cittun." Bu siteme hemen yanıbaşında duran bir genç cevap veriyor: "Ahmet dayı, bundan siyasiler utansın, Tayyip Erdoğan değil..." Recep Tayyip Erdoğan ise yaşlı adamın buğulu gözlerine bakmakla yetiniyor.
Güçlü bir lider
Yaylada siyasilerin konuşmasının ardından Erdoğan'nın kürsüye gelmesiyle kalabalık da coşuyor. Önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı çalışmalara değinen Erdoğan sözü "Güçlü bir lider nasıl olmalıdır?" sorusuna getiriyor. Ülkede çözülmeyi bekleyen sorunları ancak güçlü, iradeli, halkı arkasına alan bir liderin çözebileceğini belirten Erdoğan, "Bu sorunları ancak güçlü, iradeli, halkı arkasına alan, bir lider çözebilir. Muhakkak ki bu vatan, kendi içinden bir lider çıkaracaktır" diyor.
Sorunların üstesinden gelecek liderin dürüst ve bir o kadar da kendini millete adamış, dertli ve sevdalı olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ülke sorunlarını çözmenin çok da zor olmadığını belirtiyor.
Bileziğin sahibi ortaya çıktı
Ardeşen'in Armağan köyünde Erdoğan, kendisini karşılayan bir genç kızı görünce ilginç bir hikaye anlatıyor: "Hani her konuşmamda bir bilezikten, seçim gezisinde 5 yaşlarında küçük bir kızın bana verdiği bir bilezikten bahsederdim ya... O bileziği veren küçük kız bu. Belediye Başkanlığım dönemimde bana sayısız rüşvet teklifleri geldi. Ben ise her defasında bu bileziği gösterip, 'Bana milyonlarca dolar hatta dünyanın tüm servetimi ayaklarımın altına serseniz küçük bir kızdan aldığım bu bilezik kadar benim nazarımda değeri yok' dedim. Belediye Başkanı seçilmemden sonra heryerde bu kızı aradım. Ama Allah hiç beklemediğim bir anda bu küçük kızı karşıma çıkardı."
'Siz istimlak edin Başkanım'
Ayder Yaylası'na çıkıyoruz. Oradan da Artvin'in Yusufeli ilçesi. İlçe girişinde ise tüm Yusufeli halkı toplanmış. Kimi dükkanlarını bırakmış, kimileri ise kilometrelerce uzaklıkta yayladan yaya olarak ilçeye inmiş. Yusufeli ilçesinde tüm halk siyasilere kırgın. Herkesin ağzında, "Buraya baraj yapılacak. Bizim halimiz ne olacak?" sorusu.
Erdoğan, ilçenin ortasında çardakta kurulu masaya alınyor. Tüm gözler Erdoğan'nın üzerinde. Şimdiye kadar hiçbir siyasinin uğramadığı bir yere Erdoğan gelmiş. Sohbet devam ederken yöre halkından ilginç bir teklif geliyor: "Buraya baraj yapılacak. Biz ise sizin Başbakan olacağınızdan eminiz. Burayı yalnız sizin istimlak etmenize izin vereceğiz. Ne olur buraları siz istimlak edin." Erdoğan, bu teklife şaşırıyor.
Yaklaşık 800 milyon dolara mal olması beklenen baraj inşaatı çalışmasının ardından Yusufeli ilçesi ve onlarca köy sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Hükümetten ise şimdiye kadar hiçbir açıklama gelmemesi yöre halkının tepkilerine neden oluyor. Burada soluklanan Erdoğan, Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın konuğu olarak Altıparmak köyüne çıkıyor.
|