Birden!..

Sendeleyen kelimelerinizi parmaklarınızın ucuyla varlığınızdan uzak yerlere itelerken, sizi kendine doğru çeken en acımasız kelimeye yakalanıverirsiniz birden!

Kafanızı dünyanın iki yakasını biraraya getirmeye yorup dururken, iki yakası biraraya gelmeyenin aslında kendi hayatınız olduğu gerçeğine toslayıverirsiniz birden!

Rengi kaçmış çamaşırlarınızı günlerin cılız iplerine umarsızca asarken, asıl rengini kaybedenin kendi teniniz olduğunu korkuyla farkediverirsiniz birden!

Burnunuzun ucuna kadar gelmiş gerçeklerden köşe bucak kaçarken, acımasız bir gerçeğin kucağına doğru gitmekte olduğunuzu görüverirsiniz birden!

Anlamı titreştiren bütün hassasiyetlere kulaklarınızı sonuna kadar tıkarken, anlamsız sağırlığınızı titreştirecek o ani sarsıntıyla karşılaşıverirsiniz birden!

Yalanların yılanlar gibi çevrenizi sarmasına gözlerinizi yumarken, hiçbir sahteliğin sonsuza dek gizlenemeyeceğini öğreniverirsiniz birden!

Gölgenizle varlığınız aleyhine bitmek bilmez pazarlıklara tutuşurken, ışığın gölgelere hiç aldırmadan yer değiştirdiğine şahit oluverirsiniz birden!

Geleceği ısrarla içinde sıcaklık olmayan bir kutup ikliminde ararken, soğuğun kemikten ellerinde donarak sabitleşen geçmiş günlerinizi hatırlayıverirsiniz birden!

Benliğinizin obur örtüsünü savurarak başka varlıkların üstlerini örterken, kendi doymak bilmez ihtiraslarınızın tozları altında kalıverirsiniz birden!

Yaşamak ağacının dallarına gafletin kirli kurdelâlarını bağlarken, umudun ayaklarına demir prangalar takmakta olduğunuzu kavrayıverirsiniz birden!

Güvensiz nefeslerle vehmin kara balonlarını şişirmeye uğraşırken, üflediğiniz havanın bir daha asla size geri dönmeyeceğinin ayırdına varıverirsiniz birden!

Duyguların ürkek adımlarına şamatacı tenekeler bağlarken, asıl gürültünün sizin yolları tersinden yürüyen ayaklarınızdan çıkacağını unutuverirsiniz birden!

En yakışıksız kalabalıkları koynunuzda tereddütsüz uyuturken, sadâkât ırmağının yolunu sonsuza dek değiştirdiğinizi anlayıverirsiniz birden!

Yaşayanların gülen yüzlerine suratı en asık pozlarınızı takınırken, gülümsediğiniz bütün soğuk yüzlerin yaşamayanlara ait olduğu fikrine kapılıverirsiniz birden!

Beklentilerinizi ancak pas tutabilecekleri köşeli kalıplara dökerken, oltanızı atacak hiçbir denizin bulunmadığı bir iklimin içine düşüverirsiniz birden!

Yanınızda olmayı isteyen herşeyi şiddetle kendinizden sökerken, kendi bedeninden parçalar koparan bir canavara dönüşüverirsiniz birden!

Kalbinizi, sevmenin her yanı güzelleştiren tatlı esintisinden mahrum bırakırken, sevilmenin bütün ihtimallerini ortadan kaldıran bir fırtınayı körükleyiverirsiniz birden!