| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Okunan kitap, okunmayan kitapGeçen hafta, Zaman gazetesinden bir soru sordular. Kaydedebildiğim kadarıyla soru şuydu: "1980'li ve '90'lı yıllara damgasını vuran ve okurun yoğun ilgisini gören 'devlet talepli siyasal İslâm' vb. kitapların günümüzde cazibesini kaybettiğini görüyoruz. Görüştüğümüz yayınevleri ve dağıtım şirketleri müşteri kitlesinin daha esnek ve yumuşak konulara yöneldiğini, dolayısıyla bir dönem ihtiyaç duyulan kitapların tedavülden kalktığını ifade ediyorlar. Bu durumda: 1. Acaba okur mu bu konularda doyuma ulaştı? 2. Sistemle ilgili taleplerin Türkiye gerçekleri karşısında ütopya olduğu kanaatine mi varıldı? 3. Toplumsal bir değişim mi yaşandı, ne oldu?" Ben, bu tesbitlere tereddütle yaklaşılması gerektiğini ileri sürdüm ve konuyla ilgili görüşümü bildireceğimi ifade ettim. Konunun ve özellikle sorunun hazırlanışındaki özellikleri "ilginç" bulduğum için görüşümü buradan da iletmek istiyorum: Bir kere, sorunun içinde tırnak işaretiyle belirttiğim "devlet talepli siyasal İslâm" deyiminin ne anlama geldiğini ne biliyorum, ne de kendi kendime bir izah getirebiliyorum. Devletin talep ettiği bir siyasal İslâm türü mü varbulunuyor? Hadi bu ifadenin soruya tumturaklı bir hava getirilmek istendiği için kullanıldığını varsayalım ve doğrudan, konunun İslâmî yayınlara yönelik olduğunu düşünelim. Acaba ne tür İslâmî kitaplar yayınlandı da ilgi görmedi? Her zaman rağbette olduğu farzedilen aşk ve macera kitapları da acaba bu süreçte ilgisizliğe uğradı mı? Yoksa rağbet mi buldular? Yani duruma mukayeseli olarak bakıldığında nasıl bir tabloyla karşılaşacağız? Ama bence fazla uzağa gitmeye hacet yok. Kamuoyunun bir şey istemediği ve fakat ona daima bir şeyler istetildiği hususundaki görüş, bu soru muvacehesinde de geçerliğini koruyor. Bu sorunun kendisi, muhatabı bakımından yönlendirici bir dille ifade edilmiş bulunuyor. Sorunun hedeflediği türden kitaplar için bir ilgi azalması tesbitinin doğru olduğu kabul edilse bile, bu, gene de o kitapların içeriği hakkında bilgi sahibi olmamızı gerekli kılıyor. Ben, son yıllarda, kitapçı vitrinlerindeki kitap çeşitlerinin (İslâmî veya İslâmdışı tüm kitapların) görülmemiş ölçüde çoğaldığını söyleyebilirim. Bence bu kitapların satışlarının da, tahminlerin hilafına, oldukça iyi düzeyde bulunduğunu ileri sürebilirim. Yaz mevsiminin getirdiği geçici gevşeme yalnızca bu yıla ve yalnızca bu ülkeye mahsus bir olgu değil; her yerde böyle oluyor. Biz şimdi, kendi öğrencilik yıllarımızda (50'li yılların sonu 60'lı yılların başı) görmeyi hayal bile edemeyeceğimiz ölçüde bir kitap zenginleşmesiyle karşı karşıyayız. Belki genel bir ilgi farklılaşmasının sözü edilebilir, ama bu durum kitabın aleyhine değil, lehinedir. İslâmî konularda da, yüzeyselliği öngören değil ve fakat derinleşmeyi hedef alan yayınların çoğaldığını ve yoğunluk kazandığını sadece bazı yayınevlerinin kitap listelerine bakarak bile tesbit edebiliriz.
rozdenoren@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|