![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
"Eylemler, niyetlere göre değer kazanırlar!"-Yeni Zelanda'nın millî istihbarat teşkilatının adını - kısaltılmış haliyle de olsa- biliyor musunuz? Muhtemelen bilmiyorsunuzdur! (ben de bilmiyorum) - Peki Malezya'nın millî istihbarat teşkilatının adını biliyor musunuz? Muhtemelen yine bilmiyorsunuzdur! (ben de bilmiyorum) - Avusturya'nın? Hollanda'nın? İspanya'nın? Küba'nın, Japonya'nın, Çin'in, vb... Sanırım hiçbirini bilmiyorsunuzdur. (merak etmeyin, ben de bilmiyorum) Bilmemek ayıp mı? (değil!) Fakat Türkiye'nin millî istihbarat teşkilatının adını -kısaltılmış haliyle de olsa- hepimiz biliyoruzdur, herhalde!? (Herhalde: MİT) Ya Amerika'nın? (Pek tabii ki onu da: CIA) Ya İsrail'in? (Elbette onu da: MOSSAD) Ya Rusya'nın? (Rusya'nınkini bilemezsek de Sovyetlerinkini hatırlıyoruz! KGB) Ya İran'ın? (Bir düşünelim, galiba Humeyni'den önce SAVAK'tı... Şimdikini hatırlayamıyoruz.) Bu soruların cevaplarını bildiğiniz için kendinizle övünür müsünüz? (Bence, övünmemelisiniz; zira herkes bu kadarını bilir.) Şimdi asıl suâlime geliyorum: - İngiltere'nin, Fransa'nın ve Almanya'nın millî istihbarat teşkilatlarının adlarını biliyor musunuz? 'Em... Em...' gibi birşeyler işitiyorum ama nedense devamı bir türlü gelmiyor. Amerika'nın, Sovyetlerin ve İsrail'in millî istihbarat teşkilatlarının adlarını bu kadar kolaylıkla bildiğiniz halde, bu üç ülkeninkini bilemeyişiniz biraz garip değil mi? Diyebilirsiniz ki: "Efendim, çok önemli değiller de ondan bilmiyoruz." Bu geçerli bir mazeret değil; çünkü bilemeyişinizin nedeni, mazeretinizin tam da aksi... Yani sizler, bu üç ülkenin millî istihbarat teşkilatlarının adlarını önemsiz oldukları için değil, bilâkis çok ama çok önemli oldukları için bilmiyorsunuz; bu nedenle de "em... em..." diye kekeleyip duruyorsunuz. (Hatırlar gibi olanlara soruyorum: MI 5 mi, MI 6 mı?) Bu küçük anketi yapmamın nedeni, değerli felsefe-bilimadamı Prof. Teoman Duralı'nın İngiliz-Yahudi Medeniyeti'ni konu alan Çağdaş Küresel Medeniyet adlı eserininin önemini tebarüz ettirmek... Bugüne kadar kimsenin dikkatini çekmeyen bir kavramsallaştırma ile okurlarının karşısına çıkan sayın Duralı, masonluk, yahudilik, sabataycılık gibi popüler piyasa konularından gına getirmiş olanlara, ciddi ve bilimsel bir bakışaçısıyla yaklaşıldığı takdirde tüm olup bitenlerin bildiklerinden ne kadar da farklı bir biçimde yorumlanabileceğini öğretiyor bu kitabında... 15'e yakın dili gayet ustalıkla kullanacak kadar bilen ve ömrünü klasik-çağdaş felsefe metinlerinin ta'lim ve tedrisiyle geçirmiş olan uluslararası bir felsefe-bilimadamının, oldukça hassas uzanımları bulunan böyle bir konuyu -bulunduğu çukurun içerisinden çıkarıp- bir medeniyet projesi bağlamında ele almasının ve ustaca tahlillerle felsefe-bilim-siyaset arasındaki ilmekleri tek tek çözüp meselelerin asl u faslını önümüze koymasının, Türk(çe) okurları için bir şans olduğunu düşünmekten kendimi alamadım. Ağzı olanın konuştuğu bu keşmekeş içerisinde, Duralı Hoca'nın şu ârifâne sözlerini tekrar tekrar okuyup anlamaya ne kadar ihtiyacımız var değil mi? - "Hz. Muhammed "Eylemler, niyetlere göre değer kazanırlar" diyerek eylem'in kendi başına değer taşımadığının altını çizmiştir. Eylem'in yalınkat örf'e mi yoksa ahlâk'a göre mi ortaya koyulduğunun ölçüsünü niyet tayin eder. Sahîh niyete dayanmayan eyleme gösteriş denir. Rahmanî insanın eyleminin gösteriş'le uzaktan yakından ilgisi bulunmaz! O, sahîh niyetle davranır. "Davranışlarım ile eylemlerim gösteriş'e mi -yani sahte yahut kötü niyete mi- dayanır, yoksa sahîh niyet'in ifadesi midirler?" sorusunun cevabını bilen iki merci vardır: biri Allah, öbürüsü de ben. Şu durumda 'niyet', Allah ile ben arasındaki bağın mahremliğinde saklıdır!" (s. 184) Gerçekten de bu milletin evlatları "gösteriş"e değil, "eylem"e muhtaç! Huntington ve Fukuyama'nın sahteciliğine karşın Duralı'nın sahiciliği de zaten bu ihtiyacın en belirgin göstergesidir! İsteme adresi: Dergah Yayınları, tel: 0212-516 00 47, fax: 516 19 21
dcundioglu@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|