|
|
|
| Türkiye'nin birikimi... | ||
|
|
Nice kentinde başlayan zirvede Avrupa Birliği içinde yapılması öngörülen kurumsal reformların önündeki en büyük engeli, Fransa ve Almanya arasındaki güç çekişmesi oluşturdu. Avrupa Birliği'nin genişlemesi öncesi, büyük önem taşıyan kurumsal reformlar, Avrupa savunması, Avrupa Temel Haklar Şartı gibi konuların öncelikle ele alınacağı AB Zirvesi dün başladı. AB'nin 15 üyesi ile Türkiye'nin de aralarında bulunduğu aday ülke devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı zirve, Fransa'nın Nice kentinde yapılıyor. Zirvede Türkiye'yi Başbakan Bülent Ecevit temsil etti. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, gelen liderleri toplantının yapıldığı Acropolis Kongre Merkezi'nde kapıda karşıladı. Zirvenin ilk oturumunda AB'ye üye 15 ülke ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu aday ülkelerin devlet ve hükümet başkanları ilk olarak biraraya geldi. Zirvede, AB ülkeleri aday ülkelere AB içinde sürdürülen reformlar konusunda bilgi verdi. AB Konseyi ülkeleri arasında daha sonra yapılan toplantının ilk gündemini ise, 54 maddelik Avrupa Temel Haklar Sözleşmesi'nin kabul edilmesi oluşturdu. Dün akşam ayrıca birlik içinde yapılması planlanan kurumsal reformlarla ilgili "Hükümetlerarası Konferans'ta" gelinen son durum değerlendirildi.
Oy birliği mi oy çokluğu mu?Zirvenin ikinci gününde, "deli dana krizi", "deniz taşımacılığında güvenlik" ve diğer sosyal konular ele alınacak. Cuma günü, zirvenin ikinci oturumunda, uzun zamandır sürdürülen görüşmelere rağmen hala somut bir gelişme sağlanamayan "Hükümetlerarası Konferans" ile ilgili gelişmeler bir kez daha gündeme gelecek. Gerekli görüldüğü takdirde, konuyla ilgili görüşmelerin pazar gününe kadar sürmesi bekleniyor. Kurumsal reformların en önemli kısmını, genişleme öncesi AB Komisyonu üyelerinin sayısı ve ülkelere göre dağılımı, AB içinde ülkelerin oylama sistemindeki ağırlıkları, karar mekanizmasında, "oy birliğinden" "oy çokluğuna" gidilmesi önerileri oluşturuyor. AB içinde kararların sürekli engellenmemesi için üye ülkelerin veto haklarının ellerinden alınması ve "güçlendirilmiş işbirliği" konuları da kurumsal reformlar arasında yer alıyor. Zirvede ele alınacak diğer önemli konular arasında, "Güçlendirilmiş İşbirliği" de yer alıyor. "Güçlendirilmiş İşbirliği", AB üyelerinin kendi aralarında oluşturdukları yeni işbirliği alanlarında ilerlemeleri, diğer ülkelerin de onları arkadan takip etmesi ilkesini içeriyor.
Almanya-Fransa çekişmesiAB'nin 15 üyesi ile Türkiye'nin de aralarında bulunduğu aday ülke devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla Fransa'nın Nice kentinde dün sabah yapılan konferansta, AB içinde yapılması öngörülen kurumsal reformların önündeki en büyük engeli, Fransa ve Almanya arasındaki güç çekişmesi oluşturdu. Almanya, Avrupa Parlamentosu'ndaki temsil oranının üye ülkelerin nüfus oranına göre yapılmasını isterken, Fransa, kendisiyle birlikte Almanya, İngiltere, İtalya'nın eşit sayıda üyeyle temsil edilmesinden yana tavır koyuyor. Almanya, AB'nin icra organı durumunda olan Komisyon'daki üye sayısının ise ülkeler arasında rotasyona tabi tutularak 20 ile sınırlı tutulmasını, İsveç gibi küçük ülkeler ise her ülkenin bir üyeyle temsil edilmesini istiyor. Fransa, her yeni üyenin Komisyon'da temsilcisi bulunması düşüncesine, mekanizmanın tıkanacağı gerekçesiyle karşı çıkarak bu konuda Almanya'yı destekliyor. Halen 20 üyeli Komisyon'da Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya'nın ikişer üyeleri bulunurken, Yunanistan, Hollanda, İrlanda, İsveç, Finlandiya, Danimarka, Portekiz, Avusturya, Belçika, Lüksemburg birer üyeyle temsil ediliyor. Diplomatik kaynaklar, ülkesinde yolsuzluk skandalıyla sarsılan Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın, Berlin'in AB karar mekanizmasında daha fazla söz sahibi olma isteğine taviz verebileceğine dikkat çekiyorler.
Türkiye oy çokluğu istiyorTürkiye, AB içindeki karar mekanizmasında, "oy birliği" ilkesinden "oy çokluğu" ilkesine geçilmesini daha etkili olduğunu görüşünde. Türkiye, bununla birlikte, bazı konularda da, "oy birliği" ilkesi ile karar verilmesi uygulamasının da devam etmesi gerektiği fikrini taşıyor. Türkiye, genişlemeye rağmen AP'deki parlamenter sayısının 700'de kalmasını destekliyor ve üye ülkelerin nüfusun durumunun, parlamenter sayısını belirlenmesinde etkili olması gerektiğine inanıyor.
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|