YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Bu kadar başarı herkese yeter!..

Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz, "Hükümet"in değil "İktidar Bankası"nın yönetim kurulunun başında olsalardı, ne olurdu?

"İktidar Bankası"na, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu müdahale ederdi.. Bülent Ecevit'in, Devlet Bahçeli'nin ve Mesut Yılmaz'ın bütün malvarlıklarına tedbir koyulurdu..

Anlamışsınızdır..

Yine, "siyasi sorumluluk" kavramına değinmek istiyoruz..

Ya da, Türkiye'deki uygulanması ile "siyasi sorumsuzluk" konusuna değinmek istiyoruz..

Dersine çalışmayıp, sınavda sorulara cevap veremeyen öğrenci, sınıfta kalır..

Maliyetini, pazarlamasını, üretimini iyi düzenlemeyen, şirketinin hem bilançosunu, hem nakit akım tablosunu bozan iş adamı (eğer iktidara yakın değilse) iflas eder.

Peki, bir "siyasi iktidar", üzerine düşen hiçbir temel görevi yerine getirmez ve hemen her konuda krizler üretirse... Bu krizler sonucu, ülkede sosyo-politik istikrar da, ekonomi de, dış politika da, büyük zorluklara düşerse ne olur?

Türkiye'de hiçbir şey olmaz..

Devlete göbekten bağlı medya, bu başarısız iktidarı balon gibi şişirir..

Batırılmış ekonomiye, dışarıdan çok ağır şartlarla "kurtarma kredileri" gelince, bağımlı medya "Ecevit yine başardı" diye manşetler atar..

Ekonomik başarısızlığın bedelini, hayat pahalılığı ile ve salınan yeni vergilerle, geniş halk kitleleri öder..

Bu sırada başbakan ve yardımcıları, altışar koruma eşliğinde, kırmızı plakalı arabaları ile, başbakanlık binasına gelip, giderler.

Ama herkes bilir ki, hepsi birden, İMF temsilcisi Cotarelli kadar iktidar sahibi değildir.

Baksanıza yeni salınacak vergilere.

Haberleşme hizmetlerinde KDV oranı 8 puan artıp, yüzde 25'e çıkıyor.. Doğalgazdaki KDV, yüzde 8'den yüzde 17'ye çıkıyor. Motorlu taşıt aracı sahiplerinin geçen yıl ödedikleri vergilere yüzde 75 zam geliyor. Emlak Vergisi yüzde 30 artıyor.

Bu iktidara IMF yönetiminin ne kadar güven duyduğu da, verilecek "kurtarma kredisi"nin yedi taksitte gelecek olmasıdır.. Hükümet, yükümlendiği reformları (özelleştirme, yapısal yenilenmeler, bankacılık reformu) yapabildiği oranda, bu parçalar Türkiye'ye verilecek..

Neden böyle bu?

Çünkü bu iktidar, ağustos böceği gibi uyudu bütün yaz.. Bir Telekom özelleştirmesi, altı ay askıda tutuldu.. Bütçe harcamaları kısılamadı.. Boşaltılmış bankalar, siyasi ve mali destekle ayakta tutuldu ve boşaltma rakamları büyütüldü..

Ama "İktidar Bankası"na vız geliyor bütün bu gerçekler..

Çünkü Türkiye'de "siyasi sorumluluk" da yok, "Meclis denetimi" de işletilemiyor, "medya" da devlete bağımlılığı yüzünden, muhalefete muhalefet ederek varlığını sürdürüyor..

Yalan mı?

O zehir gibi televizyoncular, Hasan Mezarcı'nın peygamberliğine ayırdıkları vaktin onda birini, İnter-Bank'dan Etibank'a uzanan boşaltmalara, "medya-mafya-siyaset-banka" ilişkilerine neden ayıramıyor?..

Hülya Avşar'ın girdiği tartışmalar, "Andıç" konusundan daha ilgi çekici ve daha mı önemliydi?

Banu Alkan'ın "Neremi"si mi, Rahşan Ecevit'in "Af tutkusu" mu, daha etkileyici?

Ecevit-Bahçeli-Yılmaz, hala "İktidar Bankası"nın yönetiminde..

Ama bunlara güvenip Hazine kağıdı alan Cıngıllıoğlu'nun Demirbank'ını elinden aldılar..

İşin özeti bu..

Zaten ben, politikacının, sorumsuz olanını severim..

ŞAKA

Beşinci kuvvet!..

Nazlı Ilıcak ve Abdüllatif Şener, "Etibank Boşaltılması"nın belgelerini açıklayıp, "Dinç Bilgin neden korundu" diye sormuşlar..

Böyle soru sorulur mu?

Üçüncü kuvvet "Yürütme" ile Dördüncü kuvvet "Medya" dayanışma içine girmiş..

Bundan, Beşinci kuvvet olan "Boşaltma" çıkmış..

İş bu kadar basit!..

TEBESSÜM

Hiç olmazsa babayı kurtardılar!..

Genç doktoru, sabaha karşı ilk hastasına çağırmışlar.. Doktorun eşi, heyecan içinde kocasının eve dönmesini beklemiş..

Öğleye doğru, yorgun-argın dönmüş genç doktor..

Eşi heyecanla sormuş:

-Hasta nasıl?.. Tedavi ettin mi?..

-Bir doğuma gittim, demiş genç doktor.

Eşi yine sormuş:

-Bebek kız mı, oğlan mı oldu?

Doktor üzgün bir ifade ile anlatmış:

-Forsepsi çok sıkmışım.. Bebek parçalandı.. Ölü doğdu..

Eş üzgün, yine sormuş:

-Kimbilir anne adayı nasıl perişandır?..

-Yok.. Üzgün falan değil.. Kan kaybından, anne de öldü, demiş doktor..

Doktorun eşi dehşet içinde bağırmış:

-Peki baba ne yaptı? Kadın ölünce, kocası ne yaptı?

Doktor gülmüş:

-Birşey yapamadı.. Forsepsi hızla çekince, dirseğim arkada duran babanın yüzüne çarptı.. Baba da öldü..

...............

Ertesi akşam, genç doktoru yine bir doğuma çağırmışlar.. Sabaha karşı, yüzünde zafer dolu bir tebessümle dönmüş..

Eşine müjdeyi vermiş:

-Bu defa babayı kurtardım!..

KISSADAN HİSSE- Borsayı ve piyasaları batırıp, İMF yardımıyla babayı kurtaran ekonomi yönetimi, şimdi müjdeler veriyor.


8 ARALIK 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...