YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama


Rock sorular sorardı

Kendine özgü sesi ve yorumuyla müzik piyasasına hızlı bir giriş yapan ve "Gidiyorum", "Bir Garip Aşk Bestesi" gibi şarkılarıyla türkü-rock rüzgarları estiren Kıraç'la müziğini konuştuk.

Son günlerin gözde sanatçılarından olan Kıraç'ın müziğe olan tutkusu çocukluk yıllarına kadar uzanıyor. Babasının bağlama çalıyor olması onun müzikle erken yaşlarda tanışmasına vesile olmuş ve bundan sonra müzik, onun hayatının bir parçası olmuş: "Herkesin olduğu gibi benim de müziğe olan ilgim çok küçük yaşlarda başladı. İlk olarak bağlama çalmaya başladım. Babamın bağlama çalıyor olması beni bağlamaya yönlendirdi. Lise çağlarında kendi kendime gitar çalmayı öğrendim. İlk bestelerim o yıllarda çıkmaya başladı."

Rock eleştirir, eylem içindedir

"Müzik resimle aynı şey bence, seslerle bir resim atmosferi yaratılıyor. Müziğin resimden daha kolay anlaşılır, daha etkili olduğu da bir gerçek. Ayrıca müziği insanlara resimden daha kolay ulaştırabiliyorsunuz. Müzik sizi istediğiniz yere götüren bedava ve sonsuza dek geçerli bir yolculuk biletidir" diyerek müziğin kendisindeki karşılığını özetliyor.

Ülkemizde en çok eser üretilen müzik türü pop müzik olmasına rağmen rock müzik tarzında ortaya konulan eserlerin müzikseverlerin gözünde daha istikrarlı bir çizgi çizmesini ve pop müziğinin kalite açısından erozyona uğramasına karşın rock müzikte kaliteli eserler ortaya konulmasının nedenlerini şöyle yorumluyor Kıraç: "Rock müzik varoluş itibariyle gerçeklerin müziğidir. Eleştirir, eylem içindedir, sorular sorar, dünyayı daha iyiye doğru değiştirmeye çabalar. Gerçi şimdi o rock müzik formatının yaşadığı kanaatinde değilim, istisnalar dışında. Dünya politikaları bu müzik ve felsefesinin tam karşısındadır. Günümüzde formatı bozulduğu halde tekrar gündeme gelmesinin sebebi, geçmiş yıllardan izler taşımasıdır. Pop müzik de geçmişte nezih bir eğlence anlayışı sunuyordu. Fakat içindeki ihtiras ve felsefe daha çok o günlerin aşk anlayışını yansıtıyor, dünyayı pek sorgulamıyordu. İşte politikacılar popüler kültürü dejenere edip yaygınlaştırırken, pop müziğin içindeki o nezih anlayışı da tamamiyle bozdu. Estetiğin yerini gülmeceler ve geyik muhabbeti aldı. Gönlüm o eski pop şarkılarını özlüyor."

Müzik ihtiyaçtan doğar

Samimiyet barındıran her sesi ve müziği dinlediğini belirten Kıraç, şu aralar yeni bir albüm üzerinde çalışıyor. "Henüz çıkış tarihi belli değil ama, çalışmalarımı daha uzun süreye yaymayı doğru buluyorum" diyen sanatçı, müzikte başarılı olabilmek için, sadece yetenek ve eğitimin yeterli olmadığını düşünüyor. "Yetenek ve eğitim olmaz ise olamazlardandır. Fakat en önemli olan ihtiyaçtır. Eğitimin de, yeteneğin de var ama müziğe ihtiyacın yoksa, müzik senin için olmazsa olmaz ise yapamazsın. İnsanlık ihtiyaçları sayesinde bu teknolojiyi üretmiştir. Karnınız acıkmıyorsa yemek yiyemezsiniz" diyen genç sanatçı, eserleriyle ulaşabildiği kadarıyla her canlıya ve her yere ulaşabilmeyi düşlüyor. Şimdiye kadar onu dinleyen insanların kendisinden rahatsızlık duymadığını belirten Kıraç, müzikte ulaşmak istediği yere geldiğine inanmıyor ve hiçbir zaman inanmayacağını da ifade ediyor. Kendine has sesi ve yorumuyla, özellikle gençler üzerinde rock rüzgarlarını estiren sanatçı, çalışmalarıyla önümüzdeki yıllarda da adından sık sık bahsettireceğe benziyor.

Havva Setenay İlhan


Kağıda basmak için tıklayın.

De facto tiyatro
Resmen varolmayan Diyarbakır Şehir Tiyatrosu'nun 500 kişilik salonu, başarılı oyuncuları ve deneyimli yönetmenine Mungan'ın "Mahmut ile Yezida"sı da eklenince geriye "perde" demek kalıyor.
Merhaba Hoşçakal!
Athol Fugard'ın yazdığı, Köksal Engür'ün yönettiği, Tiyatro Siyahbeyaz'ın sahneye koyduğu "Merhaba, Hoşça kal" Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi ve Barış Manço Eğitim ve Kültür Merkezi'nde sahnelecek. Oyun, yıllar sonra eve dönen Hester'in, erkek kardeşi Johnny'le yaşadığı birkaç saatin öyküsünü anlatıyor. Yıllarca köle gibi çalıştıktan sonra bir iş kazasında bacağı kopan babaları, bozuk bir makine gibi bir kenara atılmıştır. Hester, iş kazasında bacağını yitiren babasının tazminat parasından payını almaya gelmiştir. Annelerinin ölümünden sonra hayatını tek bacakla bir odada yatan babasına bakmaya adayan Johnny ve dindar, baskıcı babasına başkaldırıp evi terkeden ablası Hester, babalarının sakladığı eski kutuları, bavulları açarak parayı aramaya başlarlar. Kutuların birinden Hester'in yepyeni, kırmızı pabuçları çıkar. Hiç giyilmemiş, 'fırtınalı günler' için saklanmış bir çift pabuç.


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...