Türkiye, son dönemde ekonomiden dış politikaya, siyasetten toplumsal olaylara kadar bütün alanlarda tam bir sahipsizlik örneği sergiliyor. Yaklaşık son 3 aydır, özellikle para piyasalarında yaşanan krizleri kontrol altına almakta güçlük çeken hükümetin, son dönemde yaşanan olaylar karşısındaki devlet ciddiyetinden uzak tavrı toplumu endişeli bir bekleyişe itmiş durumda. Ekonomideki sıkıntılar ve bir türlü oluşturulamayan güven ortamının yanısıra özellikle Avrupa Birliği konusunda yaşanan fiyasko ile af komedisi ve polislerin sokağa taşan isyanı, hükümetin acziyetinin ve beceriksizliğinin tescili olarak değerlendiriliyor.

Hükümetin nasıl bir irade tarafından yönetildiği konusunda, kamuoyu derin endişeler taşıyor. Siyasi çevrelerde, Başbakan Ecevit'in yorgun ve güçsüz olması yüzünden inisiyatifin zaman zaman Hüsamettin Özkan'a, zaman zaman da Rahşan Ecevit'e geçmesi devletteki zaafın en belirgin göstergesi olarak yorumlanıyor.

Ayrıca AB çevrelerinde yapılan yorumlarda, devletteki zaaf görüntüsünden rahatsız olan askeri iradenin hükümet üzerinde etkin konuma geçmesinin Türkiye'yi daha da yalnızlaştıracağına dikkat çekiliyor. Hükümetin, çözümde hiçbir varlık gösteremediği son krizler şöyle:

Ekonomi bankalarla battı

Piyasalarda yaşanan çalkantılar bir türlü önlenemediği için Türkiye'nin bir hafta içersindeki kaybı 6 milyar dolar oldu. Uzun süren uğraşlardan sonra Uluslararası Para Fonu'na (IMF) verilen vaatler doğrultusunda yapılan anlaşma ile kriz ertelenir gibi oldu. Ancak hemen hemen her kesim yeni bir kriz beklentisi içinde. Bütün sektörler her geçen gün rahatsızlıklarını dile getiriyor. Kamu bankaları başta olmak üzere kamu kurumlarında yaşanan sıkıntılar halen devam ediyor ve bir türlü kontrol altına alınamıyor. Alınan bütün önlemlere rağmen borsadaki "güvensizlik düşüşü" sürüyor.

Hükümet 'hükmedemiyor'

Hükümet özellikle af konusunu tamamıyla yüzüne gözüne bulaştırmış durumda. Af konusunda bütün dengeleri alt üst eden hükümet, yaklaşık 60 gündür devam eden ölüm oruçları konusunda eli kolu bağlı bekliyor. MİT Müsteşarı "Kürtçe televizyon" konusunda açıklama yapıyor, Genelkurmay buna tepki gösteriyor. Hükümetten yine ses çıkmıyor. Polis Türkiye'yi ayağa kaldırıyor, ancak hükümet bu konuda da varlığını hissetiremiyor.

Dış politika

Türkiye, dış dünyada da yeni bir yalnızlık sürecine giriyor. Hükümetin, demokratikleşme konusundaki gönülsüzlüğü yüzünden Türkiye Nice zirvesinde önümüzdeki on yıllık plandan da çıkarıldı. Diplomatik çevreler, Türkiye'nin "Avrupa denklemi"nin dışında kalabileceğine dikkat çekiyor.