![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Anayasa Mahkemesi ve FaziletÖnce, Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun Ecevit'i ziyareti sırasında yaptığı uyarılar basına yansıdı; ardından Anayasa Mahkemesi 6'ya karşı 5 oyla, Siyasi Partiler Kanunu'nun 103'üncü maddesinin ikinci fıkrasını iptâl etti. Takdir hakkı sınırlanıyor
103'üncü maddenin ikinci fıkrası, bir siyasi partinin ne zaman kanunsuz fiillerin odağı haline geleceğini açıklıyordu: Eğer laiklik karşıtlığı ve bölücülük gibi kanuna aykırı fiiller, bir partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlenir ve bu durum o partinin, yetkili organlarınca açıkça veya zımnen benimsenirse yahut bu fiiller doğrudan doğruya parti organlarınca kararlılık içinde işlenirse, söz konusu parti, kanunsuz fiillerin odağı olur. Anayasa'nın 69'uncu maddesi, mahkeme üyelerine bir partinin odak olup olmadığını belirleme yetkisini veriyor. Siyasi Partiler Kanunu'nun 103/2'nci maddesi ise, takdir hakkını Anayasa Mahkemesi'nde bırakmakla birlikte, bazı kıstaslar getiriyordu. Bir partiyi odak olmaktan kapatabilmek için: a) Ya, kanunsuz fiillerin çok sayıda partili tarafından -yoğun biçimde- işlenmesi, üstelik yetkili organların gelişmelere seyirci kalarak bu kanunsuzluğu, zımnen benimsemesi veyahut açıkça destek vermeleri... b) Kanunsuz fiillerin, doğrudan doğruya parti organlarınca kararlılık -süreklilik - içinde gerçekleştirilmesi... gerekiyordu. Bu düzenleme, Anayasa Mahkemesi'nin takdir hakkını sınırlıyordu. 103/2'yi iptâl etmekle, aslında mahkeme, yetkisini genişletmiş oldu. Olumsuz hava
İptâl kararının verilmesi, "Fazilet mutlaka kapatılacak" neticesini doğurmaz. Ama gene de olumsuz bir eğilimin göstergesidir. Hele kararın 6'ya 5 alınması, üstelik, Genelkurmay Başkanı'nın "Parti kapatma zorlaştırılmasın" talimatından hemen sonraya rastgelmesi, endişeleri arttırıyor. Gerçi Anayasamız, yargıya her türlü telkinde bulunulmasını yasaklıyor ama, Hürriyet'in manşetini takib eden iptâl kararı, bir tesadüf dahi olsa, emir - komuta zincirinin faaliyete geçirildiği intibaını doğurmuştur. Hürriyet iki talimattan söz ediyordu: 1) Kürtçe TV olmaz 2) Parti kapatmayı zorlaştırmayın. Anayasa Mahkemesi bu ikazı takib eden gün, zorlaştırıcı hükümleri iptâl ederek, Başsavcı Vural Savaş'ın görüşüne uydu. Anayasa değişikliği
Buna mukabil, Meclis, iptâl edilen düzenlemeyi, Anayasa maddesi haline getirmeğe çalışıyor. Anayasa'nın 69'uncu maddesinin 6'ncı fıkrasında yapılmak istenilen değişiklik şöyle: "Bir siyasi partinin Anayasa'nın 68'inci maddesinin 4'üncü fıkrasına aykırı eylemlerinden ötürü kapatılmasına, ancak o partinin kanunla belirlenen ölçütlere göre, bu nitelikteki fiilleri işlediğinin yetkili mahkemelerce kesin hükme bağlandığı ve bu kesin hükmün odak oluşturmaya yeterli olduğu hususunun Anayasa Mahkemesi'nce tesbit edilmesi halinde, karar verilir" Anayasa'nın 68'inci maddesi, siyasi partilerin uyması gereken esasları tesbit ediyor: "Devletin bağımsızlığı; ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü; hukuk devleti; demokratik laik cumhuriyet" Mevcut 69'uncu maddeye göre, Anayasa Mahkemesi, 68'inci maddedeki hükümlere aykırı eylemlerinden dolayı bir siyasi partinin odak haline geldiğini tesbit ederse, partiyi kapatıyor. Anayasa Mahkemesi'nin takdir yetkisi, mevcut 69'uncu maddedeki gibi sınırsız mı olsun; yoksa bu takdir yetkisi yasa koyucunun kabul ettiği çerçevede mi kullanılsın? Anayasa Mahkemesi'nin 6 üyesi "sınırsız olsun" kararını verdi ve Siyasi Partiler Kanunu'nun 103'üncü maddesinin 2'nci fıkrasını iptâl etti. Şimdi hükûmet ve muhalefet mahkemeyi aşabilmek için Anayasa'nın 69'uncu maddesini yukarıda belirttiğimiz gibi değiştirmeye çalışıyor. İyimserler ve kötümserler
Mahkemenin son kararını yorumlayanlar iki kategoriye ayrılıyor: 1) Kötümserler: 6 üye, Fazilet'in odak olma noktasından kapanması için oy kullanacak. Bu yüzden, Siyasi Partiler Kanunu'nun 103'üncü maddesinin 2'nci fıkrasını iptâl ederek, kendilerini sınırlayan hükümlerden kurtuldular. 2) İyimserler: Anayasa Mahkemesi, sadece, kanunun getirdiği sınırlamayı, Anayasa teminatı altında olan yetkisine bir tecavüz gibi gördü. İptâl kararı, Fazilet'in odaktan kapatılacağının işareti sayılmaz. Kim ne demiş?
"Kapatılır mı, kapatılmaz mı" diye papatya falı bakmağa gerek yok. Savcının laik cumhuriyet karşıtlığı diye öne sürdüğü cümlelerden işe başlayalım. Zaten, Vural Savaş'ın yegâne dayanağı bir avuç Faziletli milletvekilinin başörtüsü takma özgürlüğünü savunan sözleri. Üstelik bu cümlelerin çoğu Meclis kürsüsünden sarfedildiği için, kürsü dokunulmazlığından da yararlanıyor. Abdullah Gül: Sayın Bülent Ecevit, sizin başbakan yardımcısı olduğunuz dönemde üniversiteler bilim ve özgürlük yuvası olmaktan çıktı, zulüm ve baskının en yoğun yaşandığı yerler oldu. Kız çocuklarımızın anayasal eğitim hakları ellerinden alınırken hiç yüreğiniz sızlamadı mı? (Tutanak dergisi 15.01.1999) Mehmet Ali Şahin: YÖK'ün ek 17'nci maddesi yürürlükte kaldıkça, üniversitelerde başörtüsü diye bir sorun olamaz. Yönetmelikle, mütalaâlarla kanun hükmü değiştirilemez. Bu, milletin iradesini gasp olur. (Tutanak dergisi 04.06.1998) Abdüllatif Şener: Eğer belli bir yaşama biçimini tercih etmiş insanların eğitim hakları baskı altına alınıyorsa, biz buna karşıyız. (Tutanak dergisi 03.11.1998) Bülent Arınç: Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, şu anda, bu acılı duruma el koymasını, başta Sayın Bakanımız olmak üzere, Sayın hükûmetimizin bu konuda hassasiyet göstermesini talep ediyorum. Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararlarının, zaman içerisinde değişkenlik gösterdiğini de biliyoruz. Burada savunduğumuz ve savunacağımız en öncelikli konu, insan hak ve hürriyetleridir, bireysel hak ve özgürlüklerin kullanılmasıdır. Bu konuda, devlet "niçin başını örtüyorsun" şeklinde hiç kimseye bir soru yöneltemez. Çağdaş demokrasilerde bunun yeri yoktur. (Tutanak dergisi 11.6.1998) Mahkeme boyun eğer mi?
Sadece din ve vicdan hürriyetinin sınırlarının genişletilmesini talep eden milletvekillerinin sözleri yüzünden, Fazilet'in kapatıldığını bir düşünün. Meselâ ben, gazeteci olarak yıllarca, başörtüsü zulmüne karşı çıktım. Bu kanunen suç değil. Ama bir siyasi parti üyesi olup da aynı şeyleri söyleyince laik cumhuriyete karşı gelmiş sayılacağım. Partim kapanacak ve ben yasaklanacağım. Aynı şekilde, "yenilikçi" diye adlandırılan ve değişim peşinde koşan, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener, Mehmet Ali Şahin, FP'nin en parlak ve istikbal vaad eden isimleri. Herkes için demokrasi, herkes için insan hakları isteyen, şiddete karşı çıkan bu milletvekilleri, sırf başörtülüleri koruyan birkaç cümle yüzünden, politika arenasından silinecekler; öyle mi? Düşünce hürriyetinin sınırlarının ne kadar daralacağını bir düşünün. Ben Anayasa Mahkemesi'nin böyle bir haksızlığa boyun eğeceğine doğrusu hiç ihtimal vermiyorum. Evet ben şahsen iyimserim. Dün, Anayasa Mahkemesi'nin, Fazilet'in 1'inci olağan kongresine ait video bantları istemesi, gene eski tahminleri geçerli kılıyor. Mahkeme, odaktan ziyade, devam noktasında bir araştırma -inceleme yapacak. Bu durumda, Anayasa değişikliği "odak"ın yanı sıra, "devam" konusuna da açıklık getirmeli. "FP,RP'nin devamı" diyenler, iddialarını hangi temele dayandıracak? Meclis, bu hususu bir an önce vuzuha kavuşturmalı. Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi'nin de atıf yaptığı Siyasi Partiler Kanunu'nun 104'üncü madde şöyle diyor: "Siyasi Partiler Kanunu'nun 101'inci maddesi (1) dışında kalan emredici hükümlere ve diğer kanunların siyasi partilerle ilgili emredici hükümlerine aykırılık bulunması halinde, Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasa Mahkemesi'ne başvurur, Anayasa Mahkemesi de bu aykırılığın giderilmesi için partiyi uyarır. Aykırılık giderilmediği takdirde partinin kapatılması için dava açılır." Recai Kutan, bir partinin sadece kanunsuz fiillerin odağı olma halinde, dış yardım aldığı takdirde veyahut tüzük ile programı kanunu aykırıysa kapatılacağını ileri sürerek, uyarı mekanizmasının işletilmesini istemiştir. Anayasa Mahkemesi bu talebi yerinde görmüş ve Başsavcı Vural Savaş'a iletmiştir. Demek iyimser olmak için bir çok sebeb var. Dip not(1): 1999'da yeniden düzenlenen 101'inci maddeye göre bir siyasi parti, tüzük, odak ve dış yardım hallerinde kapatılabiliyor.
nilicak@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|