YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

İlaç pazarlamacıları hastaları tüketiyor!

Hastalar da haklıdır. İnsanların hastanelerde "ayıpsız" yani kaliteli hizmet anlayışıyla karşılanması en doğal haklarıdır.

Bu nedenle Ankaralı okurum Mustafa Ateş hasta hasta sabahın erken saatlerinde muayene salonuna gelen insanların, uzayan kuyruğa razı olmalarına rağmen yaşadıkları akılalmaz haksızlığı bakın nasıl anlatmış;

"Şanslıysanız o gün sıra alıyor ve muayene olacağınız anı beklemeye başlıyorsunuz. Mesaisine zamanında gelen bir doktorla karşılaşırsanız şanslısınız. Doktor geldikten en az yarım saat sonra hastalar nihayet içeriye alınmaya başlıyor... Aaaa o da kim? Bir bakıyorsunuz ki son derece alımlı kıyafetli bir bey ya da hanım, elinde büyücek çantasıyla bütün sıraları bir anda geçip pervasızca doktorun yanına giriyor. İçeride muayene olan hasta mı var, dışarıda bekleşenlerin sırası ne olacak, mühim değil. Bu şahıslar ilaç firmalarının tanıtım elemanları. Çantalarında taşıdıkları ilaçları doktorlara anlatmak üzere pazarlamacı statüsüyle geldikleri hastane muayenehanelerinde özel bir ayrıcalığa sahip onlar. Orada bekleşen 50-60 hastanın gıkı bile çıkamıyor. 'Sen kimsin? Neden içeride uzun kalıyorsun?' bile denemiyor. Muayene kuyruğunda geçirilen her dakikanın bir saat gibi algılandığı ortamda, bu davranışın cansıkıcılığını tarif etmek imkansız..."

Okurum, ilaç tanıtımına karşı olmadığını, ancak bu faaliyetin hastaların muayene saatlerinde değil, başka zaman yapılması gerektiğini belirtiyor.

Çok doğru. Bu benim de bizzat şahit olduğum bir sorun. Kim olursa olsun, hiç kimse hastanın muayene sırası hakkını gasp edemez.

Okurumun şu çağrısını aynen yetkililerin dikkatine sunuyorum

"Sağlık Bakanlığı genelge yayımlayarak, hastane hizmeti bakımından 'ayıplı sunum' anlamına gelen muayene saatlerinde ilaç pazarlamacılarının hak gaspına bir son vermelidir."

Bu son derece önemli tüketici sorunu konusunda Sağlık Bakanlığı ve hastane idarelerinin tavrını takip edecek, gelişmeleri buradan duyuracağım.

Yedek parça yok ne demek (?)

Tüketici memnuniyetine değer veren kaliteli hizmet anlayışını benimsemiş firmalar, satış sonrası hizmetlerde başarılıdır. İstanbul'dan Mehmet Köşker'in Ariston firmasının Philco marka bulaşık makinasının parça değişimi yüzünden bir ayı aşkın bir zaman bekletilmesi, açıkça 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un Servis Hizmetleriyle ilgili 15'inci maddesinin ihlali anlamına geliyor. Tüketicimizin sorununun çözümü ve daha önemlisi bundan sonra benzer şikayetler almamak için firmanın yetkili servis sorumlularıyla görüşmelerimiz sonucu ilgililer harekete geçti.

Tüketici Kanunu'nun servis hizmetleriyle ilgili maddesi şöyle diyor: İthalatçı veya imalatçılar sattıkları sanayi malları için o malın ilan edilen kullanım ömrü süresince (En az 10 yıldır), bakım, onarım ve servis hizmetlerini yürütecek istasyonları kurmak ve yeterli teknisyen kadrosu ile yedek parça stoku bulundurmak zorundadırlar.

Bütün bu şikayetlerle ilgili olarak aslolan tüketici-satıcı mutabakatı yoluyla sorunun çözülmesidir.

Duydunuz mu?

Sokakta et kesimleri ne olacak?

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkililerinin belediye mezbahalarının kapatılacağı yönünde yaptıkları açıklamada mezbahalar dışında kontrolsüz olarak başıboş hayvan kesimlerine de dikkat çekildi. Buna göre sadece Diyarbakır'da günde 2 bin 500 hayvan sokakta kesiliyor. Buralarda kesim yerde yapılıyor. Bakanlık yetkilileri "Mevcut mezbahalar da kapatılırsa ne olacak?" sorusuna karşılık şu bilgileri verdiler: "Her beldede, her ilçede, belediyede mezbaha olması gerekmiyor. Haftada 10-15 hayvan kesilen ilçelerde bile mezbaha var. Bu tür yerlerde et ihtiyacı komşu il ve ilçelerden sağlansa, hem bu alana yatırım yapan işletmeler iyileşir hem de halk iyi şartlarda et tüketir."

Ruhsatsız belediye mezbahaları kapatılıyor

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın, yıl sonuna kadar asgari teknik ve hijyenik şartları sağlayamayan kırmızı et kesim yerlerini, mezbahaları kapattıracağı, bu karardan toplam 700 belediye mezbahasının etkileneceği bildirildi.

Açıklamada, ülkemizde halen faaliyette bulunan 803 belediye mezbahasından sadece 10'unun ruhsatlı olduğu belirtilirken, toplam 908 mezbaha, kombina ve parçalama yerinden yaklaşık 800'ünün, asgari teknik ve hijyenik şartları sağlayamadığı için ruhsatlandırılamadığı kaydedildi.

Yetkililer, verdikleri bilgide özellikle belediyelere ait mezbaha ve kombinaların çok kötü durumda olduğunu vurgularken, İstanbul'da İSMAR, İzmir'de TANSAŞ, Antalya'da AN-ET gibi, Balıkesir ve Bolu'da çok modern belediye tesisleri yanında, suyu ve sabunu olmayan, sadece dört duvardan ve birkaç çengelden ibaret belediye mezbahalarının da bulunduğunu belirttiler.



14 ARALIK 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...