|
|
 |
FİLİSTİNLİ BİR MÜLTECİNİN EL AKSA İNTİFADASI GÜNLÜĞÜ:
Kazanana kadar savaş
Geçtiğimiz haftalarda Filistinliler ve dost Araplar kadar dünyanın dört bir yanındaki destekçileri binlerce fikir, haber, makale, daha parlak bir gelecek için umutlar ve umutsuzluklar taşıyan mailleri birbirleriyle paylaştılar. Ancak bunlar arasında Filistinli bir gazeteci olan Muna Hamse Muheysen'in günlük şeklindeki mailleri Ortadoğuda mülteci kampında yaşayan bir Filistinlinin ekim ayında neler yaşadığını gözler önüne sermesi açısından ilgi çekici. Muna, son dönemde Birzeit Üniversitesi'nin Sınır Ötesi Projesi'nde çalışıyor. Sınır Ötesi Projesi, Filistinli mültecileri İnternet yoluyla olsun birbiriyle buluşturmayı hedefliyor. Muna'nın günlük şeklindeki yazıları kendisinin Deyşeyh Kampı'ndaki hatıralarını içeriyor.
4 Ekim Çarşamba
Sevgili günlüğüm;
Hiç düşünmeden kahve yaptım, radyoyu açarak yerel Beytüllahim 2000 kanalını çevirdim ve mail kutuma gelen yeni 352 maili beklemeye başladım. Kendimi uyuşmuş gibi hissediyorum. Burç el Şimal mülteci kampındaki gençlerden bir düzine kadar dayanışma mektubu gelmiş. Hepsini yazıp çıkışını alıyor, yerel Beytüllahim televizyonuna ve Gazze ve Ramallah'taki yerel gazetecilere fakslıyorum. Buradaki Filistinliler için Diaspora'daki vatandaşlarının ne dediği, ne yaptığı, Avrupa, Amerika ve Kanada'da yapılan protestolar çok önemli. Ve benzer şekilde, tabii ki burada yapılan katliamlara ait fotoğraflar, haberler ve tutulan raporlar da Lübnan, Fransa, İngiltere ve ABD'deki insanlara ulaştırılmak zorunda.
Deyşeyh'te yaşayanlardan Beytüllahim'de çalışanlar hariç hiçkimse işine gidemiyor. Hayat çok monoton bir hal aldı. Her Filistinli bölgesi İsrail tankları tarafından diğer bölgelerden ayrıldı. Güneyde El Halil'e, kuzeyde Kudüs'e geçemiyoruz. Tüm yaptığımız bütün gün televizyonun karşısında haberleri yakından takip etmek. İnsanlar Abu Dabi, Kahire, Beyrut, Sana, Şam, Amman gibi birçok Arap şehrinde yapılan kitlesel protesto gösterilerinden mutlu. Buradaki insanlar: "Cumaya kadar direnebilirsek, Arap dünyasındaki tüm imamlar cemaatlerine neyin önemli olduğunu söyleyince, birşeyler kazanabiliriz. Sadece Cumaya kadar birarada olmalı, direnmeli ve Arap ülkelerindeki gelişmeleri beklemeliyiz" diyor.
5 Ekim Perşembe
Sevgili günlüğüm;
Beytüllahim'de saat 7:00'dan 11:00'a kadar elektrikler kesikti. Kısa süre içinde öğrendik ki, İsrail ordusu elektrik jeneratörünü bombalamış. Filistin tarafı jeneratörde çıkan yangının söndürülmesi ve itfaiyecilerin çalışması için İsrail'den ateş açmamasını istemiş ancak tabii ki İsrail tarafı bunu reddetmiş. Saat 11:00'da elektrikler geldi ama nasıl geldiğini bilmiyoruz. Gerçi Beytüllahim'in birçok bölgesi çok kısa bir süre içinde yeniden karanlığa büründü. Hatta televizyon ve radyo kanalları hala sessiz.
İçinde bulunduğumuz ümitsizlik ve depresyon hali Arafat'ın Barak'la Paris'te buluşacağını duyduğumuz anda ikiye katlandı. Çoğumuz Arafat'ın bunu yapmamasını isterdik. Ve artık sabahın ilk ışıkları bize daha fazla hüzün getiriyor. Devrim şarkıları ve dışarıdaki sirenlerin sesleri ve dünkü ve geceki çatışmalara ait haberler, yeni verilen yedi şehidle ilgili raporlar, bizi kızdırmıyor. Bunlar daha ziyade bizi ateşliyor; kanımızın kaynamasına, bir sonraki gün de yaşayacak kadar hırs ve azim kazanmamıza yol açıyor.
Oğlun Mustafa şehid oldu
6 Ekim Cuma
Sevgili günlüğüm;
Ağla gözlerim ağlayabildiğin kadar... Belki gözyaşları içimi yakıp kavuran acıyı bir nebze olsun yıkayabilir. Bugün Um Hazem'in yüzüne nasıl bakacağız? Ah Um Hazem, oğlun Mustafa Filistinli şehidler kervanına katıldı. Ve bizler burda sana herşeyin yolunda olduğunu söylemek için toplandık. Oğlun öyle bir şehid ki doğrudan cennete gitti. Kör eşin için güçlü olmalısın Um Hazem... Diğer çocukların için güçlü olmalısın Um Hazem... Oğlun Mustafa, Deyşeyh'in İntifada'da El Aksa için verdiği ilk şehid olduğundan sevinmelisin.
Bir annenin yüreğindeki acı... İsrail kurşunları Mustafa'nın göğsünü ve kolunu parçalamış Um Hazem. Tekrar ve tekrar ve tekrar sıkılan kurşunlar yüzünden kolundaki kemikler bile görünüyordu. Dört keskin nişancının özel mermisi, Mustafa'yı arkadaşı Ekrem ile yolun kenarında gezinirken yakalamış Um Hazem....
7 Ekim Cumartesi
Sevgili günlüğüm;
Çok uzun bir koridordu ve Ekrem'in yatağı bu yolun en sonundaydı. Yanına ulaştığımızda bir ekran onu bizden ayırıyordu. Onu gördüğümde kalbimin yandığını hissettim. Ağzından ve burnundan tüpler uzanıyordu ve kendinde değildi. Sağ bacağı alçı içindeydi ve bedeni ince bir çarşaf ile örtülüydü. Alnında ter damlaları birikmişti. Manal ve benim dudaklarımız titremeye başladı. Yapabildiğimiz tek şey ağlamaktı zavallı Ekrem. Küçücük bedeni birbiri ardına üç ameliyat geçirmişti. İsrail mermilerinden biri böbreğine saplanmıştı. Diğeri ise dalağını tamamen yok etmişti. Üçüncüsü ise sol bacağını kötü yakalamıştı. Hastaneye vardığında iç kanama geçiriyordu ve eğer bir kaç dakika geç kalınsaydı kan kaybından ölecekti.
Manal ile birlikte yatağının ayak ucunda dikildik. Birdenbire Ekrem gözlerini açtı ve gözlerimin içine baktı. Başımı sallayıp merhaba dedim. O da başını salladı ve tekrar yumdu gözlerini.
İntifada sürmek zorunda
8 Ekim Pazar
Sevgili günlüğüm;
Herkes Hizbullah'ın güney Lübnan'daki üç İsrail askerini kaçırmasını konuşuyor. Son 10 gündür ilk kez Filistinliler gülümseyecek bir konu buldular. Dün gecenin düşmesiyle birlikte İsrail tankları ve topları doğrudan Filistin köy ve kasabalarını hedef aldı. Batı Şeria ve Gazze'nin birçok yerinden silah sesleri duyuldu. İsrailli yerleşimciler de kudurmuş gibi Filistinlilere yönelik geniş bir saldırı başlattı. Bu arada Barak Arafat'a İntifada'yı durdurması için 48 saat mühlet verdi. Barak eğer İntifada'nın durup durmayacağını öğrenmek istiyorsa, buraya gelip şehid anneleriyle konuşmalı. Bu kadınlar Barak'a, "Bu intifada sürmek zorunda. Biz neticeye ulaşmak için şehid verdik. Bırak her Filistinlinin evinden bir şehid çıksın. Sonuna kadar savaş... Kazanana kadar.." diyecek.
9 Ekim Pazartesi
Sevgili günlüğüm;
Bugün canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Çamaşırları yıkamam, mailleri kontrol etmem lazım. Ama hiçbir şey yapmak istemiyorum. Haberleri dinliyorum. Yahudi yerleşimcilerin taşkınlıkları konusunda ne Barak'tan ne de ABD'den tek bir kınama bile gelmedi.
10 Ekim Salı
Sevgili günlüğüm;
İki yaşındaki Meryem bugün merdivenlerden düştü ve dizini incitti. Dudaklarının kenarındaki toz toprakla daha da küçük görünüyor. Odaya girdiğimde uyuyordu ama ayak seslerimden uyanmış olmalı, bana dünyanın en büyük ve en sıcak gülümsemesini verdi. Ona sarıldım saatlerce öylece oturdum. Beni hayatta tutan yegane unsurlardan birisin Meryem.
11 Ekim Çarşamba
Sevgili günlüğüm;
Son katliamın üzerinden sadece 13 gün mü geçti? Zaman mevhumunu tamamen kaybettim. Sanki devletçe şok geçiriyoruz.
'Barak senden korkmuyoruz'
12 Ekim Perşembe
Sevgili günlüğüm;
Barak Filistin'e savaş açtı. Ramallah'a ilk bombanın düşüşünü El Cezire televizyonundan seyrettim. Sonra Nablus'a, El Halil'e, Eriha'ya bombalar yağdı. Gazze ve Batı Şeria'ya yönelik hava saldırısı sona erdiğinde binlerce insan sokaklara doluştu. "Barak senden korkmuyoruz!" Korkacak neyimiz kaldı ki? Daha fazla bomba, daha fazla katliam, daha fazla işkence ve daha fazla aşağılanma mı? İsrail 52 yıldır farklı birşey yapmıyor ki....
17 Ekim Salı
Sevgili günlüğüm;
Dört gündür yazamadım. Çevremde o kadar çok olay oluyor ki... İsrail Filistin'i bombaladı. Sanki füzeleri fırlatan Filistin helikopterleriymiş gibi dünya Arafat'tan İntifada'yı durdurmasını istiyor. Dünya senin neyin var? İntifada durursa, yeniden İsrail üzerimizde istediğini uygulayabilecek. Canı isterse geçmemize, çalışmamıza, yürümemize, hatta yaşamamıza bile izin vermeyecek.
18 Ekim Çarşamba
Sevgili günlüğüm;
Doktorların konuşmalarını duydum. 300'e yakın Filistinli ölmüş, üç bini aşkın yaralı ve 400 kadar psikolojik sorunlar geçiren hasta varmış. Arkadaşım Huriye'nin evi ve tüm mal varlığı İsrail ordusu tarafından yerle bir edilmiş. Allah'ım hem maddi hem manevi zarar veriyorlar!..
19 Ekim Perşembe
Sevgili günlüğüm;
Bugün herşey gözüme daha bir güzel görünüyor. Etrafımdaki herşey gözüme çok değerli geliyor. Bugün maillerimin arasında Filistinli şehidlerin fotoğraflarına rastladım. O resimlere defalarca baktım. Onlar şehid oldular. Şehidlerin ölümleri bile güzel. Allah aşkına İsrail güzel insanları öldürüyor...
24 Ekim Perşembe
Sevgili günlüğüm;
Gidin, bizi yalnız bırakın, bombalarınızı da alın. Yeter. Daha kaç saniye, dakika, saat, gün, gece ve hafta sizin bombalarınıza, silahlarınıza, tanklarınıza, gözyaşartıcı gazlarınıza, mermilerine katlanmak zorundayız. Kendi güvenliğinizi korumak bahanesiyle daha kaç insanı katledeceksiniz?! Ya bizim güvenliğimiz, ya bizim maruz kaldığımız işkence ve katliamlar?! Bizi İsrail'den kim koruyacak?.. Hiç kimse... Kesinlikle hiç kimse korumaya yanaşmıyor.
Ne uluslararası toplum, ne ABD, ne Arap dünyası. Sesimdeki umutsuzluğu, çaresizliği duyuyor musunuz? Helikopterler mülteci kamplarını bombalıyor. Beyt Cala'yı, Beyt Sahur'u, Aida mülteci kampını... Her gece bombardıman sesiyle yatağımızdan fırlıyoruz. Daha fazla bir şey hatırlamak istemiyorum. Hiç bir şey istemiyorum.
|
 |
 |
Koştunitsa sağlama aldı
Sırbistan'da yapılan parlamento seçimlerinde, Yugoslavya Devlet Başkanı Voyislav Koştunitsa'yı destekleyen Sırp Demokratik Muhalefeti oyların yüzde 64'ünü alarak iktidarı garantiledi.
İsrail ordusu 14
Filistinli'yi tutukladı
<
İsrail ordusu, Batı Şeria'da 14 Filistinli'yi Hamas üyesi oldukları ve İsrail'e karşı düzenlenen saldırılara katıldıkları gerekçesiyle tutukladı. Ordu sözcüsü, tutuklamaların, Batı Şeria'nın Nablus kenti yakınlarındaki köylerde yapıldığını belirtti. Bölge sakinleri, tutuklananların çoğunun Nablus'taki An-Najah üniversitesi öğrencileri olduğunu kaydettiler. İsrail, 28 Eylül'de 'intifada'nın başlamasından sonra İsrail'e karşı saldırılara katıldıkları gerekçesiyle birçok Filistinli'yi tutuklamıştı.
Kahire'den Bağdat'a
düzenli seferler
Bağdat'ta yayımlanan haftalık 'El İttihad' gazetesi, Mısır'ın tanınmış ticari şirketlerinden birinin 2 Ocak 2001 tarihinden itibaren, Kahire'den Bağdat'a direkt düzenli hava seferleri başlatacağını duyurdu. Irak Havayolları Şirketi'nin adının açıklanmasını istemeyen bir yetkilisi, Mısırlı ticari şirketin her hafta bir 'Boeing' uçağı kiralayacağını ve her Salı günü Türkiye saati ile 14'00'de uçağın Kahire'den kalkacağını, 16.30'da Bağdat'a ulaşacağını ve tekrar 17.30'da Bağdat'tan Kahire'ye uçacağını söyledi.
|
|