![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Ertelemecilikle buraya kadarÖlüm oruçlarına müdahale edilirken karşılaşılan manzaralar, ülkemiz ve insanlarıyla ilgili yapılacak çok yönlü bilimsel araştırmalar için ilginç ipuçları sağlıyor. Hiçbir bilimsellik iddiası taşımayan ilk tespit şu: Maalesef kendimize de başkalarına da acımayan, çocuğun su birikintisiyle oynaması gibi, kanla ve ateşle oynayabilen yetişkinlerden oluşan bir toplum bizimki... Genellemeler her zaman tehlikelidir, ama bir önemli toplumsal özelliğimiz artık iyice ortada: Sorunlarla karşımıza çıkar çıkmaz yüzleşip çözüm üretmek yerine onları ertelemeyi tercih ediyoruz; yüzleşme kaçınılmaz hale geldiğinde tam bir 'yıkım' ile karşılaşmamız kaçınılmaz oluyor... Yalnızca 10 yıldır koğuşlarına girilemediği en yetkili ağızlar tarafından 'itiraf edilen' cezaevleri konusuyla ilgili değil bu tespit; halen becelleştiğimiz ve önümüzdeki günlerde de etkilerinden kolayca kurtulamayacağımız anlaşılan ekonomik sıkıntıların altından da 'ertelemecilik' illeti sırıtıyor... Bankalar birbiri ardına batıyor ve düne kadar itibarlı işadamı kılığıyla aramızda dolaşan insanlar bileklerine kelepçe takılarak cezaevlerine gönderiliyor... İyi de, bu insanlar, 'suçu', bankalarına el konulmadan hemen önce mi işlediler? Bu soru hiçbir zaman sorulmuyor. Sorulmuyor, çünkü şaşırtıcı cevabı bilmesi gerekenler tarafından biliniyor. Bankacılık sistemi ülkemizde en iyi takip altında tutulan bir sektör; bankaların mevduat ve kredi hareketleri, kasa durumları günü gününe devletin ilgili birimlerine bildiriliyor. Batan bankaların röntgeninin aylar (bazen yıllar) öncesinden çekildiğini bankalar yeminli murakıplarının raporlarından biliyoruz... Cezaevlerinin durumu da öyle. Cezaevlerinin örgütlerin eğitim merkezi gibi çalıştığı, koğuşlara girilemediği ilk kez duyuluyormuş gibi yapanlara aldanmayın; 1992 ve 1996 açlık grevi eylemleri sırasında 'gerçek' bütün çıplaklığıyla ortaya serilmişti. Henüz kimsenin dile getirmediği bir başka gerçek daha var: Cezaevleri yolgeçen hanı gibi; yakın tarihimize damgasını vuran pek çok siyasi veya fâili meçhul cinayet, bir geceliğine dışarı çıkan cezaevi sâkinleri tarafından işlenmiş olabilir... İtalya'daki ifşaatlardan biliyoruz: 'Gladio' tipi örgütlenmede, sadece 'düşmanlar' ve 'âdi suçlular' değil, 'dost' tipler de cezaevlerinde misafir edilebiliyor... Tıpkı, gerektiğinde yardımına başvurulan, en kötü günlerde bile desteğini esirgemeyen tiplerin, ekonomik bozukluklarla, hortumlanan bankalarla, dağıtılan devlet rantlarıyla beslenmesi gibi... Yolsuzlukları ortaya çıkarmada nazlanılmasının, ya da soygunlar artık sürdürülemez hale geldiğinde müdahale edilmesi gerekince utangaçlık duyulmasının altında da, büyük ihtimalle, bu 'gizli işbirliği' veya 'suç ortaklığı' yatıyor... Gecikmelerin ağır faturasını hepimiz ödüyoruz: Bankalar yoldan ilk çıktıklarında derhal müdahale edilseydi, 11 milyar doları bulduğu söylenen maliyet kapımıza dayanmayacaktı; cezaevlerinin 'suç odağı' haline gelmekte olduğu farkedilince sorunun üzerine gidilseydi, can kaybıyla sonuçlanan iç savaş veya kendini ateşe veren insan manzaralarıyla karşılaşılmayacaktı. Ne bileyim; belki de, son on yıllarda yaşadığımız, bir yerlerin para, bir yerlerin tetikçi desteği verdiği karanlık eylemler de işlenemeyecekti... Bu cümleler fazlaca 'ihtimalli' gelebilir size; ancak ertelemenin faturasının gözümüze çarpandan daha ağır olduğuna inanabilirsiniz... Geç de olsa cezaevlerine müdahalenin yapılmasını, yolsuzluk ve soygunlara göz yummaktan vazgeçilmesini olumlu karşılamak gerekiyor elbette. Ancak, bir şartla: Ertelemelere yol açan zihniyeti de geride bırakmalı ve devlette her alanda şeffaflığı temel ilke haline getirmeli... Yoksa, yeniden birilerine devredilecek bankalar bir kez daha hortumlanabilir, tek kişilik hücreler daha rahat istismar edilebilir... Yaşadığımız şu günlerde ortaya serilen toplum manzaralarının, kafası şartlanmamış sosyolog, psikolog, antropolog, stratejist bilim adamları tarafından mercek altına yatırılmasında yarar var.
fkoru@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|