Zihnali: Ben para bulurum!

Haftalardır Egebank soygununun kilit isimlerinden biri olan Raif Zihnali'nin para piyasaları için ne denli önemli bir isim olduğundan bahsediyoruz.

Yazılarımızda ısrarla Zihnali'nin, sadece Egebank'ta değil özellikle kamu bankalarındaki bir çok olayda da kilit isim olduğu üzerinde durduk. Hafta içinde de Zihnali'nin, Ziraat Bankası ile Kula Mensucat arasında yaşanan kredi işlemlerindeki rolünü yazdık.

Karanlıkta kalmış bir çok noktayı aydınlatması beklenen Zihnali'yi İngiltere'de bulduk ve konuştuk. Oldukça ilginç açıklamalar yapan Zihnali, suçlamaların hiçbirini kabul etmese de sorduğumuz bütün isimlerle ilişkisi olduğunu kabul etti.

Zihnali, Kula Mensucat'la olan ilişkisiyle ilgili olarak, "1998 yılında Kula Mensucat'ın sahipleri benden 5 yıl geri ödemesiz para bulmamı istediler, ben de buldum" diyor.

Yaklaşık 25 yıldır piyasada "para bulma" işi yaptığını belirten Zihnali, talebin kendisine müşterilerden geldiğini ve finans kesiminde çok tanıdığı olduğu için, gelen talepleri yerine getirdiğini söylüyor.

Zihnali'nin Egebank'la ilgili açıklamaları da oldukça ilginç; "Egebank'ta 9 ay boyunca yönetim kurulu üyeliği yaptım. Benim böyle bir talebim yoktu ancak Murat Demirel beni buldu ve çağırdı. Çağrılmamın nedeni dışarıdan para bulmamın istenmesiydi. Ancak ben hiçbir işlem yapmadım ve sonunda istifa ettim." Zihnali, Demirel'e dışarıdan para bulmadım diyor ama hakkında şu anda Demirel'le birlikte Egebank'ı zarara uğratmaktan dava açıldığını unutuyor.

Gerçek mesleği Endüstri Mühendisliği olan Zihnali, yaptığı işin illegal olmadığını ve kendisi gibi bu işi yapan 20-30 kişi daha olduğunu söylüyor.

Savcı Yüksel'in Egebank planı

Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Kasırga Operasyonu çerçevesinde yürütülen soruşturma dosyasını, "Egebank Genel Merkezi'nin İstanbul'da olması ve tüm suç fiillerinin burada işlenmesi" nedeniyle İstanbul'a gönderdi. Bu durum kimilerince "Demirel'in istediği oldu" şeklinde yorumlandı ama konuyla ilgilenen yakın çevrelerin konuyla ilgili yorumu "doğrusu buydu" şeklinde.

Bu arada aldığımız bilgilere göre; soruşturma dosyasını İstanbul'a gönderen Nuh Mete Yüksel, "dosyayı İstanbul'a gönderdim" diyerek boş durmak yerine özellikle Kasırga Operasyonu'nda ihmal edilen bürokrat ve siyaset ayağıyla ilgilenecekmiş. Konuyu bütün yönleriyle ve detayıyla inceleyeceğini öğrendiğimiz Yüksel'in, yapacağı çalışmalardan sonra ne tür sonuçlara varacağını doğrusu çok merak ediyorum.

Şişecam'da sıra Çağlayan'da

Uzun süre götürdüğü Şişecam Genel Müdürlüğü görevinden ayrıldıktan sonra, "emekliliğin tadını çıkarmak" amacında olan Adnan Çağlayan, kurumdan ayrıldığı günden bu yana rahat değil. Çağlayan bu günlerde genel müdürlük yaptığı dönemin hesabını vermeye hazırlanıyor. Hayali ihracat skandalına imza atan Çağlayan'la ilgili Maliye Bakanlığı hesap uzmanlarının Mart ayından beri yürüttükleri soruşturma tamamlandı. Uzmanların aynı konuyla ilgili olarak ortaya çıkardıkları skandalların sanıkları hakkında işlem yapılmaya başlandı bile. Sıra önümüzdeki birkaç gün içerisinde Çağlayan'a geliyor. Çağlayan'la ilgili incelemeler sadece Hesap Uzmanları ile sınırlı da değil. Şişecam ve bağlı bulunduğu İş Bankası da uzun süredir inceleme yapıyor ancak şu ana kadar onlardan pek ses çıkmadı. Çıkacağını da beklemiyorum zaten.