![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
"Mason" olduğu söylenen Kur'an mütercimi (2)Geçen yazımda, MEB İslâm Ansiklopedisi'nde Midhat Sertoğlu'nun ünlü Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi'ni bir "Mason Locası" olarak tanıttığını ve böylelikle Kur'an mütercimi İsmail Ferruh Efendi ile dostlarını da "Masonlar" sınıfına dahil ettiğini yazmış; bu iddianın bir Mason Üstadı tarafından yapılan değerlendirmesini de bir sonraki yazıda aktaracağımı va'detmiştim. Birkaç ay önce tanıdığım bir sahafın eline, vefat etmiş bir Mason'un metrûkâtı geçmişti... İlgimi çekebileceğini söyledi. Gittim baktım, İngiltere'deki Loca merkezinden posta yoluyla özel olarak gönderilmiş yüzlerce kitap, dergi, bülten ve belge... Çınar altında bu yığını karıştırırken "Mimar Sinan Yayınları" (!) tarafından neşredilmiş bir risaleye tesadüf ettim: "K. S. Sel, Türk Masonluk Tarihine Ait Üç Etüd, İst., 1973" Loca'da masonların kendi aralarında yaptıkları üç ayrı sohbetin (!) kayıtlarını ihtiva eden bu risaledeki ilk etüd, Midhat Sertoğlu'nun 1952 tarihli iddiasına ayrılmış... [Diğer iki etüd ise, Türk basınında mason-farmason kelimelerinin ilk kullanımıyla ve masonluk aleyhinde neşredilmiş ilk kitapla alâkalı.] Gelin birlikte okuyalım, Mason üstadlarından gazeteci Kemal Salih Sel bakalım bu ilk etüdünde neler anlatmış: - "Bu muhterem zâtla telefonla görüşme fırsatını buldum. Ansiklopedi'deki fıkrasını okuduğumu, fakat gösterdiği menbâda teyid edici malûmata tesadüf edemediğimi söyledim ve beni tenvir etmesini rica ettim. Bana büyük nezaketle cevap verdi, yazdıklarının kat'î olduğunu söyledi, usûl ve âdetlerdeki benzerliğin de delil sayılabileceğini ileri sürdü ve "Kaldı ki" dedi; "Birçok eski masonlar ve bunlar haricinde zengin bir kütüphaneye mâlik olan ve geçenlerde vefat eden bir zât da bu ciheti teyid etmişlerdir." Muhatabımla münakaşa etmedim, sözü uzatmak istemedim. Esasen kendimin mason olduğumu söylemiş değildim. İzahatına teşekkür ettim ve telefon başından tatmin edilmemiş olarak ayrıldım." (s. 13-14) K.S. Sel, Sertoğlu'nun telefonda verdiği bilgileri ise şu şekilde değerlendiriyor: - "Birçok eski masonlar"dan kimlerin kastedilmiş olduğunu bilemem. Fakat bu camianın halen hayatta bulunan en eski mensublarından biri de bizzat benim. Ansiklopedi muharririnin eski masonları ne benim kadar tanımış olmasına imkân vardır, ne de onların anlattıklarını benim kadar dinlemiş veya duymuş olması mümkündür. "Zengin kütüphane" meselesine gelince, yirmi sene kadar evvel [1950'lerde], yüksek kademede bir heyet tarafından kaleme alınan Mason Tarihi yazılırken, masonlukla alâkalı yerli ve yabancı eserler ve vesikalar tamamen elden geçirilmiş, bunlar dışında münasebette bulunduğumuz yabancı teşekküller "Türkiye masonluğuna müteallik olarak kendilerine intikal etmiş malûmat"ı da bize bildirmek lütfunda bulunmuşlardı. Ne bu eserlerde ve vesikalarda "Beşiktaş Cemiyet-i İlmiyesi"ne dâir malûmat vardır, ne de eski masonlar arasında böyle bir teşekkülden haberdar olana tesadüf edilmiştir! Tekrar edeyim, Ansiklopedi'deki malûmat doğru ise Türk Masonluk tarihi için büyük kıymeti haizdir. (...) Amma ne mehaz olarak gösterilen Lütfi Tarihi'nin, ne de kendi beyanatının tatminkâr olmadığı ortadadır." (s. 14-15) Etüd sahibi, İngiliz ricaliyle yakın dostluklar kurmuş olması nedeniyle belki Kur'an mütercimi İsmail Ferruh Efendi'nin -tıpkı Mustafa Reşit Paşa gibi- Masonluğa intisab etmiş olmasının düşünülebileceğini ve fakat Ortaköy'de 1800'lerin başında bir Mason Locası'nın kurulduğu iddiasının ciddi delillerden mahrum olduğunu beyan etmekte, uzun uzun bu iddianın -biraz da hüzünle- geçersizliğini tartışmaktadır. (Bu arada kendisi başka bir Kur'an müterciminin, Ahmed Cevdet Paşa'nın masonluğa dâir hayırhah sözlerine de yer vermektedir ki bu nazik konuya -şimdilik- girmeyelim.) Sonuç itibariyle, bir ansiklopedinin ciltleri arasında gözlerden ırak kalmış bir "iddia" ile bir sahafın tozlu raflarında kaybolacak iken ele geçen bir risaledeki "cevab"ı sizlere aktarmış bulunuyorum. Böylelikle görülmüş olmalı ki: "iddia" parlak ve fakat yanlış; buna karşın "cevap" sönük ve fakat doğru... "Parlak yanlışlar yerine sönük doğruları tercih ederim" diyecekseniz, "müşterisiz mal zayidir" fehvasınca zararı göze almalısınız!
dcundioglu@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|