YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama


Seviyor, unutuveriyoruz

Önce beyazperdede sonra televizyon ekranlarında görünüp hayatlarımıza siyah-beyaz hayatlar sunan sanatçıları hep sevgiyle andık. Sevdik onları ama, unuttuk da.

Bu yıl 37. kez yapılan, para destekli onur ödüllerinin de verildiği Antalya Altın Portakal Film Festivali, küçüklü büyüklü bir çok film festivali, eski sanatçılara sahip çıkması beklenen sinema dernekleri ve tartışmalı bile olsa "Devlet Sanatçısı" ünvanına layık görülerek devletin koruyucu şemşiyesi altına alınan sanatçılar, Türkiye'nin içinde bulunduğu sanat gerçeğinin sadece bir yüzü. Görünmeyen diğer yüzünde ise; sanata gönül vermiş, uzun yıllar boyunca sanatın her dalına aşkla emek vermiş ama ilerleyen yaşlarında parasız ve sahipsiz bir halde sokaklarda yaşamak zorunda kalan ve hatta ölen sanatçılar var.

Madalyonun diğer yüzü

Madalyonun diğer yüzünde, ancak medyaya yansıdığında haberdar olduğumuz, sefalet içindeki sanatçılar var. Sokakta sefalet içinde ölen Türk Sineması'nın "Greta Garbo"su Cahide Sonku, son günlerinde hatırladığımız Hayati Hamzaoğlu, evinde ama yoksulluk içinde ölen Erol Taş, yine sokakta ölen Özcan Özgür bunlardan sadece bir kaçı. Ve tabii; Yadiğar Ejder de var. Belki de en dramatik sonla aramızdan ayrılan siyah-beyaz sanatçımız. Yeşilcam'ın dev yapılı 'kötü adam'ı Yadiğar Ejder, bir kış günü sokakta donmuş olarak bulunmuş, ona dair gördüğümüz son resim, ne yazık ki bu olmuştu.

Parkta bir sinema yıldızı

Bütün bu isimlere, yüzlere son olarak Gönül Bayhan eklendi. Gönül Bayhan, 17'li yaşlarında Yeşilçam'a giren ve 13 yıl boyunca sayısız filmde rol alan eski bir sinema sanatçımız. Üç kez evlenir ama mutlu olamaz Gönül Bayhan. 1950'lerin ünlü aktristi için hayat, başarısızlıkla sonuçlanan evliliklerinin ve sinemada geçen yıllarının ardından giderek zorlaşır. Magazin sayfalarında yer alan ünlü bir sanatçıyken, yoklukla boğuşan, zihinsel özürlü kızıyla birlikte yaşam mücadelesi veren muhtaç bir ihtiyar haline gelir. Ona ve kızına yardım eli uzandığında, kızıyla birlikte Üsküdar'daki bir parktadır.

Peki ya diğerleri?

"Allah hiç kimseyi bizim durumumuza düşürmesin. Ben kimseden para pul istemiyorum. Sadece başımı sokabileceğim küçücük de olsa bir ev istiyorum. Bize yazık günah değil mi?" diye soran Bayhan'a yardım eli herhangi devlet ya da sanat kuruluşundan değil, Üsküdar Belediyesi'nden uzatıldı. Belediye Başkanı Yılmaz Bayat, Gönül Bayhan'ı ve kızını Çengelköy'de bir eve yerleştirerek bakımını üstlendi. Bayhan'a daha önce Kültür Bakanı İstemihan Talay, SODER ve Türker İnanoğlu bir miktar para yardımında bulunmuşlar ama bu yardım sorunu geçici olarak ortadan kaldırmış, onun sefalet içinde sokağa düşmesinin önüne geçememişti.

Gönül Bayhan'ın şimdi başını sokabileceği bir evi ve ona şefkatle yaklaşan hamileri var. Peki ya, nerede, ne şartlarda olduklarını dahi bilmediğimiz diğerleri?

Fadime ÖZKAN


Kağıda basmak için tıklayın.

Özel tiyatrolar da hazır
Perdelerini bu ay açacak olan tiyatrolar, eski ve yeni oyunlarla seyirci karşısında. Hep Aşk Vardı, Kadıncıklar ve Hayati Bey'i Arıyoruz yeni oyunlar arasında.
Modern Türk eleştiri tarihi
İki aylık edebiyat dergisi Atlılar, modern Türk eleştirisinin mihenk taşı Hüseyin Cöntürk için hazırladığı armağan sayıyla okuyucu karşısında. Derginin 5. sayısı Türk eleştirisinin modernleşmesinde ve nesnelleşmesinde en önemli rolü oynayan Hüseyin Cöntürk'ün eleştiri ve şiir kuramını ve eleştiri uygulamalarını çeşitli bakımlardan tanıtan, inceleyen ve eleştiren yazılara ayrılmış. Atlılar, Cöntürk'ün adını, eleştirmenin yazı yayımlamayı bıraktığı 1970 yılından beri ağızlarına almayanlardan, Cöntürk'ü Ahmet Hamdi Tanpınar'ın deyimiyle "sükût suikasti"yle unutturmaya çalışanlardan sanki rövanşı alıyor. Dergi, "Eleştiride Cöntürk'süz yıllar"ı "Cöntürk'lü yıllar"a göre okumayı teklif eden başyazısından son sayfasına kadar Cöntürk ve onun modern Türk eleştiri tarihindeki rolünü üzerine hazırlanan çalışmalarla dolu.
Hüseyin Cöntürk kimdir?
1918 yılında İzmir'de doğdu. Mühendislik mesleği yanı sıra eleştiri çalışmalarıyaptı,1955'de yazı hayatına başladı. Yazılarını "Eleştirmeden Önce"de ve "Çağının Şairi"nde topladı. Eleştirmeden Önce, Cöntürk'ün eleştiri kuramını, Çağının Şairi ise şiir kuramını ortaya koyduğu kitapları. Cöntürk, nesnel eleştirinin diğer ismi olan Asım Bezirci ile birlikte "Turgut Uyar-Edip Cansever" ve "Günlerin Götürdüğü Getirdiği" başlıklı iki kitap yayımladı. 1963 yılında Turgut Uyar ve Asım Bezirci ile birlikte Ankara'da "Dönem" edebiyat dergisini kurdu. "Behçet Necatigil ve Edip Cansever Üstüne" adlı bir başka şiir incelemesi kitabı yayımladı. "Şairler Sözlüğü" ve "Eleştiri Sözlüğü". 60'ların genç yazarlarıyla yoğun ilişkileri olan eleştirmen, Dönem'i devrettikten sonra, eleştiri ağırlıklı bir dergi olan "Yordam"ı çıkardı. Cöntürk, kitaplarını yeniden yayımlamıyor, dergilerle söyleşi yapmıyor, fotoğraf ve biyoğrafya bilgileri vermiyor. Sadece Ankara'daki edebiyat çevreleriyle eleştiri üzerine sohbet ediyor. Yayıma mesafeli dursa da çalışmayı ve yazmayı sürdürüyor.
Tel: 0312 3610518


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...