![]() |
![]() |
![]() |
| Türkiye'nin birikimi... | ||
|
|
Murat Demirel'e, Egebank'a el konulduğunu haber veren 'köstebek'in kim olduğuna dair tartışmalar devam ededursun, Süleyman Demirel'in, yeğeni için Aliyev'e yazdığı mektubu basına sızdıran köstebek, Demirel ailesi tarafından çoktandır biliniyordu. Başta Süleyman Demirel'i derinden üzen mektup 'köstebek'i, yapılan araştırma sonucunda Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda görevli ve Aliyev'e karşı olan Elçibey'in casusları çıktı.. İlk şüphe Çankaya ve kendi şirketleriKasırga Operasyonu ile patlak veren ve eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, yeğeni için Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e yazdığı mektubun perde arkasında yaşanan gerçekler bir hayli ilginç. Yeğen Demirel'in 'muteber' bir işadamı olarak takdim edildiği özel mektubun kim veya kimler tarafından basına sızdırıldığı yaklaşık beş ay önce biliniyordu. Mektubun ilk önce Türkiye'de ulusal yayın yapan bir gazetede yayınlanması üzerine harekete geçen Demirel, 'köstebek'in Çankaya Köşkü'nde olabileceğinden şüphelendi ve bulunması için güvendiği kişilerden olayın araştırılmasını istedi. Hikayenin perde arkasıYaklaşık beş ay önce bütün gazete ve televizyonlara dağıtılan ancak sadece bir gazetede yayınlanan güven mektubunun perde arkasındaki ilginç hikaye şöyle gelişti: Murat Demirel, Egebank'ın sahibi olduktan sonra çalışmalarına hız vermiştir. Bir yandan bankanın şube sayısı çoğaltılırken diğer yandan televizyon ve gazetelerdeki reklam kampanyalarına ağırlık veriliyor. Egebank, "güvenilir" bir banka olarak halka takdim edilirken, diğer yandan Murat Demirel'in alacaklıları bankanın genel müdürlüğü önünde toplanmış paralarını istiyorlar. Bunlar, Demirel'in sayısını hızla artırdığı Egebank şubelerinin yapımını üstlenen mimarlık şirketleri temsilcileridir.. Yapımlarına 2 trilyondan fazla paranın harcandığı yeni şubeler faaliyete geçmiş ama 35 kadar mimar paralarını alabilmek için uğraş vermektedir. Genel müdürlük önünde toplanan alacaklıları dağıtmak üzere polis ekibi bile çağrılır ama nedense bu konudaki hiçbir haber basında yeralmaz.. Sürpriz haberBasın müşavirliğinin başarılı çalışmasından son derece memnun kalan Murat Demirel, işlerinin tıkırında gittiğinin tam keyfini yaşarken bir sabah önüne konan gazetelerden birinde gördüğü haber onu çılgına çevirir. Haberin konusu, amcası Süleyman Demirel'in kendisi için kaleme aldığı ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'e verilmek üzere eline tutuşturduğu güven mektubudur. Murat Demirel hemen basın müşavirini odasına çağırır, haberin çıktığı gazeteyi önüne atıp "Bu nedir?" diye hesap sorar. Basın müşavirinin ne çıkan haberden ne de böyle bir mektuptan haberi vardır. Sadece diğer gazetelerde mektubun yayınlanmadığını söyler.. Öfkeli Demirel, basın müşavirine şu talimatı verir: "Bu mektup sadece benim ile amcam arasında kalan bir sırdı. Amcam yazıp eliyle bana verdi. Bu nedenle içimizde bir 'köstebek'in olduğundan şüpheleniyorum. Köstebek ya kendi şirketimizde ya da Çankaya Köşkü'ndedir. Bunun bulunmasını istiyorum. Bu 'köstebek'i ortaya çıkar, sana açık çek veriyorum" diye talimat verir. Ve köstebek tespit ediliyorBasın müşaviri önce kara kara düşünür, çünkü mektubun yayınlandığı gazetede bir tanıdığı yoktur. Bunun için güvendiği bir gazeteci arkadaşını alıp yemeğe götürür. Yemekte olayı anlatır ve ondan yardım ister. Gazeteci arkadaşı bir- kaç gün sonra kendisine açtığı telefonda araştırmanın sonucunu şöyle anlatır: "Köstebek'i ne kendi şirketinizde ne de Çankaya'da arayın.. Köstebek Türkiye'nin dışında yani Haydar Aliyev'in sarayında görevli, Elçibey'in casusları.. Bilindiği gibi Elçibey ve çevresi, Aliyev'e karşıdır. Aliyev-Elçibey arasındaki çekişme uzun zamandır devam ediyor. Mektup Murat Demirel tarafından Bakü'de Aliyev'e verildikten hemen sonra haber alan Elçibey'in casusları hiç zaman kaybetmeden mektubun orijinalini ele geçirirler. Şüphe çekmemek için mektubun fotokopisini alıp dışarıdaki kendi adamlarına ulaştırırlar. Mektubun orijinalinden çekilen fotokopiyi teslim alan Elçibey'in adamlarından Türkiye ile bağlantısı olan güvenilir üç kişi hemen uçağa atlayıp önce Ankara, sonra da İstanbul'a gelir. Gerekli yerlerle gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra mektubun fotokopisini çoğaltıp bütün gazete ve televizyon merkezlerini tek tek dolaşıp zarfı bırakırlar. Çoğu medya kuruluşunda zarf ya kaybolur, ya dikkate alınmaz ya da Cumhurbaşkanı Demirel'in tepkisini çekmemek için yayınlanmaz." Basın müşaviri aldığı bilgileri aktarmak üzere Murat Demirel'in makam odasına çıkar ve her şeyi olduğu gibi aktarır. Demirel renkten renge girer ve adeta koltuğa yığılır. Basın müşavirine sadece teşekkür etmekle yetinir. Böylece verdiği çek sözü de unutulup gider. Hatta sonraki aylarda basın müşavirinin altındaki arabası alınır ve iki aylık maaşı da ödenmez..
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|