YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Cumhurbaşkanı ya "Klasiksel" deseydi?

Bazı okurlarım zahmet edip elektronik posta aracılığıyla bana Sayın Cumhurbaşkanının "etiksel" demekte mazur olduğunu beyan gayesiyle İngiliz dilinde "ethical" denilebildiğini ve dolayısıyla böyle bir tercümeye hak verilebileceğini bildirdi. Türklerin kendi aralarında Türkçe anlaşma ortamı kurdukları bir sırada dilin yersiz kullanımına İngilizce bilmenin yeterli ve geçerli bir mazeret teşkil edeceği görüşünde değilim. Etseydi "bilinç" (fr. conscience) yerine "bilinçlilik" (ing. consciousness) demeyi isabetli saymamız gerekecekti. Yani birinin bir şeyi "bilinçsizce" yaptığını söylemek yerine "bilinçliliksizce" yaptığını bir söyleyen çıktığında onun bu yanlışını 'İngilizce'de öyle bir kelime var' diyerek savunabilirdik.

Türklerin her bakımdan Avrupa hayatına ilişkin bilgisi Fransız dili aracılığıyla kuruldu. Çünkü o zamanların 'linguafranca'sı Fransızca'ydı. Ne yazık ki yenilik furyasına kendini kaptıran bizim mürekkep yalamış zevatımız Fransızca söyleyişleri kopya etmekle yetindi. Avrupa kültürünün deyişleri ne aslı gözetilerek yerlileştirildi, ne de Türk ağzına yeniden uyarlandı. Pekalâ Akileus diyebileceğimiz halde yıllar boyunca Fransız ağzına uyup "Aşil" dedik. Bu hatalı tutumu bilhassa bilim adları bakımından devam ettiriyoruz. Biyoloji, sosyoloji, psikoloji diyoruz; çünkü Fransızlar g harfini j olarak telâffuz eder. Oysa yukarıda saydığımız ve hepsini saymaya kalkışırsak sayfalar tutacak olan bilim adlarının Yunanca 'logos' kelimesiyle bağını biliyoruz. Fransız ağzına uyup g'leri "j" haline getirmenin hiç âlemi yoktu. Takiyettin Mengüşoğlu'nun önerisini ciddiye alıp bizim de Greklerin ve Almanların söyleyişine uyarak Biologi, Sosyologi, Psükologi dememiz bizi bir hatadan arındırırdı. Bu bilimlerin asıl adı böyle çünkü. Birisi karşımıza çıkıp neden Fransızmış gibi yapıp biyoloji diyorsunuz da İngilizler gibi bayoloci demiyorsunuz diye soracak olsa buna verecek cevap bulamayız.

Etiksel kelimesini savunmaya kalkışanlar işte o cevabı bulduklarını sanıyor. Bence enikonu yanılıyorlar. Melfuz olduğu kadarıyla bir lisan yabancı unsurları kendi bünyesine uydurur. Her dilin yapısı kendi dışından gelenleri dışarıda bırakmayan bir estetik bütün hasıl etmeye dönüktür. Biz Türkler (eğer hoşlanıyorsak, yahut zevkimizi o derecede inceltebilmişsek) klasik musiki dinlemeyi tercih ederiz. Buna mukabil Türkçe'de sıfat isimden önce geldiği için "La musique classique" demeyiz Fransızlar gibi. Türkler arasında asla klasiksel müzik dinlemek gibi âdet yoktur; onların yanında her ne kadar sıfatı ismin önüne koyan İngilizler fazlasıyla "classical" kalsalar da.


6 EKİM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...