YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Mesele (mi), vaziyeti kurtarmak (mı?)

Su ve hayat. Toprak ve tohum. Vasat ve vasıta... Veya şöyle de formüle etmek mümkün: Mesele, mesuliyet ve sual... Mesele: su ve hayat. Mesuliyet: toprak ve tohum. Sual: vasat ve vasıta.

Hangi vasatta, hangi vasıtaları kullanarak, toprağa tohum ekip, suya hayat kazandırabileceksiniz? Bütün mesele bu!

Evet tüm "hikaye" bundan ibaret! "Hikaye" dedim; o halde meseleyi izah etmem gerekiyor: Bir mesele'niz varsa, "hikaye" anlatırsınız. Eğer bir "hikaye" anlatamıyorsanız, meselenizin olmadığını bilin!

Mesele, mesuliyet ve sual. Bu sözcükler aynı anlam kümesine ait anahtar sözcükler: Birini diğerinden bağımsız olarak anlamak, bu sözcüklerin hiç birini anlayamamayı da getirir zorunlu olarak. Çünkü sual sormayan adamın mesuliyeti yok olmalı ki, meselesi de yok.

Meselesi olan adam, soru soran, sorabilen, meselesinin mesuliyetini yüklenebilen adam demektir.

O halde herkesin teker teker kendisine sorması gereken bir dizi esaslı soru olmalı...

Toprağa tohumu nasıl ekecek, suya nasıl hayat vereceksiniz?

Bir meselem var mı? Sahiden var mı? Varsa neden anlatamıyorum, meselemi, derdimi?

Oysa sahiden meselem/iz yok. Meselem/iz olmuş olsa, sualim/iz de olur! Sorumuz yoksa, sorunsuz ve sorumsuzuz.

Eğer bir meselemiz olsa, hayata, dünyaya, eşyaya ve etrafımızda olan bitenlere dair bitmek tükenmek bilmeyen suallerimiz olur! Sual filan sormuyoruz! Yaptığımız iş, mesele edindiğimiz şey, sorduğumuz soru: Nasıl olur da şu vaziyeti kurtarabilir, vartayı atlatabiliriz?

Oysa bu, soru değil. Veya soru bu değil. Ya da bir meselesi olan adamın soracağı soru değil bu. Vaziyeti kurtarma kaygısı ve korkusu ile yaşadığımız sürece, vaziyet hep böyle gidecektir!

Sözün özü: Aslolan sual sormak. Sual sorduğunuz zaman bir meseleniz olduğu, bir mesuliyetin altına girdiğiniz, mesuliyet sahibi birisi olduğunuz anlaşılabilir. Eğer sahiden ve sahici bir meseleniz varsa, ne yapar-eder anlatırsınız meselenizi. Eğer derdinizi anlatamıyorsanız, bilin ki ya meseleniz yok; ya hiçbir sahici yanı yok meselenizin; ya da meseleniz sadece ve sadece vaziyeti kurtarmaktan ibaret. Vaziyeti kurtaracaksınız ve iş bitecek!

Oysa asıl Mesele: su ve hayat. Mesuliyet: toprak ve tohum. Sual: vasat ve vasıta.

Hangi vasatta, hangi vasıtaları kullanarak, toprağa tohum ekip, suya hayat kazandırabileceksiniz? Bütün mesele bu!


16 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Yusuf KAPLAN

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...