YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Yazıcıoğlu beklemeyi biliyor

Etik' kelimesi daha girmemişti Türkçe'ye. 'Ahlak', hayattaydı. Dürüstlük, kanaatkarlık, yiğitlik, sadakat gibi kelimelerin lügatte olduğu gibi, hayatta da karşılıkları vardı. Cüneyt Arkın'ın, Ayhan Işık'ın, Sadri Alışık'ın, Türkan Şoray'ın, Filiz Akın'ın, Hülya Koçyiğit'in, hatta Yılmaz Güney'in çevirdiği renkli ve siyah beyaz filmlerde iyilere iyi, kötülere kötü denilirdi. İyileri sever, kötülere kızardık ve parayla saadet olmazdı. Şiirimiz daha güzeldi, aşkla yazar, aşkla okur, aşkla dinlerdik.

"Saf çocuklarıydık, masum Anadolu'nun."

Kimimize sağcı, kimimize solcu, kimimize İslamcı denilirdi. Ama galiba hepimiz, Anadolu'nun saf çocuklarıydık.

20 yıl önce, Eylül'ün 12'sinde, herkes, ne kadar saf olduğunu anladı.

"Sokaklara sığmadık. Türkiye'ye sığmadık. Ama, iki buçuk metrekarelik hücrelere sığdık" diyordu Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül'ün 20. Sene-i devriyesinde.

Bu, katışıksız bir gerçeğin ifadesiydi.

Önceki sabah, Yazıcıoğlu'nun davetine icabet etmek üzere evden çıkarken, bu sözler yankılanıyordu kulaklarımda.

12 Eylül'ün hücrelerine 10 yılını vermişti Yazıcıoğlu.

10 yıl, yükseköğrenimine yeni başlamış bir gencin profesör olmasına yetecek kadar uzun bir süredir.

Yazıcıoğlu, 10 yılını 12 Eylül hücrelerine vermiş, 12 Eylül'ün işkencesini görmüş bir politikacı olarak, siyasetin bugün içine düştüğü durumu 12 Eylül'deki darbe ortamına göre daha olumsuz buluyor. Kendisini 10 yıl hücreye kapatan darbenin lideri için "Evren Paşa bunlardan iyiydi" diyor.

Bu, Yeni Şafak ailesi olarak, Yazıcıoğlu ile enine boyuna sohbet etme imkanı bulduğumuz ikinci buluşma.

Birincisinde, Yeni Şafak da yeniydi, Büyük Birlik Partisi de. 1995 seçimleri henüz yapılmamıştı. Yazıcıoğlu'nun MHP'den nasıl ayrılmak zorunda bırakıldığını konuşmuş, 95 seçimlerindeki ittifak ihtimallerini tartışmıştık.

Yazıcıoğlu, 1995'ten bugüne, 28 Şubat tecrübesini de ekledi kariyerine. O tecrübe, açıkça farkediliyor.

Yazıcıoğlu'nun eski partisi, bugün iktidar ortağı. Doğal olarak, MHP'nin hükümetteki performansını da konuşuyoruz.

MHP'nin, dini eğitim, kıyafet yasağı, Apo'nun idamı, dini özgürlükler gibi konularda kendi vaadleriyle çelişme pahasına 'derin' politikalara uyum sağlamasının, kendileri için sürpriz olmadığını belirtiyor Yazıcıoğlu.

MHP tabanının ve 'Kavruk yüzlü Anadolu çocukları' olarak nitelediği, 'bu toplumun değerleriyle çatışmayı içlerine sindiremeyeceklerini' düşündüğü MHP milletvekillerinin, MHP'nin performansından rahatsız olduklarını söylüyor.

MHP'yi yönlendiren iradeyi, MHP tabanının ve MHP milletvekillerinin büyük ekseriyetinin oluşturduğu bu geniş çerçevenin dışında mütalaa ediyor.

Yazıcıoğlu, başında bulunduğu Büyük Birlik Partisi'nin Türk siyasetinde neye tekabül ettiğini çok iyi biliyor.

Büyük Birlik Partisi 'karşılıksız bir parti' değil. Yazıcıoğlu, o karşılığın 'ödeneceği' günü, bir bakıma 'elindeki çekin vadesini' bekliyor.

Pasif bir 'şark bekleyişi' değil bu. Seyir halinde, dikkatli ve aktif bir bekleyiş.

Yazıcıoğlu, beklemesini biliyor.


16 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Yusuf Ziya Cömert

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...