YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama


'EFSANE SÖYLENİP UYKUYA DALDILAR'
Bürokratlar ve masalsızlık

Yaşlı adam insanı masalsız ve kişiliksiz bırakan bir çağa inat 'yeraltının' kapısına doğru yürümektedir.

Oldum olası sevmedim bürokratları. Hikayeleri tekdüze, hayatları sıkıntıyı bile kahredecek kadar sıkıcı; bir kangrenin uç noktasındaki ur gibi çıkıntı yapmış paradigmanın zaptiyelerini... Sevemedim. Yaşlı adamlardan yana kullandım oyumu. Bir anlattığını beş kere de anlatsalar, yine de eseflenmedim tanıdığım yaşlı adamlara.

Geçen yüzyılın karakteristik özelliklerinden en belirgini ulus-devlet mitinin hazırlanmasıyla polis-devletlerinin ateş almasıydı sanırım. Adeta 19. Yüzyıl ortalarında kavimler dünyada sökün etmişler, ademoğlu için zaman -yeniden- başlamıştı. Mitlerin, efsanelerin, simgelerin daha bir kıymete bindiği 20. Yüzyılın dünyasında masal alınıp, milli kimlikler satılıyordu. Devlet kurucuları ilah, yaverleri yalvaç, bürokratlarıysa partizan din adamları olarak tebarüz ettiler. Ve belki de adalet hiçbir yüzyılda olmadığı kadar uhrevi bir anlam kazandı.

Bu bağlamda Mircea Eliade'nin 'Yaşlı Adam ve Bürokratlar' adlı fantazya-roman çalışması (Postmodern özelliklerle birlikte genel roman kavramı üzerinde daha şık dursa da) yapay dinle, efsane ve mitlere sırtını dayayanların folklorik bir oyunu niteliğindedir. Bürokratların gülünç ve her şeyden şüphelenen tutumlarına bakınca bürokrasi üzerine bir kara-mizah da diyebileceğimiz eser yazarın -M.E- nelere kadir olduğunu da göstermekte. Daha çok dinler tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla tanıdığımız yazar, bir akademisyen ya da kürsü başkanından çok ezan-anlatıcı-hikayeperdaz gibi kullanmış kelimelerini.

Demir perde döneminin Romanyasında mı geçer olay? Yoksa 1. Dünya Savaşından önce mi başlar hikaye? Romanda zaman adeta masal zamanıdır. Bu da metafora açık kapılar bırakmaktadır. Bilhassa yönetim, cinsellik, ataerkil yapı ve ucuz kazanç üzerine kurulan kara-mizah örgüsü, Dinler Tarihi profesörünün bir roman üstadı olduğunu da gösteriyor. Bunun yanında modern zamanların mitolojisine kapı açtığı kitabında yazar, hakikat olgusunu da çok cepheli bir yaklaşımla ele alıyor: Yaşının ilerlemişliğine rağmen bir insan zorlu bir hikayenin (bu hikayenin kapısı yer altı dünyasına ve Eski-Ahit'e açılmaktadır) peşindedir. 'Ötekiler' ise hazineyi bulup keyif çatma sevdasındadır.

Folklorik özellikler her ne kadar yerel bağlamda ele alınsa da evrensele mal olmuş boyut ve benzerlikleri vardır. En çok da bu 'bir şeye, ereğe, amaca ulaşırken iyi niyetli olanın yolun sonunda kötü kahraman olması' şeklinde karşımıza çıkar. Bir bakıma modernizm ve diktatoryalar 'insan'ın hikayesini sabote etmişler, erdem ve onur'u, hatta masalını sahiplenmek isteyeni bu hasletleri yok ediciler olarak androidleştirmişlerdir. Modern insanın masal'ı, mit'i ve de kutsal'ı harislikle şekillenmiştir. Aydınlanma sonrası yaşanan doygunluk ve başıboşluk değil, masalı, hikayesi olmayan insanlar türetmiştir: Birçoğumuzun hikayesi aynı, bayağı ve sıradan.

Her ne kadar modernizm, mit'ler, bürokrasi, masal ve folklor gibi akademik çalışmaların 'boğucu' kavramlarını 'Yaşlı Adam ve Bürokratlar'dan esinlenerek yazsam da kitapta polisiyeye varan taraf ve yazarın üslubu sıkı bir hikayeyle yüzyüze getiriyor okuyucuyu. Şehrazat ölmemek için öyküler kurgulamıştı; Farama unuttuklarıyla kurar öyküsünü ve canını kurtardığında öykü devam etmektedir.

Zeki BULDUK


Kağıda basmak için tıklayın.

Belkıs'a son bakış
Ergüner, Nazım'ı yorumladı İZMİR- Uluslararası 14. İzmir Festivali kapsamında Kutsi Erguner ve Topluluğu, Nazım Hikmet'in şiirlerini müzikle yorumladılar. Kültürpark İsmet İnönü Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen konserde, Kutsi Erguner ile 13 saz ve 3 ses sanatçısından oluşan topluluğu, Nazım Hikmet'in 'Yaşama ve Ölüme Dair' şiirlerini müzikle yorumladılar. Kutsi Erguner, Nazım Hikmet'in şiirlerinde herkes gibi kendisini gördüğünü, şiirle paylaştıklarını müzikle dile getirmek istediğini belirterek, bu eserle siyasi konuların ötesinde Nazım Hikmet'in büyük bir şair olduğunun altını çizmek istediğini söyledi. Kutsi Erguner'in eseri, yaylı çalgılar dörtlüsü, kontrbas, tuba, trompet, geleneksel Türk Müziği çalgıları ve vuruşlu çalgıların oluşturacağı orkestra ve ses sanatçıları için yazıldı. Eseri yorumlayan toplulukta, tanınmış keman sanatçısı Ami Flammer, ünlü Hint şairi ve filozofu Tagor ile ilgili çalışmalarıyla tanınan besteci ve ses sanatçısı Sharmila Roy, Avrupa'nın ünlü operalarında başrol oynayan soprano Catherine Dubosc ile Türk Müziği'nin unutulmaz sesi Recep Birgit de yer alıyor.
'Maya'nın Oyunları' Türkçe'de İSPANYOL yazar Delia Steinberg Guzman'ın Doğu felsefesine göre 'yanılsama ve gerçek' üzerine yazdığı 'Maya'nın Oyunları' adlı kitap, Yeni Yüksektepe Kültür Derneği'nce yayınlandı. Yazarın 'göründüğü kadar gerçek olmayan evreni tanımak' amacıyla kaleme aldığı eser, aynı zamanda herkesin içinde taşıdığı filozofu uyandırmayı hedefliyor. Steinberg, 1966 yılında Uluslararası New Acropolis felsefi hareketine katıldı. 'Özgürlüğe Uçuş', 'Bugün Gördüm', 'Bana Dediler ki', 'Acropolis Felsefesinin Temel İlkeleri' adlı kitapları bulunan yazar, halen 50 ülkede faaliyet gösteren Uluslararası New Acropolis organizasyonunun genel başkanlığı görevini yürütüyor.


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...