Oluşuma katkı

Terör örgütü PKK'nın elebaşı Öcalan, aylık Özgür Halk dergisinde yayımlanan bir yazısında, Türkiye'nin oluşumunda kendilerinin de katkılarının olduğunu iddia ederek, birlik istediğini belirtiyor ve devletle birlikte hareket etmeyen HADEP'i suçlayarak, "HADEP, önce devletimizle görüşsün" diyor.

Çok etkili bir topraktır İmralı'nın toprağı. Ayak basan herkesi vatansever haline getirir.

Şu depremlerin insana ettiği

Dünyanın çekirdeği akkor halinde maddelerle doludur. Biz bunları yanardağların patlaması neticesinde görüyoruz. Bu maddeler çeşitli yollarla yeryüzünü etkiler. Mesela, insanı dehşete düşüren korkunç sesler çıkarır, depremlere sebebiyet verir. Deprem sözü, eski insanların hayatında korkunç bir kelime olduğu gibi, ilim ve teknolojinin ilerlemesine rağmen günümüz insanının hayatında da aynı derecede ürkütücüdür. Depremler, tabiatın insana karşı yaptığı bir hamledir. Fakat insan ona karşı hiçbir şey yapamaz. Çünkü bütün kuvvet, büyük kudretin elindedir. İnsanoğlu depreme karşı koyacak güce sahip değildir. Deprem; insana daima kıpkırmızı, kızgın cehennemî bir madde üzerinde yaşadığını, bu madde ile kendisi arasında kalınlığı elli kilometreyi geçmeyen incecik bir kabuktan başka bir şey olmadığını, yerküreye nisbetle bu kabuğun ancak bir elma kabuğu mesabesinde olduğunu hatırlatan bir uyarıcıdır.

George Gamow şöyle diyor: "Mavi denizlerimizin ve modern binalarla techiz edilmiş medeni şehirlerimizin altında çılgınca alevlenen bir tabiat cehennemi vardır. Başka bir ifadeyle bizler, yeryüzünün bütün nizamlarını berhava edecek, her an patlamaya hazır, büyük dinamit lokumlarının üzerinde oturuyoruz."

Prof. Vahidüddin Han'dan aktardığımız bu satırlar, yazarın Bilim ve Uygarlık Açısından İslam adlı eserinden. Kitabı dilimize Dr. Bekir Karlığa onbir yıl önce kazandırmış.

İsveç Büyükelçisi eşinin çenesini tutamıyor

İsveç Büyükelçisi'nin eşi, başörtülü kadınlara tahammül edemediğini, hatta birisini kovduğunu söyleyince, eminim ki bazı aziz ve muhterem kardeşlerimizin içinde takdir duyguları uç göstermeye başladı.

Ne var ki, herkes aynı fikirde değil. Bazıları tam tersini düşünüyor. Hakan Albayrak bunlardan birisi. Köşesinde nazikçe büyükelçiyi uyardı. Dörtbuçuktan beş gün geçmesine rağmen, bir açıklama geldiğini duymadık.

Büyükelçi, eşinin, bu tavrıyla, ülkemizin içişlerine karışmış bulunduğunun farkında değil mi acaba?

Sanmıyorum. Bırakın büyükelçiyi, ikinci katip ve eşi bile bilir bu hareketin ne demek olduğunu. Dahası, şoförü ve bahçıvanı da.

Bu olay, başka türlü olsaydı. Mesela, İsveç değil de, Suudi Arabistan büyükelçisinin eşi, başı açık kadınlara tahammül edemediğini, hatta birisini kovduğunu söyleseydi. Ne olurdu, neler yaşanırdı bir düşünsenize. Büyükelçi hemen 'istenmeyen adam' ilan edilir ve bugüne kadar çoktan gitmiş olurdu. İşte yaşanan skandalın boyutu budur, baylar ve dahi bayanlar.

DİPLOMASİDEN HABERİ OLMAYANLARI NASIL DİPLOMAT YAPARLAR?

Medyatik evliliklerin sonu

Derdimiz yetmedi şimdi de başımıza Levent Kırca-Oya Başar boşanması çıktı. "Niye boşandılar"dan başlıyoruz "Kim haklı acaba"ya kadar bütün sorulara elbirliğiyle cevap arıyoruz. Bizim derdimiz bize yetmiyor sanki. Boşuna dememişler, "Zenginin boşanması züğürdün çenesini yorar" diye...

TİLKİ MASALLARI

Tilkiye sormuşlar "Tavuk yer misin?" Tilki gülmüş; "Tavuk tavuk diyorsunuz, getirip piliç veriyorsunuz..."

---

---

« Geri Dön