YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

 

 

Biraz deşeleyince...

Yine ne varsa roman yazan gazetecilerde var. Mehmet Ali Ağca ülkemize iade edildi, günlerdir bizde ve dışarıda konuyu değerlendiren yazılar çıkıyor; gözümün tuttuğu iki ilginç tespitin altında roman da yazan gazetecilerin imzası bulunuyor...

Michael Dobbs'un 'House of Cards' (Kartondan ev), 'To Play the King' (Kralı oynamak) adlı romanlarından burada çok söz açtım. Watergate Skandalı sırasında ABD'de, Ağca'nın Papa'yı vurduğu sıralarda Roma'da gazetecilik yapan Dobbs, bir ara politikaya da atıldı.

Dobbs şimdilerde asıl mesleğine döndü. Ağca ile ilgili değerlendirmesini yayınlayan Washington Post gazetesi, kendisini, 'yabancı araştırmacı gazetecimiz' biçiminde tanıtıyor. Dobbs, 'Komplo teorisyeni' başlıklı yazısında (WP, 15 Haziran 2000), "Papa'ya karşı girişilmiş suikastta Bulgar parmağı" iddialarını araştırdığını belirtmiş. O araştırma sonucunda, sadece Ağca'nın söylediklerine dayanan 'Bulgar parmağı' iddiasının doğru olmadığına kanaat getirmiş Dobbs, "O kanaatim şimdi daha da pekişti" diyor...

'Bulgar parmağı' Ağca suikastını araştıran pek çok kişinin ortak bulgusuydu oysa. Claire Sterling ve Paul Henze gibi araştırmacılar, Ağca'nın Sofya'dan geçmesini ve Türkiye'ye silâh kaçıran çetecilerle içli-dışlı olmasını Papa suikastına bağlama eğilimindeydiler. Ağca, Türk yargısı önüne çıktığı ilk gün, "Sırlar Bekir Çelenk'in ölümüyle birlikte toprağa gömüldü" demedi mi?

'Bulgar parmağı' teorisini ortaya atan Sterling ve Henze'nin CIA bağlantıları ilginçti, ama bu, aynı teorinin bizde de tekrarlanmasını engellemedi. Sofya'nın Bekir Çelenk gibi Türk kaçakçılarla kaynıyor olması, 'Bulgar parmağı' teorisini neredeyse 'kaziyye-i muhkeme' haline getirdi. Bulgar Hava Yolları (BHY) Roma şubesinde çalışan Sergei Antonov adlı bir görevli olaydan 18 ay sonra tutuklandı.

"Oysa" diyor Dobbs, "Bulgaristan bağlantısı Ağca'nın kendi icadıydı. Antonov olayın içinde olsaydı, Bulgarlar onu 18 ay boyunca Roma'da tutarlar mıydı? Ağca Bulgarlara karşı iddiaları kendisini sorgulayanlardan elde ettiği bilgileri kullanarak sürdürdü, bazen de tahminde bulundu. Söyledikleri doğru çıkarsa, sorgucular Ağca'nın 'içeriden bilgiye sahip olduğunu' düşündüler; yanlış çıktığında hikâyesini değiştirmesine izin verdiler. (..) Bu arada, Soğuk Savaş'ın son dönemlerinde CIA'nin Kremlin'i zor durumda bırakmak için, suikast girişimini Sovyetler'e yıkma heyecanı da kafa karıştırmada rol oynadı. CIA'de çalışmış Melvin A. Goodman adlı bir uzman örgütün olayı çarpıttığını gözler önüne serdi."

Dobbs, Ağca'yı Papa'ya suikasta, Moskova'nın tâlimatıyla Bulgarlar'ın yönlendirdiğine bugün hiç inanmıyor. Sebebi mâkul: Komünizmin çökmesinden sonra her iki ülkenin istihbarat servislerine ait belgeler açıklandığı halde suikastla irtibat kurmayı sağlayacak bir tek belge bile çıkmadı. Bulgaristan ve Rusya'daki yeni yönetimler, belge bulabilseler, eski dönemi suçlamaya yarayacağı için, gözlerini kırpmadan açıklarlardı. Dobbs, "Eğer Papa'yı öldürme komplosunun arkasında Bulgarlar bulunsaydı, şimdiye kadar bir şeyler mutlaka su yüzüne vururdu" diyor... Benim de kanaatim bu.

"Peki Papa'yı kim öldürtmeye kalktı?" sorusunu yüksek sesle sorup cevabını vermeye de çalışıyor Dobbs... Ona göre, Ağca'nın 'Ülkücü' kimliği yol gösterici; "Bozkurtlar Papa'yı Batılılaşmanın, yani şerrin sembolü olarak görüyorlardı, bu sebeple hedef seçtiler" diyor... Bence yanlış bir tez bu. Dobbs'un İtalya'daki araştırmalarına diyecek yok, ama Türkiye'yi iyi tanımadığı tezinin zayıflığından anlaşılıyor...

Onun bıraktığı boşluğu dolduracak mâkul tez yine bir romancı-gazeteciden geldi. New York Times'ta uzun yıllar çalışmış Tad Szulc, 'To Kill the Pope' (Papa'yı öldürmek) adlı roman-anlatısında, suikastı kilise içindeki bir ekibin planladığını ileri sürüyor. Szulc'un tezi, Ağca'yı uluslararası bir komploya ödünç verilmiş bir 'tetikçi' konumuna indiriyor. Tezinin, CIA tarafından yürütülen gizli soruşturmanın raporuna dayandığı iddiasında yazar. Yasemin Çongar'ın Milliyet'te verdiği bilgilere göre (18 Haziran 2000), 1990'lı yılların başında, bazı örgütlere silâh pazarlamak üzere Türkiye'ye gelmiş bir ajana, görüştükleri kişiler, Ağca'yı kendilerinden Fransa'daki müslümanların ödünç istediklerini söylemişler...

Önemli olan 'tetikçi' değildir, aracıların kimliği de fazla bir anlam taşımaz; kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği yeraltı dünyasında, 'tetikçi' veya onu görevlendiren bile, esas kime hizmet ettiğini bilmeyebilir pekâlâ...

Dobbs'un tespitiyle Szulc'un tezini güçlendiren iki ayrıntıyı Ferai Tınç yazdı (Hürriyet, 19 Haziran 2000). Ağca, suikasttan üç gün önce, dâvetiyeyle girilen bir dinî törende Papa'nın yanına kadar sokulmuş. Kaçırıldıktan sonra Türkiye'ye getirildiği Hürriyet'te manşet olan Emanuela Orlandi adlı kızın Vatikan'da çalışan babası Ercole Orlandi dâvetiyeyi Ağca'ya teslim etmiş... Ayrıca, Antonov'un evinin içini Ağca'nın nasıl tarif edebildiği de anlaşılmış: Aynı binada, benzer bir dairede oturan Felix Morlion adlı Belçikalı papaz, aslında CIA'nin Vatikan'daki görevlisiymiş...

Tınç'ın getirdiği bu bilgiler Dobbs ve Szulc'un anlattıkları kadar önemli: O da roman yazmayı düşünür mü acaba? Çünkü ne varsa roman yazan gazetecilerde var...


20 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...