YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Dizi

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 


Üsküp Çarşısı'nda yağmur yağıyordu

Cuma günü, öğleden sonraydı. Cuma namazı kılınmış vakit epey ilerlemişti. Gezinin son günü son anlarıydı Üsküp Eski Çarşı'da yağmur başladığında.

Şehirlerin, serencamın, seyahatlerin de tıpkı insanlar gibidir halleri. Şehirler de insanlar gibi hep 'Nihavent' üzre gülüp eğlencede değildir. Şen, şakrak, fıkır fıkır havalar eşliğinde oyun da değildir. Şehirlerde insanlar gibi, beklenmedik bir anda, ansızın birisinin çıkıp gelmesi gibi; içinizden geçen bir ürpertiyle vücudunuzun sarsılması gibi 'Hüzzam'a düşebilir birden; bozlak'ı barak'ı geçip 'ağıt'a oturabilir.

Seyahatimizin son günü, dönüş uçağımızın kalkışına saatler kalmışken, Üsküp Eski Çarşı'nın meydanında, asırlık çınarın gövdesine iyice yapışmış, kendimi yağan yağmurdan korumaya çalışırken bunları düşündüm. İnsanın kaderini ve hareket kabiliyetini veya savruluşunu. Buna karşılık çınarın kök salışını ve sabit kadem duruşunu herşeye karşın.

Daha 20-30 dakika önce çarşıda, Osmanlı'dan kalma, geniş arnavut kaldırım taşlı caddelerde, trafiğe kapatılmış sokaklarda, Tayyip Bey'in, ilgilerin yoğunluğuna göre ayarladığı bir hızla birlikte yürürken güneş rahatsız edici bir sıcaklıktaydı. Küçük Meydan'da birbirine geçmiş çınar ağaçlarını ve onların dalları altına yerleştirilmiş masaları, masaların ortasında bir yerde küçük havuzdaki su şırıltısını duyunca hem güneşin yakıcılığını unutmuş, hem de öğle yemeği için oldukça geç bir saate ulaşmanın tedirginliğini. Bu rahatlamayla yeni oturmuştuk ki, birden, hiç farkına varmadan, beklenmedik bir şekilde hayat ve şehir öbür yüzünü gösterdi bize; yağmur yağmaya başladı her yere ve çınarın dallarına, dallar bir müddet sonra yağmur damlacıklarını altına vermeye başlayınca masamız dağıldı. Çınaraltında havuz başında, eski Osmanlı çarşısını yaşayarak güveçte kuru fasulye ile özel Üsküp köftesini yiyemedik. Herkeslerin bir şekilde yağmura karşı korunak aramaya çalıştığı sırada buldum kendimi ağacın gövdesine sırtımı dayamış şekilde.

İyi ki bu yağmur yağdı. Bu yağmur geziyi anlamlı, sahici kıldı zihnimde. Eğer yoğun tempo içinde, buradaki programı aksatmadan yürütüp, ağaca gövdemi yaslamadan dönseydik geriye bir şeyler eksik kalacaktı.

İyi ki yağmur yağdı. Bu süre içinde ben Hasan Gürsoy ve Talat Yılmaz'ın kapalı bölmedeki tezgahın başında atıştırmalarını görüp imrenmeyecektim iştahlarına. Daha önce de yol arkadaşlığında fazlasıyla hoşnut olduğum Hayati Yazıcı, bazen çok yakınımda bazen uzağa düşen dostum Burhan Metin, Sinan, fotoğrafçımız Sadık, kameraman Ali Ekber'in bir şemsiyenin koruyuculuğu altında güveçteki kuru fasulyeyi kaşıklarken etrafa ve dallara düşen damlacıklardan büyük keyif alışlarını seyretmeyecektim. Ömer Çelik'in; bir günlük öğleden sonrası geçirdiği allerjik rahatsızlık dönemi hariç gösterdiği performansın farkında bile olmayacaktım yağmur altında koşuşunu görmeseydim. Ahmet Ergün "her zamanki yönetici, yönlendirici tavrıyla bu gezide de bir numaraydı" diyemeyebilirdim eğer bize herşeye rağmen kuru fasulye yedirememiş olsaydı. Erken ayrılan arkadaşlarımız Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Burge, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'yla karşılaştığımda "Siz gittiniz, kaçırdınız Üsküp'teki yağmuru" diye anlatacak bir şeyim olmayacaktı, Üsküp'te, Eski Çarşı'da, çınarın altında yeni oturmuşken, yağmur yağmasaydı. Üsküp'te, bu eski Osmanlı şehrinde, küçük meydanda asırlık çınarın altında yağmura yakalanmasaydık belki de yorgunluğumuzla dönecektik geriye. Oysa yağmur yağdığı süre, sırtım ağacın gövdesine yaslanmışken nerdeyse bütün gezinin hülasasını yaptım, sonucunu aldım, yorgunluğu da orada yağmur sularına usulca, kimse farkına varmadan akıttım gitti. Az değildi ki; ülkeyi kuzeyden güneye katetmiştik. Başta Kalkandelen (Tetova) Gostivar olmak üzere 15'e yakın belediye ziyaret ettik. Başta Ohri, Manastır, olmak üzere onlarca şehir gördük, gezdik. Dağ köylerine çıktık. Gurbetçi köylerde, erkeklerinden ayrı kadınların ve çocukların kahırlarını yüklendik. Onlarca ev ve binlerce yeni insan, yeni yüz tanıdık. Kalkandelen'de 'Şapka' adı verilen kayak merkezine çıktık ve dönüşte Yüksek Hakimler Kurulu üyesi Mahmut Bey'in villasının bahçesinde 'Şar dağından kalkar kazlar' isimli türküde 'Şar' yerine niçin '

Maya' kelimesini koyduğumuza dair serzenişle muhatap olduk.

Bütün bunların hülasasını alıp yorgunluk kısmını nasıl bırakırdım Üsküp'te yağmura yakalanmasaydık. Üsküp'te, dönüş saatine, birkaç saat kalmışken bu yağmura yakalanmasaydık, arkamı yağmurdan korunmak için çınara dayamamış olsaydım, İsmet Ucma ile aramızdaki şeyh-mürit ilişkisini ve İsmet'in bu ilişkiyi dillendirdiğinde Dr. Mehmet Müezzinoğlu'nun gösterdiği tepkiyi gülümseyerek yeniden hatırlama ve sürdürmeye karar verme imkanı bulamazdım belki de.

Üsküp'te, bir Cuma sonrası, dönüşümüze birkaç saat kalmışken, Eski Çarşı'da çınarın altında yemek yemeye hazırlanırken yağmur yağmamış olsaydı, şehirlerin hayatlarının da insanlar gibi değişken ve geçişken olduğunu bir kez daha hatırlama fırsatımız olmayacaktı. Anadolu gibi Balkan şehirlerine de ağıt'ın ve Hüzzam'ın nasıl yakıştığını göremeyecektik. Erhan ve Erol'un ve bize evsahipliği yapmakta bütün maharetlerini ortaya koyan Kenan, Salih, Ali, onlarca Makedonyalı kardeşlerimize layıkıyla teşekkür etme imkanımız olmayacaktı belki.

Bu yağmur bir kez daha Tayyip Erdoğan'la yolculuk yapmanın ayrıcalığını hatırlatması bakımından da manidardı. Onun yol arkadaşları olmasaydık insanlar yağmura rağmen bize ikramda bulunmakta yarışmayacaklardı. Yeni ayrıcalıklar ve güzellikler yaşama umuduyla ve içimin yağmuruyla 'Allahısmarladık' deme zamanı gelmişti ve geldi. Yirmiyedi kişilik gezi kafilemizde, adını anmamakta özen gösterdiğim bir kişi hariç, adını andığım ve anma fırsatı yakalayamadığım tüm dostlara teşekkürler.

 

BİTTİ

HÜSEYİN BESLİ

Kağıda basmak için tıklayın.

 

 

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...