| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Yapay krizlerin geri planında siz yoksunuz!Bir yapay krizi daha geride bıraktık... Milletvekillerimiz vicdanlarıyla ve Rahmi Koç'un istikrar öğütleriyle başbaşa kalarak, istikrarın bir kere daha bozulmasını önlediler. Özellikle MHP milletvekilleri, memleketin yüksek menfaatlerini gözönünde bulundurarak ve bu istikrar çağrılarını dinleyerek Mesut Yılmaz'ın aklanması gerektiğine karar verdiler. Komisyonda Yılmaz'ı suçlu bulmuşlardı, ama o, o zamandı... Kulak verdikleri vicdanları, artık aynı şeyi söylemiyordu. Mesut Yılmaz suçlu olamazdı. O da, ne yaptıysa bu memleket için yapmıştı. Bu yapılanlar, Koç'un işine yarasa da yine de memleketin menfaatine sayılırdı. Rahmi Bey ne diyordu? İstikrar adına bu hükümet devam etmelidir. Çünkü istikrar adına daha yapılacak çok şey vardır. Hem sonra Koç'a menfaat sağladı diye bir lideri yargılamaya kalkarsak, bu yol olabilir. Diğer holdinglere sağlanan menfaatlerin de hasapları sorulmaya kalkılabilir. Memlekette istikrar falan kalmaz. Ve, vicdanlar istikrarı gösterdiği için herkes aklandı. Bu arada unutmayalım, Mehmet Ağar da beklendiği gibi aklandı. Zaten onun için bu konuda herhangi bir tartışma bile yoktu... Onun Susurluk'la bir ilgisi olamazdı. Şimdi Susurluk'u hatırlamanın bir âlemi bulunmuyor. Biz, son aylardaki yapay krizleri bir anımsayalım. Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesi, idam cezası tartışmaları, Çakıcı'nın Türkiye'ye getirilişi, Hizbullah vahşeti, Anayasa değişikliği girişimi, arada göstermelik bir hükümet krizi, cumhurbaşkanlığı seçimi, soruşturma komisyonlarının göstermelik faaliyetleri, Yüce Divan'a gönderilmek istendiği söylenen liderler ve eski bakanlar, uyduruk kurt-kuş tartışmaları. Güneydoğu'daki bölücü siyasi faaliyetler!.. Aman, bu arada Uğur Mumcu'nun sanal katil zanlılarının yakalanışlarını unutmayalım. Kaç hafta meşgul edildi bu meseleyle Türkiye? Başbakan'ın, İçişleri Bakanı ile birlikte düzenlediği açık oturumu kaç kişi hatırlıyor. Nasıl gerine gerine, "Bu sefer katiller yakalandı" demişlerdi? Şimdi ne diyorlar? "Bu katiller de çok yalancıymış canım, bizi, yanıltmışlar" Neyse, işte Türkiye, zaman zaman bu kadar seviyesizleşen bir biçimde oluşturulan yapay gündemlerle idare ediliyor. İdare ediliyormuş gibi yapılıyor. İstikrar adına. Kimin istikrarı acaba? Bence araştırmacıların yapması gereken şimdi bu olmalı. Holdingler ve ardından siyasetçilerin 'istikrar' dediği dönemlerde, Meclis'ten kaç yasa geçmiş? Bu yasalar kime fayda sağlamış, sağlayacak? Kaç kararname, kaç genelge, kaç yönetmelik, ka. tebliğ çıkmış? Kaç bakanlar kurulu kararı alınmış? Bunlarda neler deniyor? Bunlar kimlerin sorunlarını çözmek için hazırlanmış? Bunlara Danıştay kararları başta olmak üzere mahkeme kararlarını da katmak gerekiyor kuşkusuz. Velhasıl sevgili okurlar. Ben şahsen bu hükümetin ve devlet mekanizmasının, ' istikrar 'derken sizi kastetmediğini düşünüyorum. Alınan kararların çoğunun sizi ilgilendirmediği kanaatindeyim. Öyle olsaydı, hem sizin hem de memleketin hali bir ölçüde de olsa değişmez miydi? Öyleyse bu krizlerin yapay olduğunu ve bir şeylerin örtülendiğini bilelim.
kduzgoren@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|