YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Ayağına basılanların mangası

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne "tam üye" olabilmesi için demokraside, insan haklarında ve ekonomik liberalleşmede Avrupa standartlarını yakalaması gerekiyor. Bunu artık herkes biliyor. Bütün bunların gerçekleşebilmesi için öncelikle de bazı "temizlik" operasyonlarının yürütülmesi gerekiyordu. Her ne kadar başlangıçta Türkiye'nin kendi iradesiyle başlamamış olsa da, sonuçta Türkiye gerekli birtakım "bağırsak temizleme" operasyonlarını yaptı ve bundan sonra da yapmaya devam edecek.

Kabul edelim ki, sadece devlet kurumları değil, medya da bağırsaklarını temizlemek zorunda. "Yargısız infaz mangaları" oluşturarak bütün hukuk ve ahlak kurallarını hiçe sayan magandaların çöreklendiği Türk medyasının "Avrupa projesi"nde yeri olamaz. Kaldı ki, bırakın Avrupa Birliği'ni, temel insanî değerlerin geçerli olduğu hiçbir toplumda, ağızları "kir" kokan bu tür "az gelişmiş" yazar vatandaşların "inzibat amiri" gibi ortalarda dolaşmasına izin verilemez.

Oysa Türkiye'de, hasbelkader çok satan gazetelerin köşelerini zapdetmiş bulunan bu "son model" vatandaşlar, istedikleri zaman, istedikleri kişiyi istedikleri gibi infaz edebilirler. Çünkü onları durduracak hiçbir kural, hiçbir yasal güç yoktur.

Çünkü onların "derin amcaları" vardır, birileri amcaların ayağına basmışsa ellerine kalem tutuşturulan "derin medya mangaları" saldırıya hazır demektir.

İşte, Emin Çölaşan ve Fatih Altaylı'nın birkaç haftadır Fehmi Koru'ya karşı sürdürdükleri insafsız kampanya, "derin amcalar"ın ayağına basılması sonucu başlatılmış bir saldırıdır. Belli ki, birileri medyadaki "ajan" tartışmalarından rahatsız olmuştur. Herhalde bu işler için "hazır kıta" halinde bekleyen Emin Çölaşan ve Fatih Altaylı'dan başka uygun isim de bulunamazdı.

Küfür etme mesleğinin üstadı olan bu iki isim, Fehmi Koru'ya karşı başlattıkları "ahlaksız" ithamlarla belki de kendilerine en çok yakışan bir görevi icra ediyorlar. Zaten başka türlü davransaydılar, amcaları onların yerine başka "kadrolu mangalar" bulurdu. Ertuğrul Özkök'e rağmen, köşelerinde "çamur" ticaretini sürdürebiliyorlarsa arkalarında daha sağlam güçler olmalı.

Karalama kampanyasında kullanılan argümanların hiçbirinin ciddi dayanağı olmamasına rağmen, Çölaşan ve Altaylı'nın "belden aşağı" vurmayı sürdürmeleri ancak bu "amcaların" talimatlarıyla açıklanabilir. Garabete bakın ki, Fehmi Koru için dil öğrenimi için Suriye'ye gidişinden başka dillerine dolayacak konu bulamıyorlar. Bunu da demagojinin ve belden aşağı vurmanın en bayağısıyla yazıp duruyorlar. Bu insafsızlıktır, ahlaksızlıktır. Hiç böyle bir mantık olur mu? O zaman bütün ülkelere dil öğrenimi için giden herkesi ajanlıkla mı suçlayacağız? Herhangi bir Ortadoğu ya da Avrupa ülkesine gidip altı ay kalan insanları da ajan mı ilan edeceğiz?

Madem Çölaşan'a böyle bir görev verildi, bari gümrüklerden yurtdışına çıkanların isimlerini de köşesinde yayınlasın. Böylelikle, millet de ajan gazeteci merakından kurtulmuş olur.


31 ARALIK 1999


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet Ocaktan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...