YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Rus insanı, Rusya kamuoyu

Rusya'ya giderken zihnimi en çok kurcalayan soru şuydu: Rus kimdir, Rusya gerçeği nedir?

Yetmiş yıllık komünizm tecrübesi; bizim gibi, ilk çocukluk yıllarından itibaren antikomünist telkinlerle yetişmiş birisi için daha da meraka değerdi. Hele bir de, Anadolu merkezinden genişleyen ve yeryüzünün en haşmetli imparatorluklarından birini teşkil eden Osmanlı toplumunun devamı mâhiyetindeki Türkiye'den bakılınca!.. Doğrusunu söylemek gerekirse, hem tarihten gelen, hem de iki bloklu dünya yıllarından kalma bir Rus ve Rusya imajı, zihnimizde zaten hazırdı. İşte hem bu imajı yerinde test, hem de mevcut bir vâkıâya değişik bir perspektiflerden bakma fırsatı önümüzde dururken!..

Belki benim müşâhedelerim sınırlıdır, belki görüştüğüm, dinlediğim kişilerden edindiğim intibaları genellemek doğru da olmayabilir. Fakat buna rağmen, bende hasıl olan neticeleri, sizlere aktarmamın faydalı olacağı biçiminde hisler içindeyim.

Önce Galatasaray!..

Önce, kaba da kaçsa bazı genellemelerden yola çıkayım:

Galatasaray-Arsenal maçını bizim TRT-İnt kanalı vermezken, Moskova Televizyonu naklen yayınlamış. Bütün Rusya Federasyonu'nda hem Ruslar, hem Türkler bu maçı izlemiş. Rusya kamuoyu, çok açık bir taraftarlıkla Galatasaray'ı, yani Türkiye'yi desteklemiş. Bize göre Rusya toplumunun, bilinç dışı bir tercihi söz konusu burada. Rusya'da harıl harıl çalışan okullar, bu ülkeye âdeta savrulur gibi yayılmış 3-5 milyon Anadolu çocuğu (işçi, işveren, turist, öğrenci, öğretmen vs), yapılan bunca ihracat, şimdi zayıflamış fakat yıllarca devam eden Lâleli ticareti, Moskova dahil hemen her yere açılmış Türk lokanta ve fırınları'nın kuşkusuz bunda büyük tesiri olmalı. Yani yeryüzünün altıda birini teşkil eden 150 milyonluk bu coğrafyada, "Türk ve Türkiye" imajı hayli olumlu ve yüksek.

Bir maç esnasında, Rus toplumuna ait toplumsal şuuraltının, bu şekilde tezahürü, bize göre daha derin sebeplere dayanmalıdır diye düşünüyorum. Burada iki sebep yatıyor: Komünist dönemlerde yönetimlerin anti-emperyalist ve anti-kapitalist politikaları, toplumun şuur altında öyle derin tesirler bırakmış olmalı ki, Rusya halkı herhangi bir uluslararası kriz ve rövanş durumunda, bilinç dışı bir tercihle Batı karşıtı alternatiflerin yanında yer almak durumunda kalıyor.

Sonra Rus karakteri

Fakat bize göre asıl sebep daha da derinlerde!.. Tarihî kökleri, temsil ettiği medeniyet, Tolstoy ve Dostoyevski gibi dehâ çapında büyük romancılar tarafından ortaya konan ruh hali itibariyle, bu halk asla Batılı bir geleneği temsil etmiyor. Yaklaşık on asır evvel Ortadoksluğu seçen bu millet, bin yıllık Hrıstiyanî tecrübeye rağmen hâlâ, ama hâlâ Doğulu bir karakter arzediyor. Komünizm uygulamasının bu toplumda ahlâki değer nâmına fazla birşey bırakmaması dahi, önümüzdeki gerçeği değiştirmiyor. Hâlâ duygulu, hâlâ romantik ve hâlâ daha kaderci bir geleneğin gergefinde geleneği arayıp duran bir toplum.

Daha da ileri giderek söylemek durumundayım: Tarihte yaşadığımız ve okuduğumuz binbir acıya ve zulme rağmen, ben Rus halkında bâriz bir ırkçılık damarı okumadım desem yeridir. Hiç yoktur diyemem, ama yaygın değil bu durum. Yüzde 80-90'ı üniversite mezunu bu halk, mukabil Rus müfredatını okumadı mı, tarihte yaşadığımız yoğun çatışmaların izi ve aksülamel-i hani nerede diye bayağı hayıflanıyorum. Kuşkusuz bu öğreti ve bakış açısı onlara yüklenmiş olmalı. Ama konuşuyoruz, sorular soruyorum; bürokrat veya öğrenci, şuur altlarına kadar uzanmak istiyorum. İnsanı dehşete veren, hafakanını kaldıran durumlarla karşılaştığımı söyleyemem. Bütün bunların ötesinde Türkiye'ye sıcak bakan, damak zevki değişen, Türk malları giyebilen, Galatasaray'ı desteklemekten komplekse kapılmayan, Türk müteahhitlerin inşa ettiği devâsâ binaların cesâmetini "Büyük Türkiye" imajına eklemleyen bir âlem duruyor karşımızda anlayacağınız.

İrsî ahlâkî arayışlar

Bu tesbitlerimi takviye eden bir başka gerçek de şu: Gerek Rus zenginlerinin, gerek Rus bürokrasisinin; bir yandan daha iyi eğitim verdikleri, bir yandan da irsî bir ahlâk arayışı içinde, Türk okullarına yoğun şekilde öğrenci gönderme temâyülleri. Ruslar bunu derin bir sevki tabiî ile yapıyorlar ve faydasına inanıyorlar. Alkolizmin toplumsal bir âfet halini aldığı, bekaret duygusunun yerinde yeller estiği bu toplumlar, vicdanlarından yükselip taşan bir sese de tâbi olarak bu okullara yöneliyorlar.

Kuşkusuz bir ihtiyat duygusu, onların da içini yoklamıyor olamaz. Fakat yaşadığımız acı, muztarip, gergin tarihî tecrübeye rağmen Rus halkı, yukarıda özetlemeye çalıştığım umûmi temâyüle göre hareket ediyor. Ben bu manzaranın tesbitini önemli gördüm ve bu yazıyı da onun için yazıyorum. Yarın devam.


25 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...