Meclis göreve

Henüz süresinin üçte birini bile doldurmamış olan 21. dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), bu kadar kısa sürede pek çok düzenlemeyi gerçekleştirdi. Meclis komisyonları bayağı faal çıktılar. Cumhurbaşkanı seçiminde de iyi bir sınav verdi Meclis. Bu gerçekler ortada dururken, bazı çevrelerin kopardığı "Bu Meclis çalışmıyor" yaygarasının sebebi şimdi anlaşılıyor: İstedikleri, yalapşap bir af yasası çıkartılması ve Çankaya'dan dönen memurlara yönelik Kanun Hükmünde Kararname'ye (KHK) rahmet okutacak anti-demokratik bir düzenlemenin 'yasa' olarak gerçekleştirilmesi...

Acil sinyali veren, KHK ile yapılamayanın yasalaştırılmasıdır... Hükümet, devlet memurlarını iki müfettişin insafına bırakmakta kararlı görünüyor. KHK'da amaçladığının sınırlarını genişletmek niyetinde olduğunu ise komisyonlarda uyuyan bir başka değişikliği memurlarla ilgili yasaya ekleyerek açığa vurdu: Valiler, kaymakamlar, savcılar ve yargıçlar da bu tasarının yasalaşmasıyla birlikte kolayca atılabilecekler... Hükümet yasaya öylesine asılıyor ki, kaymakam veya vali olsa bu yasayla görevden alınacaklar arasına gireceği kuşkusuz milletvekilleri de, geçmesi için parmak kaldırmaya zorlanıyorlar...

Yasayla esas amaçlanan, hiç kuşkunuz olmasın, '1 numaralı halk düşmanı' olarak 'gizlice' ilân edilmiş İmam Hatip mezunlarını devletten temizlemek... Orta bölümleri kapatılarak işlevsiz hale getirilmiş bu kurumların mezunları önlerine konulan engeller yüzünden üniversiteye giremiyorlar; öyle anlaşılıyor ki, sıra, şimdi eski mezunlarını bürokratik hayattan kazımaya geldi...

Meclis'te İmam Hatip mezunu olduğu bilinen milletvekillerinin sayısı epey fazla; hemen her partide bu özelliğe sahip milletvekilleri var. İmam Hatip kökenli milletvekillerini önemli komisyonlara başkan seçtiren MHP, aynı özelliğe sahip memurları yerinden edecek yasa için olağanüstü bir gayret sarf edebiliyor...

Hazin olan, bürokrasideki İmam Hatipli varlığını sona erdirmekte bir mahzur görmeyen siyasilerin, 28 Şubat öncesine kadar, yeni İmam Hatip okulları açmak için yarışmalarıdır. İmam Hatipleri "Refah'ın arka bahçesi" ilân edenlere bakmayın, mevcutların büyük bir bölümü RP/FP'nin iktidarda bulunmadığı dönemlerde açılmışlardı. Bir çok kentte, bu okullar, bugün bile FP dışındaki partilerin etkisinde; ancak o partilerin Meclis'teki uzantıları, bu tasfiye hareketine bütün varlıklarıyla destek veriyorlar...

Geçtiğimiz haftayı tartışmasıyla geçirdiğimiz 'Andıç' belgesi, bazı önyargıların ülkeyi karıştıracak eylem planlarına dönüştürüldüğünü apaçık gösterdi; Meclis'in alelacele çıkartma mesâisine soyunduğu memurlarla ilgili yasa da eski tarihli başka bir 'Andıç' konusuymuş gibi önyargılar üzerine oturuyor. Devletin valisini, kaymakamını, savcısını, yargıcını, bürokratını 'irtica' kavramı ile birarada düşünebilmek ancak önyargılı bir yaklaşımın sonucu olabilir çünkü...

Hükümet memurlar konusunda sağduyusunu ve serinkanlılığını kaybetmiş görünüyor. Mesut Yılmaz'ın "28 Şubat süreci içerisinde ANAP olarak müthiş yanlışlar yaptık" dediği bir sırada, milletvekilleri 28 Şubatçı projeye parmak kaldırıyor... Kendisine merkezde yer açmaya çalışan MHP, bu ülke merkezinin en dikkate alınması gereken realitesiyle ters düşen bir tavrı milletvekillerine dayatabiliyor... 'Dine saygılı lâiklik' kavramının savuncusu DSP ise toplumun hassasiyetlerine aldırmaz bir tavır içinde...

Şu sırada görüşülmekte olan valiler, kaymakamlar, savcılar, yargıçlar ve bürokratlarla ilgili yasal düzenleme, 28 Şubat'ın o gergin günlerinde, şimdikinden daha uyumlu ve sindirilmiş bir Meclis ortamından yüz bulamadığı için genel kurula inememişti; bu Meclis'in oldu-bittilere zemin hazırlamaması gerekiyor...

Meclis, yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin gasp edilmek istenmesi gerçeğine topyekün karşı çıkmak zorunda; bunun en etkili yollarından biri memurlarla ilgili yasayı yüzgeri çevirmesidir...

Meclis milletin güvenine lâyık olmalı.