YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Politika

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 


Belgede uzaşamadılar

ANAP lideri Yılmaz, Kürtçe yayın konusunda "Belge, vatandaşların radyo-tv yayınlarının yararlandırılmasında bazı yasakların kaldırılmasını istiyor. AB Komsiyonu'nun şu veya bu şekilde bir yayın yapma istediği yoktur" dedi.

ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, AB'nin Türkiye'den istediklerinin "atla deve olmadığını" belirterek, "Kürtçe yayın konusu yanlış anlayılıyor. AB Komsiyonu'nun şu veya bu şekilde bir yayın yapma istediği yoktur. Sadece bazı yasakların kaldırılması isteniyor" dedi. Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan ANAP lideri Yılmaz, af tartışmalarının yanısıra Kütçe yayın ve AB Katılım Ortaklığı Belgesi'ni değerlendirdi.

Bölücü örgütü engelleyelim

Türkiye'de son günlerde kendisine izafe edilen bir Kürtçe yayın tartışmasının da başlatıldığını belirten ANAP lideri Yılmaz, bu konuda yanlış anlaşıldığını söyledi. KOB'da özel TV radyo yayını konusunda herhangi bir şartın yer almadığını belirten Yılmaz, "Belge, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının radyo-tv yayınlarının yararlandırılmasında bazı yasakların kaldırılmasını istiyor. Yani AB Komsiyonu'nun şu veya bu şekilde bir yayın yapma istediği yoktur" diye konuştu.

Yılmaz, kendisinin 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ana dillerinde yayın ihtiyacı varsa bu giderilmelidir' şeklinde bir cümle sarfettiğini belirterek, bu konuda şunları söyledi: "Vatandaşlarımız bir kısmı çanak antenlerle bölücü örgüt yayınlarını izliyor. Türkiye açısından ülke bütünlüğünü tehdit edecek bu formule müsade etmemiz sözkonusu değil. Burada asıl tehdit bölücü örgütün TV'lerle vatandaşlarımızın evlerine girmesidir. Devlet o vatandaşlarımızı cezbedebilecek bir önlem alabilir."

Kıbrıs şart olamaz

KOB'da yer alan Kıbrıs sorununun Türkiye'nin AB üyeleğinde bir önşart oluşturamayacağını kaydeden Yılmaz, Türkiye'nin Kıbrıs konusunu Helsinki Kararları çerçevesinde değerlendirdiğini söyledi. Yılmaz, "Kıbrıs, şu anda metnin karara bağlanması sırasında Türkiye'nin bir yıl içiresinde gerçekleştirmesi gereken bir ifade olarak yer aldı. Türkiye, Helsinki Anlaşması'nda da söylediği gibi Kıbrıs'ı bir önşart olarak algılamıyor. Bu bizzat Sayın Başbakan tarafından da o tarihlerde dile getirildi" yorumunda bulundu. Türkiye'nin ikinci çekincesinin Mali İşbirliği olduğunu belirten Yılmaz, AB'nin Türkiye'ye vaat ettiği kredilerin verilmediğini söyledi.

Atla deve değil

Yılmaz, Türkiye'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yer alan unsurların tamamını yerine getirebilecek durumda olduğunu söyledi. Yılmaz, Türkiye'nin 13 aday ülke arasında AB ülkeleri ile ilişkileri en iyi ülke konumunda olduğunu belirterek, "Türkiye'den istenenler atla deve değildir" dedi. Yılmaz, Türkiye'nin Lozan Anlaşması'nda yer alan dini azınlıklar haricinde bir azınlık tanımadığını da sözlerine ekledi.

MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, AB Katılım Ortaklığı Belgesi'nde Kıbrıs konusu ile kültürel haklar ve köken farklılıklarına yapılan göndermelerden duyduğu rahatsızlığı sert bir dille eleştirdi. Belgenin hem sistematiği, hem de muhtevası bakımından Helsinki Zirvesi kararlarından daha geri olduğunu savunan Bahçeli, AB'nin bu tutumunun iyi niyetle bağdaşmadığını vurguladı.

Helsinki'den geri

Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, AB'ye rest olarak nitelendirilebilecek sert bir çıkış yaptı. Kıbrıs meselesi, sözde Ermeni soykırım iddiaları ve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri konularında uluslararası muhatapları tek taraflı ya da ön yargılı olmakla suçlayan Bahçeli, bunun son örneğinin Katılım Ortaklığı Belgesi'nde kendisini gösterdiğini söyledi. Bu tutumu "kabul edilemez" bulduğunu ve kınadığını vurgulayan Bahçeli, Helsinki'de kurulan Türkiye-Yunanistan dengesinin bozulduğunu, Kıbrıs meselesinin bir ön şart olarak takdim edildiğini belirtti. Bahçeli, "8 Kasım tarihine kadar Halsinki mantığının korunmasını zorunlu gören birlik yönetimi, kendi kurguları olan bu mantığı delik deşik etmekte bir beis görmemişlerdir" dedi.

Çarpık ve müphem ifadeler

Belgenin "bazı çarpık ve müphem ifadeler" de içerdiğinin altını çizen Bahçeli, "Metinde altı ısrarla çizilen 'kültürel haklar' ile 'köken farklılıkları' gibi ifadeler yan yana konulduğunda ortaya ilginç bir tablo çıkmaktadır" dedi. Demokratik düzenin tahammül edemeyeceği ve sosyal dokunun kaldıramayacağı düzenlemelerin Türkiye'den ısrarla istendiğini kaydeden Bahçeli, bunların kabul edilemeyeceğini vurguladı. Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin etnik çatışma ve ayrışmayı körükleyecek kültürel ya da etnik haklara sıcak bakması mümkün değildir. Ayrıca belgede bu tür ifadelerin üstü örtülerek muğlak hale getirilmesi de, bu sonucu değiştirmemektedir" dedi.

AB iyi niyetli olmak zorunda

Bahçeli, birliğe tam üyeliğin gerçekleşmesi için Türkiye'ye önemli görev ve yükümlülükler düştüğünü belirttiği konuşmasında, "En az bunun kadar doğru olan bir başka husus, AB yönetimine de benzer görev ve sorumlulukların düştüğüdür. Çünkü ilişkilerin geleceği, hiçbir zaman tek taraflı iyi niyete ve çabalara bağlı olarak inşa edilemez. Üye olmak isteyenlerin yanında, üyeliğe kabul edecek olanların da esas niyetinin bu yönde olması şarttır" diye konuştu.

 


Kağıda basmak için tıklayın.

 

 

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...