| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Hayırda hayır var
TBMM genel kurulu, bugün, anayasa değişikliği teklifini oylayacak. İktidarın kararlılığı ve DYP'nin işbirliğinin sağlayacağı oylarla Süleyman Demirel'in görev süresini uzatmayla sonuçlanacak değişikliğin önünün açılması bekleniyor. Vermeyeceği sanılan milletvekillerinden kayabilecek oylardan da söz ediliyor... Sonuçta ak koyun kara koyun bugün belli olacak... Milletvekili değilim, benim oyum yok; ancak bu, 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı' sıfatını taşıyan biri olarak yapılmak istenene ciddi itirazlarım bulunmasını önlemiyor. Dahası, hergün kamuoyu önüne fikirleriyle çıkan birinin, ülkesinin geleceğini ön planda tutan görüşlerini okurlarıyla paylaşmasının bir görev olduğuna da inanıyorum. Umarım, bugün oy kullanacaklar da, burada yazacaklarıma kulak verirler... Anayasa cumhurbaşkanlığı süresini yedi yıllık tek bir dönem değil de beş yıllık iki dönem olarak öngörseydi de, Demirel'in görev süresinin uzatılmasına iyi gözle bakmazdım; oyun içerisinde kural değiştirmek ise beni müthiş rahatsız ediyor. 'Kural' dediğimiz de sıradan bir yönetmelik değil, anayasa; kuralın bir tek kişi için değiştirilecek olması 'anayasa' kavramıyla taban tabana ters... İnsanları 'vatandaş', toplulukları 'millet' yapan temel metin anayasalardır; rejim değişmediği sürece anayasaya da dokunulmaz. Bizde sistem dışı müdahale alışkanlığı anayasaya dokunmayı da içine alacak biçimde oluştuğu için ortaya çıkan metinlerin 'dokunulabilirlik' özelliği var, çoğu kez dokunmak bir zorunluluk oluyor... Her konuda ayrıntıya giren bir metni sürekli yenileme ihtiyacı duyulması doğal zaten. Bu yüzden, teorik olarak doğru olsa bile, kimse, "Anayasaya dokunulamaz" diye ortaya atılamıyor... Anayasa kendi içerisinde tutarlı bir denge kurar. Kimi başkanlık, kimi yarı-başkanlık sistemi öngörür, kimiyse gücünü parlamentodan alan tarafsız bir cumhurbaşkanı sisteminin şartlarını oluşturur. Her bir sistemin dengeleri farklı olacağı için anayasa kendi bütünlüğü içerisinde yanlışları törpüler. Parlamenter bir sistemde cumhurbaşkanının yetkileri başkanlık sistemindekilerden elbette değişiktir; toplam on yıllığına iki defa seçilebilen bir cumhurbaşkanının hareket alanı da bir defalığına yedi yıl için aynı makama gelenden farklı olacaktır tabii. Tek dönem öngörülen bir makamı iki dönem haline dönüştürmek, ilk 45 dakika futbol oynandığı halde, ikinci devrede "Topu elle de tutabilirsiniz" demekten farksızdır... Futbolu o hale dönüştürene gülerler; sistemi alt üst edecek kural değişikliği ise sonuna kadar zorlanıyor... Zorlanıyor da ne oluyor? Sonuç değişmiyor, yine gülünecek hale geliyoruz. Türkiye'de cumhurbaşkanı olabilecek kimse yokmuş görüntüsü yeterince kötü zaten; bir de 'lâyık tek kişi' diye ortaya sürülenin 40 yıldır bilinen biri olması ve görev süresinin 'istikrar' sözcüğü ardına sığınılarak uzatılmak istenmesi işi iyice içinden çıkılmaz hale sokuyor. "Kendisi için anayasa değiştirilen adam", bir dönem daha iş başında kalmayı başarırsa, önümüzdeki beş yıl boyunca nasıl bir cumhurbaşkanlığı yapar dersiniz? Süleyman Demirel'in görev süresinin anayasa değiştirilerek uzatılmaya çalışılması çok yanlış; nüfusunun üçte ikisi 30 yaşın altındaki insanlardan oluşan bir topluma böyle bir tercihin zorlanması hiç yakışmıyor... Kaldı ki, Demirel'in siyasi hayatı, bugünlerde reklâmı yapıldığı gibi, 'istikrar' sözcüğünü akla getirecek özellikler de taşımıyor; onun işbaşında bulunduğu dönemlerde 2,5 darbe yaşandı bu ülkede... Milletvekili olmak sorumlu bir iştir. Anayasa, sistemin dengelerini oluştururken, böylesine keyfî arzuların siyasi iradeye dönüştürülmek istenebileceğini de öngörmüş ve bu sebeple, anayasa değişikliği oylamasının hiçbir baskı altında kalınmadan gerçekleşebilmesini sağlamak amacıyla 'gizli oy' esası getirmiş... Milletvekilleri bugün ülke için tarihî bir karar vereceklerinin herhalde bilincindedirler. Soru şu: Bakalım o bilinçle mi hareket edecekler? Benim oyum yok, ama olsaydı Türkiye'nin parlak geleceği için "Hayır" demekte tereddüt etmezdim...
fkoru@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|