İSTANBUL- İnönü Üniversitesi'nde görev yapan akademik personelin, kızları başörtülü olarak okudukları gerekçesiyle Rektör Ömer Şarlak tarafından yazılı olarak uyarıldıkları öğrenildi. İnönü Üniversitesi Rektörü Ömer Şarlak'ın bir öğretim üyesine gönderdiği yazıda kızının başörtüsü takmada ısrar ettiği için iki defa ceza aldığını belirtilerek, "Öğretim üyesi olarak öncelikle sizin yasalara uygun hareket etmeniz ve bu konuda üniversitemize yardımcı olmanız gerekmektedir. Bu nedenle yasaya uygun hareket etmeyen kızınızla bir baba olarak olumlu yönden ilgilenmenizi rica ediyorum" ibaresine yer verildiği ortaya çıktı.

Öğretim üyeleri baskı altında

Rektör Ömer Şarlak'ın Eğitim Fakültesi Matematik Öğretmenliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Fevzi Başer hakkında da Fakülte Yönetim Kurulu'nda başörtülü öğrencilerin cezalandırılması kararına usûl yönünden muhalefet ettiği için disiplin soruşturması açtırdığı öğrenildi. Prof. Başer'e gönderilen ifade tutanağında, tüm öğretim elemanlarının öncelikle başörtüsü konusunda idareye yardımcı olmalarının istendiği ve karara bağlandığı halde, Prof. Fevzi Başer'in Üniversite Senatosunun aldığı kararlara karşı geldiği, üniversitenin çalışma düzenini, huzur ve sükununu sağlamaya yönelik çabalara yardımcı olmadığı, fakülte yönetim kurulu üyesi olarak bunlara muhalefet ettiği, öğrencilerin cezalandırılmasıyla ilgili karara muhalefet ederek karşı çıktığı ileri sürüldü. 01. 3. 1999 tarihli ifade tutanağında Prof. Başer'e daha önce disiplin cezası alıp almadığı, başörtüsü ve sakal yasağına karşı olup olmadığı, bu konularda verilen cezaları haklı bulup bulmadığı, derslere başörtülü-sakallı olarak giren öğrencileri tutanakla tespit edip etmediği ve Fakülte Yönetim Kurulu'nun başörtülü öğrencilere okuldan uzaklaştırılma cezasının verdiği kararlara niçin muhalefet ettiği soruldu.

Öğrencinin kılığıyla ilgilenmiyorum

Prof. Başer'in savunmasında daha önce hiçbir disiplin cezası almadığını, yürürlükteki kanun ve yönetmeliklere aykırı hiçbir davranışta bulunmadığını, meslek hayatında başörtülü-başı açık veya sakallı-sakalsız öğrenci arasında ayrımcılık yapmadığını, öğrencinin kılık kıyafetinin ve şahsi eğiliminin kendisini ilgilendirmediğini söylediği öğrenildi. Prof. Başer'in, başörtüsü ve sakal yasağı konusunda üniversitenin uygulamasına karşı hiçbir davranışının olmadığını ifade ettiği savunmasında, başörtülü öğrencileri başlangıçta yoklama listelerinde işaretlediğini, hepsinin soruşturma geçirdiklerini gördüğü gerekçesiyle tutanakla bildirmeye lüzum görmediğini, amacın hasıl olduğunu söylediği kaydedildi.