YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Afyon'da Sezer ailesi

Ahmet Hamdi Sezer ismi etrafındaki spekülasyonları duydukça insanın midesi bulanıyor. Bunların bir kısmı basına da yansıyor. Hele bir de gazete ve televizyonlara yansıyanları var ki aklınız şaşar.

Böyle bir zamanda insana ne yapmak düşer?

Ortalığa karanlık bir mihrakın ördüğü mübhemiyet perdesini sıyırıp atmak değil midir? Pis ve iğrenç şâiyaları bir bir ortaya çıkarmak, hakikat ne ise onu sergilemek değil midir? Hayır, özellikle bu yapılmıyor, fitne merkezi bir mihrakın ürettiği olumsuz şâyialarla kamuoyunun durmaksızın midesi bulandırılıyor.

Organize fitne denemesi

TBMM içinde çöreklenmiş bu merkez neler, neler söylüyor yarabbi!.. MHP'lilere gidiyorlar, bu adam "kürtçü" diyorlar. FP'ye uğruyorlar, bu adam mason, hatta dönme, hatta askerin adamı diyorlar. DSP'lilere gidiyorlar, bu sefer de tam aksine, bu adam FP'li deyip çıkıyorlar. Yerine kimi vekil bıraktı görmüyor musunuz diye soruyorlar. Daha ileri gidip, atatürkçülüğe halel getireceğini iddia ediyorlar.

Dün uğradığım Yazarlar Birliği'ndeki iddia daha bir başka. Güya Ahmet Necdet Sezer ailesi Afyon'da "Gâvur Mahallesi"nde oturmazmıymış!.. Gâvur mahallesi ne demek? Eski şehirlerimizde Rum ve Ermenilerin oturduğu mahalleler!.. Acaba, bu da öyle biri olmasın? Hoppala!.. Boşluğa bir soru ve geriye binbir olumsuz spekülasyondan başka birşey kalmıyor.

Orada bu soru ister istemez bize de soruldu. Göçmen mi, yerli mi, kim ve necidir bu adam diye?

Ben mizaç olarak, asla midesinden konuşmayı sevmem. Bir kuşkunun ve fitnenin peşine takılıp fikirlerimi inşa etmekten de haz duymam. Detay fikrim yok, fakat yılanın başının ve kuyruğunun birbirine değdiğine dair bir tesbitte bulunmaktan da geri durmadım o mecliste. Dikkat edin dedim 28 Şubat sözcüsü kalemlere, dikkat edin Coşkun Kırca'nın yazdıklarına!.. Ve bu arada demokrasi ihtiyacıyla kıvrandıkları halde, baskı ve zulümden şikâyet ettikleri halde, bu adama karşı ortak bir koro teşkil edenlere dikkat edin dedim.

Bu sözlerin arkasından da, Afyon'dan tanıdığım bazı dostları aradım. Bunlardan birisi de, cumhurbaşkanı adayı Ahmet Necdet Sezer'in yakın akrabası, babaları itibariyle amcaoğlu mesabesindeki Ahmet Hamdi Sezer!..

MHP İl Başkanı Hamdi Sezer

1968'den itibaren ülkücü hareket içinde yerini almış, 1984-95 yılları arasında da birkaç dönem Afyon'da MHP İl Başkanlığı yapmış bir arkadaşımız. Talebelik yıllarında Hacettepe'de okumuş, okurken solcular tarafından kaçırılmış, tırnakları sökülmüş çilekeş bir dost!.. Şu anda Muhsin Bey'e daha yakın bir isim.

Soy ismine dikkat edin: Sezer!.. Yani yakın akrabalık kapı bir komşuluk dolayısıyla Ahmet Necdet Sezer'le aynı soyadını taşıyor. Biri Ahmet Necdet, diğeri Ahmet Hamdi Sezer.

Burada değerli dost Ahmet Hamdi Sezer'in anlattıklarını bir bir yazmaya kalksam bu sütun kâfi gelmez.

Sadece şunları kaydediyorum:

Ahmet Necdet Sezer ve ailesi Afyon'un özbe öz yerlisi. Gâvur Mahallesi dediklerinin de hiçbir aslı ve esası yok. Doğru adres, "Hacı Yahya Mahallesi, Süt Dede Sokak."

Aile sonradan Dumlupınar Mahallesi'ne nakletmiş. Bu aile, kökten Demokrat Partili. Daha sonra, yani 27 Mayıs'tan sonra olduğu gibi Adalet Partili olmuşlar. Afyon'da bu yıllarda Demokrat Partili, Adalet Partili olmak ne demektir biliyor musunuz? Zulme uğramaktır, Halk Partili olmamaktır ve mütegallibe geleneğinden gelmemektir. İşte sırf bu sebepten olmalı, Ahmet Necdet Sezer'in akrabalarından birisi, yakın zamanlara kadar Doğru Yol ikinci başkanlığında bulunmuş.

Öğretmen baba ise 1979'da vefat etmiş. Anneleri Hatice hanım, kendisini televizyonda gördüm, 1990'dan bir iki sene önce hacca gitmiş. Alabildiğine mütedeyyin bir kadın. Rahmetli babasının da ne içkisi, ne kumarı, ne de sigarası varmış. Ahmet Hamdi Sezer kendisiyle, eski mahallelerindeki Süt Dede Camii'nde cumaları beraber kıldıklarını söylüyor.

Türkiye'nin derin mihveri

Küçük bir not daha!..

Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklandığı gün, Afyon'daki evinde sessiz, sakin bir mevlid töreni varmış. Ölen kızkardeşi Ayten hanımınki o da öğretmenmiş, senei devriyesi dolayısıyla düzenlenen bir mevlit!.. Ankara'dan duyulan haber, bu törende edilen dualara, okunan Kur'anlara karışmış. Ve daha mâneviyatlı bir hava doğmuş.

Şimdilik bunlar kâfi. Gerekirse ileride daha mufassal şeyler yazabilirim.

Şu anda karşımızda kökleri bu toprağa bağlı, asaleti belli, geçmişi şâibesiz bir isim duruyor. Anadolu'nun derin bileşkesi ve mihveri İç Anadolu (İç Batı Ege'yi de oraya kattım) ilk defa başını meydana uzatıyor.

Fitnenin zaferine mi şahit olacağız; lodos görmüş buz dağı gibi eriyişine mi? Hep beraber bekleyelim.


1 Mayıs 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...