YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Bazı şeyleri değil yazmak, konuşmak bile ayıptır!.

Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in adı cumhurbaşkanı adayları arasında geçince, bazı kesimler Cem'e "Olamaz.. Çünkü o Sebataycıdır" diye tepki gösterdi..

Ben de buna karşı, "Cem'in atalarının etnik kökenine veya dini inançlarına bakarak, Cem'in politik yaşamını değerlendirmek yanlıştır" şeklinde yaklaştım..

Ve mesele tırmandı..

Sonunda bir gazetede, benim ailemde de Sebataycılar olduğu için böyle davrandığım yazıldı. Ve hatta, "Müslüman mahallesinde salyangoz satma" benzeri ifadeler de kullanıldı..

Aslında, böyle bir tartışmanın belki olması gerekirdi..

Diyelim ki ben de, 1492'de İspanya'da engizisyon zulmünden kaçıp, Osmanlı topraklarına sığınan Yahudilerden birinin torunuyum.. Ve diyelim ki, benim dedelerim de, sonra ihtida edip İslam dinini seçti..

Bundan, benim siyasal görüşlerim, dünyaya ve özgürlüklere bakış açımın değerlendirilmesi açısından, ne çıkar?

Ya da, diyelim ki 7'inci veya 8'inci yüzyılda Orta Asya'yı bırakıp, Batı'ya göç eden, Şaman inancına sahip Türkmenlerden geliyorum.. Ortadoğu'ya gelince, dedelerim Abbasi'lerin yönetimiyle kaynaşmış ve İslam dinini seçmişler..

Bundan ne çıkar?.

- Tanrı Dağı kadar Türküm.. Hira Dağı kadar Müslümanım deseydim, mesele hallolur muydu?

"Irkçılık", "yobazlık" veya "anti-Semitizm", bugünkü dünyanın ve Türkiye'nin hangi sorununa çözüm getirebilir ki?

28 Şubat post-modern darbesi sürecinde, her çeşit yobazlığın, inanan insanların başına neler getirdiğini görmedik mi?

Bizler laikliği demokratik bir uzlaşmacılık ve hoşgörü aracı biçiminde alırken, yobaz "jackoben laikçi"ler, bunu bir baskı aleti biçiminde, mütedeyyin insanlara karşı kullanmadılar mı?

Devlet memurları, eşleri başörtülü veya kendileri "5 vakit namaz kılıyor" diye damgalanmadı mı?

Şimdi bunun tersi olsa ve mukaddesatçı kesimler İran'daki gibi iktidarı ele geçirip, başı açık olanları cezalandırsa, daha mı iyi olur?

Ya da, Arapça konuşmayan ve Arap olmayan ırkların "sonradan olma Müslüman" diye aşağılanmaları gündeme gelse, hoş mu olur?

Anadolu gibi her ırkın, her dinin, her uygarlığın izlerini taşıyan bir toprakta, ırkçılık veya her türlü yobazlık yapılması, gerçekten tehlikelidir. Bu yobazlık bazan laikçilik şeklinde tezahür edip, mütedeyin insanları "şeriatçı" diye damgalar.. Bazan da, tarihi ve bugünü ile Türkiye'li olmayı kader biçiminde seçmiş insanları, "Ermeni", "Sebataycı", "Kürt" diye sınıflayıp, "ötekiler" arasına sokar..

6-7 Eylül 1955 gecesi, yağmacı kalabalıkların, İstanbul'un biz Türkler kadar eski sakinleri olan Rumların ve diğer azınlıkların evlerini, dükkanlarını nasıl tahrip ettiğini, hepimiz utanarak hatırlamıyor muyuz?

Ve 2000 yılında Avrupa Birliği adı verilen demokrasi projesi içinde, bütün farklı etnik grupların, milletlerin, dinlerin ve mezheplerin kaynaşması hedefine yönelmişken, Türkiye'deki "devletçi-jackoben yobazlık"tan yeter derece eziyet çekmiş olanların, "şu Sebataycıdır, bu değildir" demesi, ayıp değil mi?

Bu bir polemik yazısı değildir..

Bu bir hayal kırıklığının ifadesidir..

Tabiî ki bir yazı ile, kimse düşüncelerini, tutumunu ve saplantılarını değiştirmez..

Ama iki kişi arasında konuşulması bile ayıp olan konuların, "siyasi tutum" diye kamuoyu önüne geçirilmesi ve bazı kesimlerin bu şekilde aşağılanmak istemesi, hepimizin özlemini çektiği "demokratik, uzlaşmacı, özgürlükçü" düzene ulaşmamıza yardım etmez ki..

Demokrasinin, insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün bir anlam taşımadığı ve "töre" kavramının gündeme getirildiği bir son gelişmeyi, daha geçen hafta üzülerek izledik..

Şimdi de eğer, bir başka kesimin töreleri arasında "ırkçılık" ve "yobazlık" gibi kavramlar gündeme gelecekse, işimiz gerçekten zorlaşır..

Diyelim ki ben Yahudiyim.. Veya Ermeni'yim.. Bu neyi değiştirir?

ŞAKA

Farklı bir faşizm!.

Gerçekten aydın olan insanlar, insanlığın ortak değerlerini ön plana çıkartır.. İnsanları birbirinden ayıran ve hatta karşı karşıya getirip, düşman gösteren öğeleri ön-plana çıkartan siyasi ideolojinin adı "faşizm"dir..

Türkiye, "devletçi faşizm"in ne olduğunu çok gördü..

Eğer sivil toplumun bir kesimi de ırkçılığa yönelecekse, bu defa "devlet-dışı faşizm"i de göreceğiz demektir.

NEO-FAŞİZM

Anti-Semitizm insanlık suçudur!.

Kimin Yahudi kökeninden geldiğini araştırmak veya sonradan din değiştirenleri "bizden değil" diye damgalamak, Avrupa malı ve Hristiyan yapımı bir olgudur..

Katolik kral Ferdinand ve kraliçe İzabella, 31 Mart 1492 tarihinde Yahudilerin "Tasfiyesi Fermanı"nı yayınlarken, "Hristiyanlarla Yahudilerin kaynaşması en büyük şer kaynağıdır" diyorlardı.. "Engizisyon" adı verilen o süreçte, Musevi'liği bırakıp Hristiyan olan ve kendilerine "Marrano" denilenlerden 8 bin kişi de, "saf-kan katolik" olmadıkları için diri diri yakıldı..

Yahudi ırkına karşı duyulan düşmanlık (anti-Semitizm), yine bir Hristiyan kurumudur.. Buna göre, Hz. İsa'nın mesihlik iddiası Filistin'deki Yahudi toplumunu öfkelendirmiş ve Hz. İsa'yı, Yahudiler Roma'lı Vali Pontus Pilate'ye teslim edip, çarmıha gerdirmişlerdir. "Matta İncili"nin 27'inci babında anlatılan öykü budur. (Liberal Düşünce, sayı 7 - Avrupa'yı Kurmak, A.Nuri Yurdusev)

"Anti-Semitizm"in Almanya'da hangi tür bir soykırıma dayandığını ve Hitler'in "Yahudi'ye karşı kendimi savunarak, Tanrının davası için savaşıyorum" dediğini biliyoruz..

Şimdi sade anti-Semitizm değil, Hitler'e karşı beğeni seslendirmek bile, evrensel bir ayıp.. Avusturya'lı Haydar (Jorg Haider) bu yüzden ülkesini izolasyona itti..

Ayrıca Vatikan da, 1965'teki bir kararla, Yahudilerin İsa'nın ölümünden sorumlu oldukları tezini, resmen reddetti..

Biz 2000'li yıllarda bazı kesimlerin anti-Semitizm yaptığına tanık olursak, anlayalım ki bu Hristiyan kökenli, çağ-dışı bir davranıştır.


1 Mayıs 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...