|
|
 |
'Haberlerin çoğu yalan'
MUMCU suikastı zanlıları, Hamza Keleş ile Cevdet Volkan tarafından sorgulandılar. Savcı Keleş, basında çıkan haberlerin yüzde 80'inin yalan ve yanlış olduğunu söyledi.
İSTANBUL- Gazeteci-yazar Uğur Mumcu'ya yönelik suikastte parmağı oldukları sanılan kişilere yönelik operasyonlar tüm hızıyla sürerken gözaltına alınan kişilerle ilgili şok bilgiler ortaya çıktı. İstanbul polisi ile MİT'in yürüttüğü ortak operasyon sonucunda suikaste adı karışan iki önemli isim daha yakalandı. Adlarının Arif Tari ve Fatih Aydın olduğu öğrenilen bu isimlerden Tari'nin 1994 yılında İran Şahı'nın koruması Ali Ekber Gorani'nin kaçırılması eylemine karıştığı anlaşıldı.
Emniyet yetkililerinden edinilen bilgilere göre Tari, önceki gün gözaltına alınan Muzaffer Dağdeviren, Yusuf Karakuş, Abdulhamit Çelik ve Hasan Kılıç'la birlikte İran devriminden sonra Türkiye'ye kaçan Şahın koruması Gorani'yi kaçırdıktan sonra Muhsin Kalgerazat isimli İstanbul Başkonsolosluğu görevlisine teslim ettiler. Konsolos Yardımcılığı görevini yürüten Kelgerazat'ın İran Gizli Servisi SAVAMA adına çalıştığı öğrenildi. Şahın kaçırılan koruması Gorani ortadan kaybolduktan bir süre sonra ölü olarak bulunmuş, ancak olay o dönemde aydınlatılamamıştı.
İğneci Yusuf Karakuş
Bu arada Hizbullah operasyonundan sonra yoğunlaşan soruşturmada verdiği bilgilerle operasyon için start verilmesini sağlayan İğneci lakaplı kişinin Yusuf Karakuş olduğu ortaya çıktı. Karakuş'un Beykoz operasyonundan sonra gözaltına alındığı ve polise, Mumcu cinayeti konusunda örgüte verdiği bir bilgilendirme notundan bahsedip olayı kimlerle birlikte gerçekleştirdiği konusunda bilgi verdiği öğrenildi. İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın kurdurduğu özel komisyonun ise, İstanbul polisinin Beykoz'daki villada ele geçirdiği dökümanlardan yararlanarak soruşturmanın genişletilmesini sağladığı bildirildi. Bir Emniyet yetkilisi, "Operasyonun çıkış noktası Hizbullah operasyonlarıdır" dedi. Aynı yetkili, suikastle ilgili olarak İranlı isimlerin gözaltına alınıp alınamayacağı yönündeki soruya, "Cinayetin üzerinden yedi yıl geçti. Biz elimizdeki bilgilere göre Türk uyruklu zanlıları yakaladık. İranlı zanlıların Türkiye'yi terkettiklerini sanıyoruz" yanıtını verdi.
Derin bomba
ANKARA- Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu suikastıyla ilgili olarak İstanbul'da yakalanarak gözaltına alındıktan sonra önceki gün Ankara'ya getirilen ve aralarında Selam gazetesinin eski yönetici ve temsilcilerinin de bulunduğu zanlıların sorgusu sürerken, soruşturmayı yürüten Ankara DGM Savcısı Hamza Keleş, şok bir açıklamada bulundu. Savcı Keleş, Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada, basında yer alan olayla ilgili haberlerin yüzde 80'inin yalan ve yanlış olduğunu belirterek, "Medya olayı çok abartıyor" dedi.
Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi'nde bulunan sanıklara, 4 günlük ek süre daha alınacağı öğrenildi. Ek süre verilmesiyle birlikte Adli Tıp'tan doktor raporu da alacak olan sanıklar, dün soruşturma savcısı Hamza Keleş ve Ankara DGM Başsavcısı Cevdet Volkan tarafından bir saat süreyle sorgulandılar. Keleş ve Volkan, TEM Şubesi'ndeki sorgudan sonra yeniden DGM'ye döndüler. Emniyet dönüşü Yeni Şafak'ın sorusunu cevaplandıran Hamza Keleş, ilginç açıklamalarda bulundu. Basında yer alan olayla ilgili haberlerin yüzde 80'inin yalan ve yanlış olduğunu ifade eden Keleş, medyanın olayı aşırı derecede abarttığını bildirdi. Başsavcı Volkan ise, kendisine yöneltilen sorulara, olayla ilgili yayın yasağı konulduğu için bilgi veremeyeceğini söyledi.
'Herkesten önce açıklarım'
Soruşturmanın büyük bir titizlik içinde sürdürüldüğünü kaydeden Keleş, aynı zamanda yine bombalı saldırı sonucu öldürülen Ahmet Taner Kışlalı ile ilgili soruşturmayı da yürütüyor. Keleş, Hizbullah operasyonunun sürdürüldüğü sırada, Kışlalı'nın Hizbullah militanları tarafından öldürüldüğü yolundaki haberler üzerine yine açıklama yapmış ve yazılanların hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını belirtmişti. Savcı Keleş, o zaman yaptığı açıklamada, "Eğer gerçek zanlılar yakalanmış olsa, bunu herkesten önce ben çıkar açıklarım, çünkü benim hayattaki en büyük arzum Mumcu ve Kışlalı suikastlerinin aydınlanmasıdır" demişti.
Çetin, bugün hakim önünde
Bu arada, Mumcu suikastının tanığı olduğu gerekçesiyle Ankara 1 No'lu DGM'de idam istemiyle yargılanan Abdullah Argun Çetin, bugün yeniden hakim önüne çıkıyor. Refahyol hükümeti döneminde Adalet Bakanı Şevket Kazan tarafından adı ortaya atılan Çetin'in, daha sonra yapılan muayenede bir takım psikolojik sorunlarının olduğu saptanmıştı. Keleş, bu davada duruşma savcılığı yapıyor.
Ankara DGM savcılarından Nuh Mete Yüksel ise, Yeni Şafak'a yaptığı değerlendirmede, "İkinci bir Abdullah Argun vakasının yaşanacağını sanmıyorum" dedi. Bu defa işin çok ciddi olduğunu kaydeden Yüksel, "Eğer iş bu kadar ciddi olmasaydı İçişleri Bakanı kalkıp bu kadar kesin ve net açıklamalarda bulunmazdı. İnşallah suikast kısa sürede aydınlanır" diye konuştu.
Evin GÖKTAŞ
|
 |
 |
Hükümette töre tasfiyesi
Cumhurbaşkanlığı'na aday olduktan sonra MHP milletvekillerinin Meclis bahçesinde tacizine uğrayan MHP'li Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu, dün de jet hızı ile hükümetten azledildi.
Tek ipucu Karakuşku
UMUT operasyonunda Mumcu cinayetiyle ilgili yeni bazı bilgilere ulaşıldı, ancak tüm gelişmelerin Yusuf Karakuş'un verdiği ifadelere endekslenmesi kuşkulara neden oldu
'Kimseyle ilgimiz yok'
SELAM Gazetesi'nin Yayın Koordinatörü Cevdet Kılıçlar, operasyonlarda gözaltına alınan kişilerle gazetelerinin hiçbir bağlantısının olmadığını söyledi.
Asıl amaç diyalog
"Dinler arası diyalogun, dinleri birleştirme faaliyeti olmadığını belirten Diyanet İşleri Başkanı Yılmaz, "Diyalogtan kaçmak anlam verilemeyecek bir davranış biçimidir" dedi.
Çakıcı konuştu
'Tombaladan çıkmadım'
Yeraltı dünyasının ünlü ismi Alaattin Çakıcı DGM'de yargılandığı çete davasında son sözünü soran mahkeme heyeti ve basın mensuplarına teşekkür ederek, mahkemenin vereceği her türlü cezaya razı olacağını söyledi.
Temizlik oscarları dağıtıldı
Yolsuzlukla Mücadele Derneği, aralarında Salim Uslu, Adnan Kahveci, Abdi İpekçi ve gazetemizden Murat Kelkitlioğlu'nun da bulunduğu yüz kişiye onur belgesi verdi.
Vakıfbank start aldı
ANKARA- Özelleştimeden Sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova, Vakıfbank'ın yüzde 20'sinin satışı ile ilgili tasarının imzalarının tamamlanmak üzere olduğunu belirterek, tasarının önümüzdeki hafta Meclis'e sunulacağını söyledi. Yalova, diğer üç kamu bankasıyla ilgili özelleştirme çalışmalarının geciktirilmesini eleştirdi.Yalova, dün makamında düzenlediği basın toplantısında Vakıfbank'ın yüzde 20 hissesinin satışı ile ilgili bilgi verdi. Yüksel Yalova, Vakıfbank'ın yüzde 20'lik hissesinin satışına izin veren tasarının imzalarının tamamlanmak üzere olduğunu belirterek, "Tasarıyı imzalamayan birkaç Bakan kaldı. 30'a yakın imza tamamlandı. Kültür Bakanı da inceledikten sonra imzalayacağını söyledi. Sanırım tüm imzalar bu hafta içinde tamamlanır ve gelecek hafta Meclis'e sunulur" diye konuştu. Yalova, Vakıfbank'ın yüzde 20'lik hissesinin satışından elde edilecek gelirin vakıf eserlerinin onarımında kullanılacağını ifade ederek, bankanın satılacak olan yüzde 20'lik hissesinin dışında satılabilecek olan yüzde 25'lik daha hissesinin bulunduğunu ve tasarının yasallaşması ile bankanın toplam yüzde 45'lik hissesinin özelleştirilebileceğini bildirdi. Dünya Bankası'nın Vakıfbank'ın yüzde 20'lik hissesinin satışını yeterli bulmadığının hatırlatılması üzerine Yalova, kamu bankalarının özelleştirilmesi konusunda Vakıfbank'ın üzerine düşeni yaptığını ifade ederek, "Yüzde 20'lik özelleştirme iyi bir başlangıçtır. Kamu bankalarının özelleştirilmesi sadece Vakıfbank'la kalmamalı. Vakıfbak, özelleştirme konusunda üzerine düşeni yapmaktadır. Diğer üç banka da özelleştirme konusunda ne yapacaklarını kamuoyuna açıklasınlar" dedi.Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün katma bütçeli kuruluş olması nedeniyle vakıf eserlerinin onarımında rahat hareket edemediğinden yakınan Bakan Yalova, genel müdürlüğün katma bütçeli kuruluş statüsünden çıkartılacağını söyledi. Yalova, bir soru üzerinede özelleştirme kapsamındaki KİT'lerin özerk bir yapıya kavuşturulması için hazırlanan tasarıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini belirterek, tasarıyla TÜPRAŞ, THY, PET KİM gibi kurumlarda çalışan üst düzey personelin maaşlarının yükseltileceğini söyledi. Yalova, bu uygulamanın kamu ücret politikasını bozup bozmayacağına ilişkin bir soruya da "Ne yapayım bozarsa bozsun" cevabını verdi.
|
|